MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı-borçlu ...den olan alacağını tahsil için ... İcra Müdürlüğü'nün 2011/8158 E. sayılı dosyasından takip başlattığını, borçlu şirketin işyerinde borçluya ait Ramak marka raylı vince 05.09.2011 tarihinde haciz konulduğunu, vincin 24.01.2012 tarihinde satılması üzerine davaya konu sıra cetvelinin düzenlendiğini, davalı ...'nın müvekkilinin vince haciz koyması üzerine, borçludan kira alacağı bulunduğu gerekçesiyle,...İcra Müdürlüğü'nün 2011/8159 E. sayılı dosya üzerinden, vinç üzerinde hapis hakkı bulunduğu iddiasıyla taşınır rehninin paraya Çevrilmesi yoluyla takip başlattığını, düzenlenen sıra cetvelinde, kiralayanın satış bedeli üzerinde rüçhan (rehin) hakkı bulunduğu, kira alacağının önce doğduğu gerekçesiyle satış bedelinden kalan 11.245,00 TL'nin davalıya ait dosyaya gönderilmesine karar verildiğini, sıra cetvelinin hatalı olduğunu, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin adi nitelikte olup, her zaman düzenlenebileceğini, sözleşmenin başlangıç tarihi 01.04.2011 ile hapis hakkının kurulmasının talep edildiği 07.09.2011 tarihine kadar alınmadığı iddia edilen kira bedeli için yasal işlem başlatmamasının, kira alacağının mevcut olmadığını ve alacak ilişkisinin muvazaalı olduğunu kanıtladığını, kira sözleşmesinde kira bedelinin aylık 4.166,66 TL, yıllık ise 50.000,00 TL olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, kira bedelinin ödeme zamanın 01.04.2012 olduğunun aşikâr olduğunu, davalının vadesi gelmiş kira alacağı bulunmadığından, hapis hakkı tesisi için yasal şartların oluşmadığını, kira sözleşmesinde, kira karşılığının iki adet müşteri çeki ile ödeneceğinin yazılı olduğunu, kira bedelinin iki adet çek ile ödenmesi nedeniyle davalı ...'nın borçludan bir alacağı bulunmadığını, ödeme emrinin usulsüz tebliği nedeniyle davalının takibinin kesinleşmediğini, ... vekili tarafından bir taraftan satışa konu vinç üzerinde istihkak iddiasında bulunulurken diğer taraftan borçluya ait olduğu kabul edilerek kira alacağından dolayı hapis hakkı tanınması istendiğini, sıra cetvelinin hatalı olduğunu ileri sürerek, iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı ... vekili, müvekkiline ait dükkân niteliğindeki taşınmazın 15.11.2010 başlangıç tarihli sözleşme ile 5 yıllığına diğer davalı-borçlu şirkete kiralandığını, davalı kiracının 05.09.2011 tarihinde eşyalarının büyük bir kısmını alarak kiralananı terk ettiğini, müvekkilinin tahsil edemediği kira alacağını temin amacıyla BK'nın 267/1 ve İİK'nın .../... 270. maddeleri gereğince menkul mallar üzerinde hapis hakkı tesis ettiğini, kira sözleşmesinin gerçek olduğunu, muvazaalı olmadığını, sonradan düzenlenmediğini, çek bedellerinin ödenmediğini, davacının iddiasını ispatlaması gerektiğini, hapis hakkının, hacizden öncelikli olduğunu, davacının iddialarını doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ......,davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının alacağın 01.04.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesine dayandığı, anılan kira sözleşmesinde, mülkiyeti ...'ya ait taşınmazın 01.04.2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile aylık 4.166,66 TL ve yıllık 50.000,00 TL karşılığı 5 yıllık süre ile borçlu şirkete kiraya verildiği, kira bedelinin iki adet firma çeki ile ödeneceğinin sözleşmede yazılı olduğu, kira bedeline ilişkin teminat alınmadığı, sözleşmenin adi şekilde olup her zaman düzenlenebilecek nitelikte olduğu, üçüncü kişi olan davacı bakımından bir ispat vasıtası olamayacağı, kiralayan tarafından kira sözleşmesinin hiçbir şekilde resmi merciilere sunulmadığı, kira sözleşmesinin yargılama sırasında 05.09.2012 tarihinde kiralayan ... tarafından vergi dairesine beyan edildiği, kira bedelinin 2 adet firma çeki ile ödeneceğinin sözleşmede kararlaştırıldığı, çeklerin kiralayan ...'ya verildiğinin dosya kapsamı ile belirli olup, davalı kiralayanın kabulünde olduğu, çeklerin ödenmediği savunulsa da çekin ödeme vasıtası olup, kira bedeli çek ile ödendiğinden davalı kiralayanın kira bedelini tahsil etmediği savunmasının yerinde görülmediği, çek bedellerinin ödenmemesinin kira bedelinin tahsil edilmediği anlamına gelmediği, davalı tarafından çek bedellerinin tahsili yönünden işlem başlatmak yerine, alacağın tahsil edilmediğinden bahisle davacının mağduriyetine sebebiyet verilmesinin düşünülemeyeceği, kira bedelinin 05.09.2011 tarihine kadar alınamadığı beyan edilmesine rağmen tahsili yönünden hiçbir şekilde borçlu şirketin ihtar edilmediği, kira alacağı yönünden başlatılmış bir icra takibi de bulunmadığı, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olup davalı ... tarafından kira