Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2613 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7999 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 26.06.2014 gün ve 2013/9108 Esas, 2014/4925 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.Davacılar vekili, müvekkili arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında 20.05.1993 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, taşınmazın tapuda yüklenici adına devrinin yapıldığını, sözleşmeye göre teslimin 14.07.1997 tarihinde yapılması gerektiğini, teslimin süresinde yapılmadığını, davalı kooperatifin 12.12.1998 tarihli genel kurul kararı ile kendilerine haber verilmeksizin kur'a çekimi ve bağımsız bölümlerin dağıtımını yaptığını, müvekkillerine farklı dairelerin verildiğini, verilen dairelerde eksik işler bulunduğunu ileri sürerek, kat farkı bedeli, eksik işler bedeli, kira tazminatı ve sözleşmede öngörülen cezai şartı aşan kısmın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, teslim tarihinin fiili imkânsızlık tarihi olan 12.12.1998 olarak alınması gerektiğini, bu tarihe göre alacakların zamanaşımına uğradığını, bu tarih esas alınmadığı takdirde teslim tarihinin 28.05.2004 olduğunun kabulü gerektiğini, davacılardan ...'nın davasından feragat ettiğini, davacıların, öğrenme tarihinin 1998 yılı olduğunun kabulü ile varsa bu tarihtaki değerlere hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca sözleşmeye aykırılık bulunmadığını, cezai şartı aşan tutar olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, beninsenen 17.12.2009 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeye göre teslimin 12.05.1997 tarihinde yapılması gerektiği, 12.12.1998 tarihinde davacılar ve dava dışı şahıslara tapu kayıtlarının kur'a çekimi ile dağıtıldığı, sözleşmenin 9. maddesine göre geciken her ay için daire başına 1,00 TL ve bir yıldan sonrası için % 25 artırılmak suretiyle kira alacağının kararlaştırıldığı, davacılara sözleşmeye konu olanların dışında 3,7,8,10,11 no'lu dairelerin verildiği, sözleşmenin kooperatif karar defterine işlendiği, davacı tarafın 25.04.2003 tarihinde de taşınmazların teslim edilmediğinden bahisle ihtar çektiği, 30.04.2003 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiği, kural olarak eser sözleşmesinden kaynaklanan alacakların teslimden itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, teslim iskân ruhsatına bağlanmış ise zamanaşımının iskân ruhsatının alınmasından itibaren başlayacağı, somut olayda ve sözleşmede böyle bir şartın olmadığı, yüklenici davalının sözleşmeye uygun şekilde ve sürede edimini yerine getirmediğinin sabit olduğu, ancak kat farkı bedeli yönünden tanıklarca davacı ...'nın 1999 yılında kendilerine farklı daire düştüğünü öğrendiğinin belirtilmesi nedeniyle bu talebin zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiği, fiilen teslim alma tarihinin delil tespiti yaptırılan 28.05.2004 olarak kabulünün gerektiği, bu tarihe göre eksik işler bedeli ile kira alacağının istenebileceği, sözleşmeye eklenen kira ve cezai şarta yönelik maddenin tarafları bağlar mahiyette olduğu, bunun dışında kalan ve cezai şartı aşan miktarın tazminine yönelik talebin yerinde olmadığı, davacı ...'nın davasından feragat ettiği belirtmişse de ibraz edilen feragat dilekçesinin tarihsiz olduğu, ayrıca iştirak halinde mülkiyete konu bu taşınmazdan doğan alacakların tahsili istendiğinden davacılardan birinin feragatinin sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne eksik iş bedeli 14.102,88 TL, kira bedeli 778,66 TL olmak üzere toplam 14.880,748 TL'nin davalıdan alınarak miras payları oranında davacılara verilmesine, kat farkı bedeline ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine, davacı tarafın cezai şartı aşan kısma yönelik taleplerinin reddine dair verilen kararın davacılar vekilince temyizi üzerine Dairemizin 26.06.2014 gün, 2013/9108 esas ve 2014/4925 karar sayılı ilamı ile düzeltilerek onanmıştır. Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.1)Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme talepleri yerinde görülmemiştir.2) Taraflar arasındaki sözleşmede, arsa sahiplerine ait dairelerin arsa tapusunun devredildiği tarihten başlamak üzere üçbuçuk yılda teslim teslim edilmesi kararlaştırılmasına rağmen bu sürede teslim edilmediği ve yüklenicinin teslimde temerrüde düştüğü açıktır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi kurulu raporlarına göre, inşaatta halen eksik ve kusurlu işler bulunduğu tespit edilmiştir. Yine, sözleşmenin 11. maddesine göre, yapı kullanma izin belgesinin alınması işleminin davalı yüklenici tarafından takip edileceği, ancak harçların arsa sahiplerince ödeneceği benimsenmiştir. Az yukarıda değinildiği üzere, inşaatta halen eksik ve kusurlu işler bulunduğu gibi davalı yüklenici tarafından yapı kullanma izin belgesi işlemleri takip edilip sonlandırılıp davacı arsa sahiplerine harçları yatırması yönünde ihtarname gönderilerek, TBK'nun 106. (BK. md. 90) maddesi gereğince davacı yan alacaklı temerrüdüne de düşürülmüş değildir. TBK.'nun 149 (BK. md. 148) maddesinde öngörüldüğü gibi, zamanaşımı alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Yani zamanaşımı süresinin başlaması için, somut uyuşmazlığın mahiyeti gereği aranması gereken hukuki anlamda bir teslimin varlığından sözetmek mümkün değildir. Bu itibarla,davadaki konum farkı sebebiyle istenilen tazminat talebi yönünden, henüz zamanaşımı süresinin işlemeye başlamadığı gözden kaçırılarak, somut olayda herhangi bir hukuki değer taşımayan dairelerdeki konum farkının öğrenildiği tarihin esas kabul edilmek suretiyle anılan talebin zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bunun yanında, yanlar arasındaki sözleşmenin 9. maddesi uyarınca, arsa sahiplerine ait dairelerin süresinde teslim edilmemesi halinde, gecikilen her ay için 1.00 TL. ödenmesi ve gecikmenin yıllara sarkması durumunda da belirlenen bu bedelin % 25 artırılarak ödeneceği kararlaştırılmıştır. Belirtilen bu hüküm hukuki niteliği itibariyle gecikme tazminatıdır (BK.md. 106/II, 96; TBK. md. 118). Karar düzeltme incelemesine konu olayda sözkonusu olduğu gibi, kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının, arsa sahibinin gecikmeden doğan zararını karşılamaktan uzak kalması halinde, Yargıtay'ın istikrar kazanan uygulamalarında öngörüldüğü gibi süresiz uygulanamayacağı kabul edilmiştir.(Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2008/774-2436 E-K. sayılı ve 2011/515-7200 E-K sayılı kararları).Bu durumda, .../...kararlaştırılan maktu gecikme tazminatının ne kadar süreyle tarafları bağlayacağı konusuna gelince; bu süre, sözleşmedeki teslim süresi, gecikilen sürenin uzunluğu, öngörülen tazminat miktarı, geçen süre içinde gerçekleşen enflasyon, fiyat artışları, döviz fiyatları ve faiz oranlarındaki artış ve eksilişler ve rayiçlere göre istenebilecek miktar ile maktu tazminatın ödenmeye devam edilmesi halinde arsa sahibinin elde edeceği miktarlar da gözönünde tutulmak suretiyle bu hususta bilirkişi görüşünden de yararlanılarak, sözleşmede belirlenen maktu gecikme tazminatı miktarının en az 1 yıl süreyle mutlak bağlayıcı olacağı ve maktuen belirlenen miktar ile rayiçlere göre saptanacak miktar arasında en az bir misli fark bulunması gerektiği de dikkate alınarak hakkaniyete uygun biçimde hakim tarafından takdir edilmelidir. Hakim tarafından belirlenen makul süreden sonraki gecikme tazminatı miktarının da; her bir bağımsız bölüm için taşınmazın mevkii, konumu, ülkenin ve inşaatın yapıldığı yerin sosyo ekonomik koşulları da gözönünde tutulmak suretiyle ve sözleşmede kararlaştırılmış gecikme tazminatı yokmuş gibi gecikme tazminatının en az mahalli piyasa rayiçlerine göre mahrum kalınan kira bedeli kadar olacağı ilkesine göre bilirkişiye hesaplattırılması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir hükme varılması gerekirken anılan hususların gözardı edilmesi de doğru olmamıştır.Son olarak, davacılardan ...,... kendileri bizzat arsa sahipleri; diğer davacılar ...ise arsa sahib...nın mirasçılarıdır. Hal böyle iken davacılar lehine verilebilecek bir tahsil hükmünün buna göre kurulması gerekirken, kabule göre, mevcut kararda yapıldığı gibi, miras payları oranında davacılara ödenmesine karar verilmesi de hatalı olmuştur.Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken, düzeltilerek onama kararı verilmesi yerinde görülmediğinden Dairemizin düzeltilerek onama kararındaki gerekçe kabule göre bozma sebebi olarak değerlendirilip, yukarıdaki sebepler ilave edilmek suretiyle karar düzeltme talebinin kabulü gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin diğer karar düzeltme taleplerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, karar düzeltme taleplerinin kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, karar düzeltme peşin harcının istek halinde iadesine, 16.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.