Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2718 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8991 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Elazığ 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/06/2013NUMARASI : 2012/299-2013/441Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalının, kooperatiften aldığı mallara karşılık olarak verdiği senette yazılı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin yaptığı kısmi ödemeler düşülmeksizin alacağın tamamı üzerinden icra takibi yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 27.04.2012 tarih ve 2012/1255 Esas, 2012/3183 Karar sayılı ilamıyla “...kooperatife ait tüm defter ve kayıtlar, genel kurul ve yönetim kurulu kararları, varsa banka kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak, tarafların iddia ve savunmaları da gözönünde bulundurulmak suretiyle, davalı tarafından, dava tarihinden önce yapıldığı öne sürülen kısmi ödemeler de dikkate alınarak, gerçek borç miktarını belirtir, açıklayıcı, gerek??eli, denetime elverişli rapor alınması ve oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.“gerekçesiyle bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uylarak aldırılan ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının 8.196,50 TL asıl alacak, 37.724,19 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 45.920,00 TL alacağı olduğu halde, borçlu davalı lehinde olacak şekilde sadece 26.200,00 TL talep edildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline, alacak likit olmadığından icra inkâr isteminin ise reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen temyiz nedenlerine göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2)Dava, kooperatif üyesi davalının kooperatiften satın aldığı emtia bedelinin karşılığı olarak verilen senet bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddesi ile 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanunu'nun 7. maddesinde, temerrüt faizi, temerrüt faizinin üst sınırı ve yürürlüğü düzenlenmiştir.Kooperatif üyesi davalının kooperatiften satın aldığı emtia ve bedeline ilşkin taahhütname imzalandığı ve emtia bedeli karşılığı senet verildiği, taraflar arasında imzalanan ve sözleşme niteliğindeki taahhütnamede bono bedelinin süresinde ödenmemesi halinde borçlu davalının aylık %6 oranında faiz ödemesinin kararlaştırıldığı sabittir. Hâl böyle olunca, 818 sayılı BK’nın 101/2. ( 6098 sayılı TBK’nın m. 117. ) maddesine göre, bonoda belirlenen tarih kesin vade olup, borçlusunun bir ihtarla ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek kalmadan, borcun ifasının istenebileceği kuşkusuzdur. Bu durumda, bonoda kararlaştırılan faiz oranı, 120. maddede düzenlenen temerrüt faizine ilişkin olup, kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. Dolayısıyla, bono bedelinin vadesinde ödenmemesi durumunda alınmasına karar verilen temerrüt faizi, 6098 sayılı TBK’nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak kaydıyla, yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabilir. Bu durumda; davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranıdır ve sözleşmeyle kararlaştırılan temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. Belirtilen açıklamalar ve mevzuat hükümleri karşısında; mahkemece, takip tarihine kadar işlemiş faiz ile takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranının aylık %6 (yıllık %72) olarak hesaplanması yasaya aykırı olmuştur.3)Öte yandan; takip ve dava sonrası 24.02.2012 tarihinde yapılan ödemenin bilirkişi raporunda ve kararda nazara alınmaması da doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.