Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2365 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8792 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan hizmet sözleşmesi gereğince çalışan ve davalının çalışanı olan dava dışı işçinin müvekkili ve davalı aleyhine açtığı işçilik haklarından kaynaklı alacak davasını kazanması neticesinde müvekkilince icra dosyasına 6.142,29 TL ödeme yapıldığını, müvekili ile davalı arasında imzalanan sözleşme gereğince işçilerin her türlü haklarından davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 6.142,29 TL'nin faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının talebinin, iş mahkemesince verilmiş ilama dayalı olarak ödenen tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkin olduğu, bu tür davalara bakma görevinin iş mahkemesinde olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı rücuen alacak istemine ilişkin olup, taraflar tacir ve dava konusu iş her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgilidir. Bu nedenle TTK'nun 4. maddesi anlamında ticari dava niteliğindedir ve aynı kanunun 5. maddesi gereğince ticari davalarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Asliye hukuk mahkemesi ile asliye ticaret mahkemesi arasında görev ilişkisi vardır. Somut olayda dava tarihi de dikkate alındığında görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi iken, mahkemece, taraflar arasında işçi-işverenlik ilişkisi olmamasına rağmen görevli mahkeme olarak iş mahkemesinin işaret edilmesi doğru olmamış, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.Kabule göre de, mahkemece, HMK'nın 114/c ve 115/2. maddeleri gereğince davanın görev yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle reddi yerine, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK'nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7. ve 27. madde hükümlerine uygun olarak hüküm fıkrasında "mahkemenin görevsizliğine" ibaresine yer verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.