bedelinin ödenmediği savunmasının ispat edilemediği, sözleşmede bulunmamasına rağmen haciz mahallinde haczedilenin, mülkün demirbaşı olduğu iddia edilerek bu yönde istihkak iddiasında bulunulmasına rağmen bilahare haczedilenin borçluya ait olduğu iddia edilerek hapis hakkı tesisi işlemi başlatılmasının TMK'nın 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği, davalı ile borçlu arasında muvazaa olduğu ve yapılan kira sözleşmesinin de davacı alacağının tahsilini imkânsız hale getirmek yönünden yapıldığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı ...'nın Konya 6. İcra Müdürlüğü'nün 2011/8158 E. sayılı dosyasında bulunan sıra cetvelindeki sırasının iptaline, sıra cetvelindeki davalı ... adına ayrılan payların dikkate alınmadan öncelikli davacının alacaklısı olduğu ve ilgili sıra cetvelinde belirtilen Konya 6. İcra Müdürlüğü'nün 2011/8158 E. sayılı dosyasındaki alacağına ödenmesine, bakiye kaldığı takdirde sıra cetvelindeki diğer alacaklılara ödenmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir.Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı .../... muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Diğer anlatımla, muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması gerekir. Daha önce doğan alacağın daha sonra doğan alacak için muvazaa oluşturamayacağı gözetilmelidir. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı alacağının varlığını ve miktarını, takipten önce düzenlenmiş ve üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilecek nitelikte olan usulüne uygun, birbirini doğrulayan yazılı delillerle kanıtlamalıdır. Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bono, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli değildir. Senetler, faturalar ve çekler ancak tarafları ve onların cüz'i ve külli halefleri yönünden kesin delil niteliğinde olup, temel ilişkinin ve kambiyo ilişkisinin dışında kalan davacı üçüncü kişi bakımından bu nitelikte bir ispat vasıtası olarak kabul edilemez. Öte yandan, alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakatı bulunmadığı sürece tanık dinlenemez ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamaz. Davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi, sonucuna göre karar verilmesi gerekir.Somut olayda, mahkemece, davalı tarafın dayandığı kira sözleşmesinin her zaman düzenlenebilir nitelikte olduğu, üçüncü kişi olan davacı bakımından ispat vasıtası olmadığı, davalı kiralayan tarafından resmi mercilere sunulmamış olduğu, yani başka bir anlatımla davalının alacağının varlığını ve miktarını takipten önce düzenlenen belgelerle ve usulüne uygun diğer delillerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle yetinilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, kira sözleşmesinde belirtilen çeklerin ödenip ödenmediği hususlarının tartışılması doğru olmamış ise de, karar sonucu itibariyle doğru olmuştur. Öte yandan, davanın kabulü halinde bu tür davalarda kıyasen uygulanan İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinde davalıya ayrılan satış bedelinin yargılama giderleri de dahil olmak üzere öncelikle davacıya tahsisine, artan para olması halinde davalıya verilmesine karar verilmesi gerekir. Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır. Mahkemece, hüküm fıkrasının 2. bendinde davalı ...'nın hem sıra cetvelindeki sırasının iptaline karar verilmiş, hem de hüküm fıkrasının 3. bendinde " Sıra cetvelindeki davalı ... adına ayrılan payların dikkate alınmadan öncelikli davacının alacaklısı olduğu ve ilgili sıra cetvelinde belirtilen Konya 6. İcra Müdürlüğünün 2011/8158 takip sayılı dosyasındaki alacağına ödenmesine, bakiye kaldığı takdirde sıra cetvelindeki diğer alacaklılara ödenmesine" şeklinde yukarıda açıklanan ilkeyi karşılamayacak şekilde eda hükmü kurulması doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın, HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi kısmen değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 2 ve 3. bendindeki yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın, gerekçesi kısmen değiştirilerek ve hüküm fıkrasının 2 ve 3.bentlerinin hükümden çıkarılarak, yerine 2. bent olarak "20.09.2011 tarihli sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın hüküm fıkrasının 5. bendinde yer alan yargılama giderleri ile 6. bendinde hükmedilen vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacının alacaklı olduğu Konya 6. İcra Müdürlüğü'nün 2011/8158 Esas sayılı dosyasına tahsisine, artan kısım bulunması halinde davalıya verilmesine" ibaresinin yazılması, bundan sonraki bent numaralarının buna uygun olarak değiştirilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.