MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu HUMK'nın 438/I. maddesindeki parasal sınır, 5236 sayılı Kanun'un 19. maddesiyle HUMK’na eklenen Ek-Madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 18.560,00 TL’dir.Temyize konu 30.09.2013 tarihli kararda dava değerinin 9.477,61 TL olması nedeniyle, duruşma isteğinin miktar yönünden reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalının, müvekkili kooperatifin ortaklarından olduğunu ve birden fazla bağımsız bölüm ortaklığına sahip olduğunu, davalının düzenlenen bağımsız bölüm planında eski 80, yeni 27 no'lu bağımsız bölüme ait fer'ileriyle birlikte toplam 9.477,61 TL aidat borcunu ödememesi sebebiyle başlatılan başlatılan takibe davalı tarafça itiraz edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin, kooperatifte birden fazla ortaklığının bulunduğunu, dava konusu bağımsız bölüme ait aidat borcu bulunmadığını, diğer bağımsız bölümlerle ilgili aidat borcunu ödemediğinden bahisle davacı kooperatif tarafından müvekkili hakkında itirazın iptali davaları açıldığını, istifa ettiği üyelikle ilgili ise alacağının mahsup edilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre, davalının, davacı kooperatifin üyesi olduğu, üyelik ilişkisi sebebiyle kooperatife yapmış olduğu ödemelerin, genel kurulca kararlaştırılan üye aidat borcu ve yönetim giderlerinden fazla olduğu, eski 80, yeni 27 no'lu bağımsız bölüm ortaklığından dolayı davacı kooperatife herhangi bir borcunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, üyelik aidat borcunun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.20.11.2012 tarihli ek bilirkişi raporunda, davalı ... Eren'in 3 pay sahibi olduğu ve bunlar için 420.499,30 DEM ödeme yaptığı, bu ödemelerin kooperatif tarafından talep edilen tüm ödemeleri karşılayacağı, 10.07.2013 tarihli ek raporda ise, dava dışı 32 nolu villa için ödenmiş pergola bedelinin de Seyide Eren'in yaptığı ödemelere kaydedilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece, davalı tarafça yapılan tüm ödemeler tek hesapta .../...toplanarak, bu miktarın davalının halen elinde bulundurduğu daireler için kooperatife ödemesi gerekli aidat ve diğer giderleri karşıladığı yönündeki görüşün benimsendiği anlaşılmaktadır.Davalının davacı kooperatifte son aşamada 4 ayrı ortaklık payı bulunduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Somut uyuşmazlıkta, sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için öncelikle davalının üyelik statüsünün, peşin ödemeli ortak olup olmadığının, üyeliklerinin dayanağının, eski 80 yeni 27 no'lu bağımsız bölümün davalıya ne şekilde geçtiğinin ve mevcut üyelik sayısına göre kooperatife olan borçlarını ödeyip ödemediğinin açık ve kesin bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi uyarınca ortaklar, hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadır. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve altyapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe, 1163 sayılı Kanun'un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Davacıya üyeliği devreden kişinin peşin bedelli ortak olduğunun belirlenmesi halinde, davacının da peşin bedelli ortak olarak kabul edileceği tartışmasızdır. Ancak genel kurulda anılan devir sözleşmesinin içeriğinin benimsenmesi suretiyle ya da açıkça peşin bedelli ortaklık tesis eden bir karar alınmadığı sonucuna varılması halinde, Seyide Eren'den uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmemiş ise, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde; bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, Seyide Eren'in peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir.Öte yandan, davalının peşin ödemeli ortak olduğunun tespiti halinde, normal üyelik aidatı istenmesi olanaklı değilse de genel yönetim giderlerine katılmak zorunda olduğunun kabulü gerekir. Takip talebi ile davalıdan 18.05.2008 tarihli genel kurul kararları uyarınca 7.500,00 TL aidat ve 1.625,00 TL yönetim gideri talep edilmiştir. Mahkemece, talep edilen alacakların nitelikleri ayrı ayrı belirlendikten sonra, davacının ortaklık durumu ve varsa ortaklığının niteliğine göre istenilen alacakların hangilerinden ne miktarda sorumlu olduğu araştırılmalıdır.Bu durumda mahkemece, kooperatif uygulamaları konusunda uzman üç kişilik bir bilirkişi kurulu seçilerek, davalının diğer üyelikleri ile ilgili dava dosyaları getirtildikten sonra, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararları, tüm defter, kayıt ve belgeleri ile varsa banka kayıtları incelenerek, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda önceki bilirkişi raporundaki tespitleri tartışan, özellikle diğer dava dosyalarının değerlendiren, açıklamalı, gerekçeli, davacının itirazlarını cevaplar nitelikte, denetime elverişli bilirkişi raporu .../...alındıktan sonra, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, davalının devretmiş olduğu üyelikler için yapılan ödemelerin devredilen üyelik için yapılmış olduğu hususu gözardı edilerek dava konusu edilen üyelik ile ilgili borçtan mahsubu suretiyle, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.