MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif bünyesindeki bağımsız bölümü ... Vergi Dairesi'nden ihale sonucu satın alarak tapu kaydının 09.11.2010 tarihinde müvekkili adına tescil edildiğini, davalı kooperatife başvurarak üyelik kaydının yapılmasını talep ettiğini, davalı tarafın şifahen önceki malike ait su ve elektrik borcu bulunduğu ve ödenmediği takdirde başvurularının işleme konulmayacağını bildirdiğini, müvekkilinin ihale sonucu aldığı bağımsız bölüme aldığı tarihten itibaren girmediğini ve kullanmadığını ileri sürerek, davalı kooperatife üyeliğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının bir önceki üye borçlarını ödemek istememesi nedeni ile üyelik devir işlemlerinin gerçekleştirilemediğini, kooperatifte su ve elektrik sayacı olarak süzme sayaç kullanıldığını, süzme sayaçlar ile tespit edilen tüketim miktarlarının üyeler tarafından kooperatife ödendiğini, kooperatife yeni giren üyenin, kendisinden önceki borçlardan da sorumlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve kısmen benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının, davalı kooperatif bünyesinde olan daireyi ihalede satın alarak malik olduğu, ancak ihalede ortaklık hissesi satılmadığından, davalı kooperatife doğrudan üye olmadığı, üyeliğin kooperatif yönetim kurulunun ve dolayısıyla kooperatif genel kurulunun iradesinde olduğu ve yönetim kurulunun ortaklığa kabule zorlanamayacağı gerekçesiyle, davacının üye olduğunun tespiti isteminin reddine, kooperatiflerin, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla hareket etmek durumunda olduklarından kooperatif üyesi olmayan bir kişinin dolayısıyla davacının, üyelerin işgücü ve parasal katkılarıyla hizmet üreten kooperatifin tek sayaç üzerinden elektrik tedariki hizmetlerinden yararlandırılmasının, hem hakkaniyete hem de kooperatifin kuruluş ve faaliyet amaçlarına aykırı olduğu gerekçesiyle, elektrik tedariki hizmetinden faydalandırılması talebinin de reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2)Dava, kooperatif ortaklığının tesbiti istemine ilişkindir. Kooperatif ortaklığı, kooperatif yetkili organlarının bu doğrultudaki açık bir kararı ile gerçekleşebileceği gibi, ilgili kişi ile üye sıfatını benimseyen yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, ödemeleri kabul etmesi gibi zımni (örtülü) şekilde de gerçekleşebilir. Bu durumda kooperatif konusunda uzman bir bilirkişi seçilerek kooperatif defter kayıt ve belgeleri ile genel kurul ve yönetim kurulu kararları, hazirun cetvelleri üzerinde inceleme yaptırılarak davalının genel kurul toplantılarına katılıp katılmadığı, hazirun cetvellerinde isminin bulunup bulunmadığı, herhangi bir aidat yatırıp yatırmadığı üzerinde durularak, açık ya da zımni olarak davacının kooperatif ortağı olarak kabul edilip edilmediği hususunda rapor alınıp oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.3)Kabule göre de, davacı tarafça tedbiren elektrik hizmetlerinden yararlandırılmasına karar verilmesi istendiği halde mahkemece yanılgılı olarak bu talebin esasa yönelik netice-i talep olduğunun kabulü ile bu konuda da esasa yönelik hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.