Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2749 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2653 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ 1-01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6103 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 179/a maddesinin 1. ve 2. fıkraları, "Mahkeme, iflâsın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarının onaylanması için derhal bir kayyım atar; ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alır. Kayyımın atanmasına ilişkin karar, kayyımın mahkemece belirlenmiş görevleri ve temsil yetkisi ile bunların sınırları ve iflâsın ertelenmesine ilişkin talep 166. maddenin ikinci fıkrasındaki usul ile mahkeme tarafından ilân ve ticaret siciline tescil ettirilir. Mahkeme bu arada erteleme talebini karara bağlar." hükmünü içermektedir. Mahkemece, iflas erteleme talebi ile ilgili ilânlar yapılmış ve kayyım atanmış ise de, dosyada kayyım atanmasına ilişkin karar ile kayyımın mahkemece belirlenmiş görevi ve yetkilerinin ve bunların sınırlarının ilânı ve ticaret siciline tescili ile erteleme talebinin ticaret siciline tesciline ilişkin belge ve gazete örneklerine rastlanmadığından varsa tescile ilişkin evrakın ve ilan örneklerinin dosya içerisine konulması, aksi takdirde gerekli ilanlar ve tescil işlemi yaptırılarak tescil evrakı ile gazete örneklerinin dosya içerisine konulması, ayrıca müdahale dilekçesi verilmesi halinde, gerekçeli kararın yeni müdahil ya da müdahillere usulüne uygun olarak tebliğ edilip, yasal temyiz süresinin beklenmesi ve hükmü temyiz eden olması halinde, temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliği ile temyize cevap süresinin beklenmesi,2-Davaya müdahale dilekçesi sunduğu halde gerekçeli karar başlığında isimleri yazılmayan müdahiller ...'den temlik alan ile karardan sonra müdahale dilekçesi sunan. vekillerine gerekçeli kararın tebliğine ilişkin tebligat parçasına rastlanamamıştır. Gerekçeli karar adı geçen müdahillere ya da usulüne uygun vekaletname sunulmuş olması halinde vekillerine tebliğ edilmiş ise tebliğ belgesinin dosya içerisine konulması, tebliğ belgesi temin edilemez ise tebliğ tarihinin posta idaresi ve mahkeme kayıtlarından araştırılarak tespiti, tebliğe çıkarılmamış ise Tebligat Kanunu ve Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin beklenilmesi,3-7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17. maddesi, “Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya ../..S.2. hizmetçilerinden birine yapılır." hükmünü; tebliğ tarihinde yürürlükte bulunan Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 26. maddesi, "Belirli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenlere, o yerde de tebligat yapılabilir. Muhatabın işyerinde bulunmaması halinde tebliğ, aynı yerde sürekli olarak çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Muhatap, meslek veya sanatını konutunda icra ediyorsa, kendisi bulunmadığı takdirde memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Bunlardan hiç birinin bulunmaması durumunda tebliğ, aynı konutta sürekli olarak oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır." hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinde muhatabın bulunmama nedeninin araştırılması ve tebliğ belgesinde gösterilmesi gerektiğine yönelik bir düzenleme getirilmemiş ise de, önce muhatabın aranması, muhatabın tevziat saatinde o yerde bulunmadığının ancak aynı gün tevziat saatinden sonra döneceğinin tespiti halinde daimi memur veya müstahdemlerden birine, işyeri ev ise memur ya da müstahdemlerden birine, bunlar da yok ise aynı konutta oturan kişilere ya da hizmetçilerden birine tebligatın yapılması gerekmektedir. Tebligat Kanunu'nun 20. maddesinde ise, tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için "13,14,16,17 ve 18. maddelerinde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21. maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13,14,16,17 