MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatifin üyesi olup aidat borcu bulunduğunu, 5.500,00 TL asıl alacak için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı, davacı kooperatifin üyesi olmadığını, 2008 yılı içinde kooperatifteki dairesini ve hissesini devrettiğini, bu tarihten sonraki genel kurullarda alınan kararların kendisini bağlamadığını, asıl kendisinin kooperatiften alacaklı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının davalıdan 5.500,00 TL alacağı bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile itirazın iptaline, asıl alacağın %40'ı icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davalı temyiz etmiştir.1) Dava, aidat alacağı için yapılmış olan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan HUMK’nın 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan Kanun'un 8. maddesinde Sulh Hukuk Mahkemesi'nde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işlere de Sulh Hukuk Mahkemesince bakılacağı öngörülmüştür. Buna göre, bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir.Somut olayda ise, davalı salt ödeme ve benzeri nedenlerle borçlu olmadığını değil, 2008 yılı içinde dairesini ve hissesini devrettiği, bu sebeple davalı kooperatifin ortağı olmadığından aidat bedellerinden sorumlu olmayacağını savunduğuna göre, davalının borçlu olup olmadığı ve borcun miktarı, ortak olup olmadığının tespitine bağlıdır. Ortak olup olmadığı çekişmeli olan davalının hukuki durumun belirlenmesine yönelik bu dava, malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, kooperatif ortağı olunup olunmadığının belirlenmesine bağlı bir davanın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceğine dair bir düzenleme mevcut olmadığından, somut olayda, davayı yürütme görevinin asıl görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi suretiyle yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.2) Bozma nedenine göre, davalının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.