Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 241 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 6458 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalı aleyhine girişilen icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini, alacağın genel kurul kararı ile belirlenen ödemelere ve aylık % 5 oranındaki gecikme faizi alacağına ilişkin olduğunu ileri sürerek, davalının vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, 2005 yılında icra edilen genel kurulda aidat alacaklarının peşin olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda bütün ödemelerin davacıya yapılarak, kooperatif üyeliğinin sona erdiğini, genel kurullara davet edilmediğini, takibin haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Dava önce Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılmış, anılan mahkemece talep miktarı itibariyle davada görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilerek, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesine ve davacının talebine istinaden dava dosyası sulh hukuk mahkemesine gönderilmiş; mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar, benimsenen bilirki??i raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatifin tasfiye işlemlerinin sonuçlanması için inşa edilen taşınmazların iskan ruhsatlarının alınması gerektiği, bu işlemler için 17.10.2010 tarihli genel kurulda üyelerden para toplanmasına karar verildiği, davacının üyeliğinin devam ettiği, itirazının haksız olduğu ve alacağın da likit olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile kabul edilen miktar üzerinden takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, kooperatif genel kurulunda kararlaştırılan alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Dava tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HUMK’nın 1/1. maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. Anılan kanunun 8. maddesinde sulh hukuk mahkemesinde hangi dava ve işlerin görüleceği düzenlenmiş olup, son fıkrada ise bu ve diğer kanunların sulh mahkemesi veya hâkimlerini görevlendirdiği dava ve işler denilmiştir. Buna göre, bir davanın sulh hukuk mahkemesinde görülebilmesi için yasada açık bir düzenleme olması gerekmektedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 99. maddesinde, bu Kanun’dan doğan uyuşmazlıklara ilişkin hukuk davalarının ticari dava olduğu kabul edilmiş, 6762 sayılı TTK’nın 5/1. maddesinde " Aksine hüküm olmadıkça, dava olunan şeyin değerine göre asliye hukuk veya sulh hukuk mahkemesi ticari davalara dahi bakmakla vazifelidir. ” hükmüne yer verilmek suretiyle sulh hukuk mahkemesi de ticari davalara miktar itibariyle bakmakla görevli kılınmıştır Somut olayda ise davalı davacının iddialarına karşı, salt ödeme ve benzeri nedenlere dayanarak borçlu olmadığını değil, 2005 yılında yapılan genel kurulda alınmış karar ile kendisine tahsis edilen daireye ilişkin tüm ödemelerini peşin olarak yaptığını, bu nedenle üyeliğinin sonlandırılarak üyelikle bir ilgisinin kalmadığını, sonrasında yapılan genel kurulların hazirun listesinde isminin yer almadığını savunduğundan, çekişmeli olan üyelik nedeniyle davalının hukuki durumun belirlenmesine de yönelik olan bu dava, salt malvarlığı hukukuna ilişkin bir dava kapsamında görülemeyeceğinden, görev hususunun parasal değerlere göre belirlenmesi de mümkün bulunmamaktadır. Buna göre, davalının üye olmadığı ve dolayısıyla genel kurul kararından kaynaklanan borcu bulunmadığı yönündeki savunması ile arasındaki bağlantı nedeniyle davaya konu uyuşmazlık, salt değere göre görevli olan sulh hukuk mahkemesinde görülemez. Bu durumda salt mal varlığı hukukuna dayalı olmayan işbu davaya bakmanın asıl görevli mahkeme olan asliye hukuk ( asliye ticaret ) mahkemesinin görevine girdiğinin kabulü ile mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.2) Bozma nedenine göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alının harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 21.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.