Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2650 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 262 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki kayıt terkini davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.Davacı vekili, müflis ... tasfiyesine ilişkin ...2011/1 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkili alacağının 12 ve 22. sırada yer aldığını, ancak müvekkilinden önce 3. ve 8. sıralarda sıra cetvelinde yer verilen davalı alacaklının esasen müflis şirketin yönetim kurulunda görev yaptığını, davalının alacağının muvazaalı olduğunu ileri sürerek, davalıya sıra cetvelinde ayrılan 3 ve 8. sıraların iptaliyle, müvekkilinin alacaklarının bu sıralara alınarak davalının alacağı payın müvekkilinin alacağı oranında müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 2007 yılı sonuna kadar müflis şirketin ortağı ve yönetim kurulu başkanı olan davalının, şirketin ayakta kalabilmesi için şirkete borç olarak verdiği toplam 13.240.999,13 TL'nin bir kısmının tahsili için icra takibi yaptığı, icra takibine esas alacak iflas tarihi olan 17.05.2011 tarihine kadar ticari faiz işletilerek toplam 9.437.772,00 TL olarak hesaplandığı halde, sıra cetvelinin 3. sırasına 11.452.407,00 TL olarak kaydedildiği, takibe konu alacak haricinde kalan ve iflas tarihine kadar ticari faiz işletilen toplam 14.179.969,00 TL alacağın ise sıra cetvelinin 8. sırasına 13.334.514,00 TL olarak kaydedildiği, davalının şirketin kasa açığını kapatmak için nakit girdi sağladığı, şirketin finans açığını finanse ettiği ve müflisten alacaklı olduğunun sabit olduğu gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının iflas tarihi itibariyle iflas sıra cetvelinde adi alacak olarak 3. sıraya kaydedilen alacağının 9.437.772,00 TL olarak, 8. sıraya adi alacak olarak kaydedilen alacağının ise taleple bağlı kalınarak 13.334.514,00 TL olarak kabulü ile bu miktarların masaya kaydedilmesine, fazla olarak kaydedilen 2.014.634,00 TL alacağın davacının 12 ve 22 sıra nolu alacağına mahsuben davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Davalı vekilinin temyiz istemi yönünden;İflas sıra cetveline itiraz (kayıt terkini talebi) hakkında verilen hükmü temyiz eden davalı ... vekiline,14.01.2014 günü tebliğ edildiği halde, temyiz dilekçesi İİK'nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra 27.01.2014 tarihinde verilmiştir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar .../...verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas, 1990/4 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında Yargıtay tarafından da karar verilebileceği kabul edilmiş olmakla, temyiz isteminin reddi gerekmiştir.2-Mahkemece davanın kısmen kabul edilerek hükmedilen miktara yönelik davalının temyizinin süresinde olmaması nedeniyle davacı lehine kesinleşen kısmı dışında kalan ve davanın kısmen reddi kararına yönelik davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;Dava, kayıt terkin istemine ilişkindir. İİK'nın 234/1. maddesi, "İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166. maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder." hükmünü, 235/1. maddesinin ilk iki cümlesi, "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur." hükmünü içermektedir. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu husus üzerinde mahkemece re'sen durulmalıdır. Bu süre, kural olarak sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu'nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar, eğer davacı, aynı Kanun'un 223. maddesine göre, tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır.Bu itibarla sıra cetvelinin hangi tarihte hangi gazetede yayınlandığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde açıklıkla belirtilmesi ve davacının tebliğe elverişli adres bildirip, gerekli avansı yatırıp yatırmadığının net olarak bilinmesi şarttır.Dosya ekinde bulunan klasördeki belgelere göre, davaya konu sıra cetvelinin 04.06.2012 tarihli Bolu Olay gazetesinde ve 05.06.2012 tarihli Ticaret Sicili gazetesinde yayınlandığı, gazete asıllarının gönderildiği, sıra cetvelinin davacı vekiline 19.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Dairemizin geri çevirme kararı üzerine...cra Müdürlüğü'nün 08.01.2015 tarihli yazısı ile, davacı tarafın kayıt başvurusu sırasında tebliğ için masraf yatırmadığı, davacının alacak başvurularının sıra cetvelinin 12 ve 22. sıralarına kaydının yapıldığı ve sıra cetvelinin fotokopisi gönderilen 09.06.2012 tarihli Bugün gazetesinde yayınlandığı anlaşılmış olup, bu bilgilere göre kayıt başvurusu sırasında tebliğ masrafı vermeyen davacı tarafça, en son gazete ilanının yapıldığı 09.06.2012 tarihinden itibaren İİK'nın 235/1. maddesinde düzenlenen 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 28.06.2012 tarihinde davanın açıldığı anlaşılmıştır.İİK'nın 235/1. maddesinde düzenlenen 15 günlük dava açma süresi hak düşürücü süre olup mahkemece, davanın hak düşürücü süre içinde açılmış olmasına ilişkin özel dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, süresinde açılan davalar ile ilgili gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ise de; davanın kısmen reddi kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan, kararın HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hüküm fıkrasının aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile kararın gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 1. paragrafındaki "kısmen reddine" ibaresinin çıkartılması, 2. paragraftaki "mahsuben davacıya ödenmesine" ibaresinden sonra, "Fazlaya ilişkin davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine" ibarelerinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, davalıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, davalı yönünden karar düzeltme yolu kapalı, davacı yönünden kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.04.2015 tarihinde (1) numaralı bent için oyçokluğuyla, (2) numaralı bent için oybirliğiyle karar verildi.