MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. . ve ... arasında yapılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince parsellerin tevhid işlemi yapılarak inşaata başlandığını ancak arsa sahiplerinin başka bir yüklenici ile anlaştığını, arsa sahiplerinden Necattin Biçer’in tapudaki hissesini diğer davalılar ... ve ...'e sattığını, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, yapmış olduğu imalat bedeli ile mahrum kalınan kâr nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını ileri sürerek, davacının yaptığı 500.000,00 YTL imalat bedeli ve 500.000,00 YTL mahrum kalınan kârın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar ...ve ... vekili, davacı yüklenicinin inşaatı tamamlamadan terk ettiğini, yapılan inşaatın kaçak ve imara aykırı olduğunu, ruhsata bağlanmasının mümkün olmadığını, inşaatın bitirilmesi için başka bir yüklenici ile anlaşma yapılmak zorunda kalındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; dava konusu inşaatın ruhsata aykırı kısımlarının yasal hale getirilmesinin mümkün olmadığı, arsa maliklerine verilen kesin süre içinde karar anına kadar inşaatın ruhsata bağlanarak yasal hale getirilmesinin sağlanmadığı, mevcut dava dosyası bakımından yapılacak işlemlerin sonsuza kadar beklenmesinin mümkün olmadığından ve inşaatın yasal hale getirilmesinin mümkün olup olmadığı da tam olarak anlaşılmadığından, hakkında yıkım kararı bulunan inşaat nedeniyle kazanılmış ekonomik değerlerden söz edilemeyeceğinden imalat bedelinin ve mahkum kalınan kâr nedeniyle tazminat istenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin davalılar ... ve ... hakkındaki tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davacı vekilinin diğer davalılar ..., ... ve ...hakkındaki temyiz itirazlarına gelince;Davacı yüklenici ile davalılardan 2 no'lu parsel maliki ... ve 4 no’lu parsel maliki ... arasında 16.02.2007 tarihli resmi şekle uygun arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmış olup, bilahare bu iki parsel, 3 no’lu parsel maliki Musa .../...S.2Yılmaz'ın da katılımıyla tevhit edilmiş olup, özellikle davalılardan ...’ın tevhide muvafakat vermesi sonucu sözleşmeye katıldığı ve bu itibarla sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğunun kabulü gerekir.Dosya kapsamına göre, davacı yüklenicinin tevhit sonucu oluşan 7 parsel üzerinde yapı ruhsatı olmaksızın inşaata başlandığı, işi belli bir aşamaya getirdikten sonra davalıların tümüyle dava dışı ... ve Taş. İşlt. Tic. Ltd. Şti. arasında yeni bir arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığı ve son durum itibariyle binada ikamet edildiği anlaşılmaktadır.Yine dosya içindeki yapı tatil tutanaklarına göre, davalıların dava dışı yüklenici ile sözleşme yapıldığı tarih itibariyle inşaatın kaçak şekilde bodrum+ zemin ve üç kattan ibaret olduğu, daha sonraki tarihlerde ise dördüncü kat ile çekme katın da yapıldığı belirlenmiştir.Mevcut durumda, taraflar arasındaki sözleşmenin en geç dava tarihinde iradi şekilde dönme ile sona erdirildiği sabittir. Davacı yüklenici, yapılan imalatın bedelini ve kâr kaybını istemektedir. Mahkemece, yargılama sırasında inşaatın yasal hale getirilip getirilemeyeceği hususunun tespiti için davalı arsa sahiplerine süre verilmiş ancak bu husus açıklığa kavuşturulamadığından bahisle red kararı verilmiştir. Oysa ki, sözleşme gereği inşaatı yasal hale getirme yükümlülüğü davacı yana aittir. Öncelikle, ilgili belediyesinden inşaatın yapılacağı arsanın imar durumuna göre gerek taban alanı, gerek inşaat alanı, gerekse yükseklik itibariyle mevcut inşaatın yasal hale getirilip getirilemeyeceği, getirilebilecekse ne suretle inşaata yasallık kazandırılabileceği ayrıntısıyla sorulmalı ve gerektiğinde bu konuda mahallinde inşaat mühendisi bilirkişilerle keşif yapılarak görüş alınmalı, ileri sürüldüğü takdirde taraf itirazları karşılanmalı, yasal hale getirme imkanı bulunması halinde temin için davacı yükleniciye yetki ve uygun süre verilmeli aksi takdirde imar düzenine aykırı, yasal hale getirilemeyecek bir yapının ekonomik bir değerinin bulunduğundan söz edilemeyeceğinden şimdiki gibi davanın reddine karar vermek gerekir.Yasal hale getirme imkanının bulunduğunun anlaşıldığı ve bu hususun yüklenici tarafından temin edildiğinin anlaşılması halinde yüklenicinin projesiz, ruhsatsız kaçak yapı inşa ederek ağır kusurlu olması karşısında kâr kaybı talebinin her halükarda reddine karar verilmelidir.Değinilen hususlar dikkate alınmaksızın davacı yerine davalılara süre verilerek yasallık şartlarının araştırılması ve ilgili belediyesinden alınan yetersiz cevabi yazılarla eksik incelemeyle sonuca varılması yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin davalılar ... ve ...’e yönelik tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.