MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalı aleyhine müvekkili kooperatifin aidat alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlattığını davalının borca itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve davalıdan %40'dan az olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, 2007-2008 yıllarına ait borcu 08.07.2007 tarihli 3040,00 TL bedelli çek ile ödediğini, kooperatife herhangi bir borcu olmadığını, bu nedenle ferdi ilişkiye geçilerek taşınmaz tapularının verildiğini, savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalının icra takibine konu aidatları ödemediği, itirazının haksız olduğu ve itirazında kötü niyetli olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 3280,00 TL asıl alacak ve 1652,60 TL işlemiş faiz yönünden itirazın iptaline, asıl alacağa %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir. Kararı davalı temyiz etmiştir.1-Dava, aidat alacağının tahsili istemiyle açılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme ve alınan bilirkişi raporu yeterli araştırmayı ihtiva etmemektedir. Davalı tarafından aidatların ödenmesi maksadıyla çek verildiği belirtilmiş, ayrıca Necdet Tutuş tarafından yapılan ödemeninde nazara alınmadığını, 08.09.2009 tarihli kooperatif başkanlığından alınan yazıda dükkana ait borcun bulunmadığını belirtildiği ancak bilirkişi raporunda ise bu hususların incelemeye alınmadığı belirtilerek rapora itiraz edilmiştir. Gerek bilirkişi raporunda değinilmeyen gerekse rapora itirazda ileri sürülen ödeme ile ilgili itiraza konu herhangi bir değerlendirme yapılamadan ve ek rapor alınmadan eksik inceleme ile, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.2- Kabule göre de, talepte 2860,00 TL aidat alacağı talep edilmiş olmasına rağmen HMK 26. maddesi uyarınca talebi aşarak 3280,00 TL'nin kabulüne karar verilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120/2. maddesindeki düzenlemeye aykırı olacak şekilde %36 oranında temerrüt faizi üzerinden takibin devamına karar verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.