MAHKEMESİ Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, davalı kooperatifin, müvekkilinin alt birliği olduğunu, anasözleşmesinin 11. maddenin (f) bendi uyarınca davalının “sulama bedellerinin %2’si kadar miktarı üst birlik hesabına yatırma yükümlülüğünün bulunduğunu," bu hüküm nedeniyle 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yılları için borç tahakkuk ettirilmesine rağmen ödenmemesi üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline ile %40 icra inkâr tazminatının ve %10 para cezasının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin hiçbir borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; ...nın 23.01.2006 tarihli, 287 sayılı genelgesinde sulama gelirinden % 2 oranında denetim ve eğitim giderlerine iştirak payının kesilmesinin ve 1163 sayılı Yasa'nın 38. maddesi ile de kooperatif ve üst birliklerin kendi anasözleşmelerinde yer alan hükümler doğrultusunda yıllık bilançolarındaki müspet gelir-gider farklarından ayrılan % 7'lik üst birlik ve merkez birliği yardım fonunu bağlı oldukları ilgili birlik ve merkez birliği hesaplarına aktarmalarının yasal zorunluluk olduğu, öte yandan, davacı vekilinin de dayandığı anasözleşmenin "ortaklık görevleri" başlıklı 11. maddesinin (f) bendinde ortaklık görevlerinden birinin de "sulama bedellerinin %2'si kadar miktarı üst birlik hesabına yatırmak" olduğunun belirtildiği, Kooperatifler Yasası'nın 75/2. maddesinde ise "kooperatifin, bağlı bulunduğu üst birlikler tarafından eğitilebileceği ve denetlenebileceği, kooperatifin, üst birliklerince kendilerine yönelik denetim ve eğitim hizmetlerine ait giderlere iştirak edecekleri" düzenlemesine yer verildiği, ortada davacı tarafından davalıya verilmiş bir eğitim-denetim hizmeti yok ise de, davacı üst birliğin birçok kuruluşa ve kooperatife hizmet verdiği, eğitim ve denetim hizmetinin bulunmayışı nedeniyle bağlı kooperatifler tarafından ödeme yapılmaktan kaçınılamayacağı, "eğitim ve denetim gideri" adı altında düzenlenen bu koşulun, fiili hizmet verilmesine bağlı olmadan "katılım payı" olarak alınması gereken bir miktar olduğu, alacağın ise likit olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, icra inkar tazminatı isteminin ise reddine karar verilmiştir.Kararı, taraflar vekili temyiz etmiştir.1-Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde,Takip konusu alacağın sulama bedeli mahiyetinde olup, miktarı davalı yönünden bilinebilir, hesap edilebilir, belirlenebilir olan bu alacağın likit alacak niteliğinde olduğu kuşkusuzdur. Mahkemece, dava konusu alacağın bu niteliği gözetilerek, yargılama sonunda itirazın haksızlığı belirlenen alacak tutarı üzerinden davacı yararına İİK'nın 67/2. maddesi uyarınca icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle bu istemin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince,a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. b-Dava, sulama bedelinin tahsiline yönelik takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılarak sonuca varılmış ise de, alınan rapor yeterli olmayıp, hüküm kurmaya elverişli değildir. Takip talebinde gösterilen alacağın dayanağı olarak 2005 yılına ilişkin bir istek kalemi bulunmamasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 2005 yılı sulama bedeline ilişkin hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, takip talebinde gösterilen yılları gözönünde tutan, davalı kooperatif anasözleşmesinin sulama bedelinin %2'si kadar miktarının üst birlik hesabına yatırılmasına ilişkin 11. maddesinin f bendinin yürürlükte olduğu tarihleri de dikkate alan ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir ek ya da yeni bir bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (1-a) no'lu bentte davacı vekilinin, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.