ve 18. maddelerinde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılırsa bu tarihten itibaren 15 gün sonra yapılmış sayılır. "hükmüne; Yönetmeliğin 29. maddesinde, ''21, 22, 23, 25, 26 ve 27. maddelerde yazılı kişiler, Tebliğ yapılacak olanın geçici olarak başka yere gittiğini belirtirlerse, tebliğ memuru, muhatabın hangi sebeple adresten geçici olarak ayrıldığını, beyanda bulunanın adı ve soyadı ile sıfatını tebliğ tutanağına yazar. Tebliğ tutanağını beyanda bulunana imzalattırır ve tebliğ edilecek evrakı beyanda bulunana verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Bu kişilerin beyanlarını imzadan kaçınmaları veya tebliğ evrakını kabul etmemeleri durumunda, tebliğ memuru bu hususu tutanağa yazar, imzalar ve tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti üyesinden birine ya da kolluk amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve teslim ettiği kişinin adresini içeren ihbarnameyi gösterilen adresin kapısına yapıştırır." hükmüne yer verilmiştir. a-Somut olayda, gerekçeli karar müdahiller,...vekillerine tebliğe çıkarılmış ve daimi çalışanlarına tebligat yapılmış ise de, tebliğ belgelerinde muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu'nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligatlar, Tebligat Kanunu'nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 26 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir. ../..S.3. Bu durumda, gerekçeli kararın adı geçen müdahiller vekillerine Tebligat Kanunu ve Yönetmelik Hükümlerine uygun olarak tebliğ edilip, yasal temyiz süresinin beklenmesi ve hükmü temyiz eden olması halinde temyiz dilekçesinin davacı vekiline tebliği,b- Davacı vekiline temyiz dilekçeleri tebliğe çıkarılmış ve daimi çalışanlarına tebligat yapılmış ise de, tebliğ belgelerinde muhatabın tevziat saatinde işyerinde bulunmadığına ve aynı gün döneceğine ilişkin bir tespite yer verilmediği görülmüştür. Tebligat Kanunu'nun tevziat saatinde o yerde bulunmayıp, aynı gün tevziat saatinden sonra dönmeyeceği belirlenen muhataplar için düzenleme içeren 20. ve Yönetmeliğin 29. maddesinde aranan, anılan belirlemeye ilişkin bir açıklama da tebliğ belgesinde bulunmamaktadır. Bu tebligatlar, Tebligat Kanunu'nun 17 ve 20; tebliğ tarihinde yürürlükte olan Yönetmeliğin 26 ve 29. madde hükümlerine uygun yapılmış değildir. Bu durumda, temyiz dilekçelerinin davacı vekiline Tebligat Kanunu ve Yönetmelik Hükümlerine uygun olarak tebliğ edilip, temyize cevap süresinin beklenmesi,4-Davacı vekili Av. ...'ın iflas erteleme ve iflas isteme yetkisi içeren okunaklı bir vekaletnamesinin dosya içerisine konulması,5-6100 sayılı HMK'nın 301/1. maddesine göre "Hüküm yazılıp imza edildikten ve mahkeme mührü ile mühürlendikten sonra, nüshaları yazı işleri müdürü tarafından taraflardan her birine makbuz karşılığında verilir ve bir nüshası da gecikmeksizin diğer tarafa tebliğ edilir."Gerekçeli karar, davacı vekili Av. ...'a karar üzerine şerh verilmek suretiyle tebliğ edilmişse de, HMK'nın 301/1. maddesi uyarınca hükmün yazı işleri müdürü tarafından taraflardan herbirine makbuz karşılığında verilmesi gerektiğinden ve 03.04.2012 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği'nin "Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesi" başlıklı 6/3-b maddesi gereğince talep halinde gerekçeli kararın tebliğini sağlamak yazı işleri müdürünün görevleri arasında olduğundan tebligatın usulüne uygun olduğu söylenemez. Bu bilgiler ışığında, gerekçeli kararın davacı vekiline Yazı İşleri Müdürü tarafından HMK'nın 301/1. ve 06.08.2015 tarihinde yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 169/3-b maddelerine ya da kalem dışında 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi ve temyiz edilmesi halinde temyiz dilekçesinin müdahiller vekillerine tebliğ edilerek, temyize cevap süresinin beklenmesi,İçin dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.