Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 268 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 8324 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki üyeliğin tespiti ve tescili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava şartı yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, kooperatif ortaklığının davacının vefat eden eşi ... adına gözüktüğünü, vefata kadar da kooperatifle ilgili her konuda davacının ve murisin beraber hareket ettiklerini, muris ...'in eşi ...'in kooperatif kurulduğundan bu yana kooperatifçe talep edilen ... Kooperatifi'nin bu güne kadar ki ödemelerini, kendi hesabından yaptığını, tüm toplantılara da bizzat katıldığını, ayrıca kooperatif hisse sahibi muris ...'in müvekkiline bizzat teslim etmiş olduğu ... Kooperatifi'ndeki tüm hak ve hisselerini devrettiğine dair yazılı evrakı da dilekçeye ekli olarak sunduğunu, murisin vermiş olduğu 27.04.2009 tarihli ... 5. Noterliği'nin 2447 yevmiye nolu, murisin sahibi olduğu malvarlığına ait tüm taşınmazları satma, intikal ve banka hesaplarından para çekme yetkisi dahil olmak üzere çok geniş yetkileri kapsayan bir vekaletname mevcut olduğunu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 14. maddesinin 1 ve 2. fıkrasında üyelik yükümlülüklerinin davacı tarafça yerine getirilmesi sebebiyle ve 8. maddesi hükümleri de nazara alınarak, muristen intikal sebebine dayanılarak davacının maddi hukuka ilişkin hak sahipliğinin sabit olduğu ileri sürülerek, davacının davalı kooperatife ortaklığının kabulüyle, hisselerin davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı kooperatif, davaya cevap vermemiştir.Müdahil mirasçı ... vekili, kooperatif aleyhine açılan bu davayı murisin tüm mirasçılarına da yöneltmesi gerektiğini, davacının muris ... adına kayıtlı kooperatifteki hissesinde diğer mirasçılar ile birlikte iştirak halinde mülkiyet hakkı olduğunu, kooperatif hisse devrinin noterde yapılmadıkça ya da kooperatif karar defterinde karar altına alınmadığı sürece yapılan devir sözleşmelerinin geçerli olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafa davaya konu kooperatif hissesinin adına olduğu murisin bütün mirasçılarını davaya dahil edilmesi hususunda kesin süre verilmesine karşın davalı tarafça bu kesin süreye riayet edilmediği ve diğer mirasçıların davaya dahil edilmediği gerekçesiyle, HMK'nın 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Mahkemece, verilen dahili dava dilekçesi sonrasında ayrıca davaya dahil edilecek olan mirasçıların adreslerinin de bildirilmesi için verilen kesin süre içerisinde adreslerin bildirilmediği gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, mirasçıların veraset ilamına esas dosyada mevcut nüfus kayıt bilgilerinden öncelikle bilinen son adreslerine, bunun bilinmemesi halinde ise tespit edilecek mernis adreslerine tebligat çıkarılarak dahili dava dilekçesinin tebliği gerekirken, yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmeyip, bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de HMK’nın 119/1-b, 2. fıkralarının uygulanması halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi yerine davanın usulden reddine karar verilmesi de yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.