Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2328 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 8121 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av. ... gelmiş, davacı tarafından gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı, murisi...kal eden taşınmaz üzerindeki binada ikamet ederken davalının taşınmaza ilişkin ortaklığın giderilmesi davası açtığını, bunun üzerine davalı ile 17.11.1998 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını, ortaklığın giderilmesi davasında dahili davacı olduğunu, ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanması aşamasında davalının sözleşmeyi feshettiğini, açtığı dava sonunda sözleşmenin feshinin iptaline karar verildiğini, sözleşme gereğince tarafına daire verilmesinin kararlaştırıldığını, oysa davalının 25.04.2009 tarihli arsa sahiplerinin dairelerinin belirlenmesine ilişkin kur'aya davacıyı çağırmadığını ileri sürerek, anılan kur'anın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, sözleşme gereğince davacının daire hak ettiğini, daireye ilişkin arsa payı karşılığının ise, ortaklığın satış suretiyle giderilmesi kararının sonrasında taşınmazın davalı tarafından satın alınması, bedelinin davalı tarafından ödenmesi, ödenen taşınmaz bedelinden davacının payı üzerindeki hacizler nedeniyle davacı payına düşen meblağın üç ayrı icra dosyasına gönderilmesi suretiyle ödendiğini, böylece davacının arsa payı nedeniyle davalıdan talep edebileceği arsa payına dayalı hakkının bulunmadığını, bu durumun ise, davacının, dairenin zamanında teslim edilmemesi nedenine dayalı olarak açtığı maktu kira tazminatına ilişkin... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/355 E., 2010/16 K. sayılı dosyasında subuta erdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmenin ayakta olduğu, sözleşme ile davacıya bir daire verilmesinin kararlaştırıldığı, davacının açtığı maktu kira tazminatına ilişkin dosyanın kesinleşmediği, davacının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde, davalı aleyhine açtığı davalardan feragat ettiği, davalı kooperatif yanında ortaklığın giderilmesi davasına katıldığı, bu şekilde sözleşmeyle kararlaştırılan edimini yerine getirdiği, davalının ise sözleşme koşullarına uyarak davacıya daire vermek istemediği ve kur'a işlemine davet etmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyanın incelenmesinden, davacının dahili davacı, davalı yüklenici kooperatifin de davacılarından birisi olduğu ortaklığın giderilmesi davasının kabul edilerek ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verildiği, yapılan satış sonrasında elde edilen paradan davacı hissesine düşen kısmın, davacı borcu nedeniyle davacının taşınmazdaki hissesine satış işleminden önce haciz işlemi uygulayan üç ayrı icra dosyasına gönderildiği, bu hali ile davacının taşınmaz üzerinde hakkının kalmadığı anlaşılmıştır.Bu durum, davacının davalı aleyhine açtığı kira tazminatına ilişkin olan, ve Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 16.05.2011 tarih ve 2010/2509 E., 2011/2943 K. sayılı onama, 13.07.2012 tarih ve 2011/5816 E., 2012/5420 K. sayılı karar düzeltme isteminin reddine ilişkin ilamı ve bu kararın verildiği 03.04.2014 tarihinden önce kesinleşen ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2007/355 E., 2010/16 K. sayılı ilamı ile sabittir.Bu durumda, mahkemece, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı olarak davacının daire talep etme hakkının kalmadığı hususunun subuta ermesi nedeniyle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve kesinleşen hususların gözardı edilmesi suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.