MAHKEMESİ : Şile Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 05/12/2012NUMARASI : 2011/334-2012/321Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ile arsa hissedarlarından davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, sözleşme hükümlerine göre ödenecek harçların arsa sahiplerine ait olduğunu, her ne kadar belediye tarafından düzenlenen makbuzda davalının ismi yazılmış ise de davalının hissesine düşen iskân harcının müvekkili tarafından ödendiğini, alacağın tahsili için başlatılan takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştirDavalı vekili, takibe konu iskân harç makbuzlarında davacının isminin yazılı olmadığını, davacının bu makbuz bedellerini talep etme hakkı ve sıfatı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; takibe konu iskân makbuzlarının resmi belge niteliğinde olduğu, ödemenin M. E. Ç. tarafından yapıldığı, davacı tarafça yapılan ödeme bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı adına ödendiği iddia edilen iskân harcından davalının payına düşen kısmının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı tarafça, iskân harcının kendisi tarafından ödendiği ileri sürülerek, dava dışı diğer arsa maliklerinden M. E. Ç. ismini taşıyan tahsilat makbuzları sunulmuştur. Mahkemece, tahsilat makbuzunun resmi belge niteliğinde olduğu gerekçesiyle davacının yemin teklif etme hakkının olmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemenin gerekçesinden 6100 sayılı HMK'nın 189. maddesine dayanıldığı anlaşılmaktadır. Ancak somut olayda makbuz, davalı adına ödeme yaptığını iddia eden davacının elinde olup, makbuzun davacı elinde olması onun tarafından ödendiğine karine oluşturur. Bu durumda mahkemece, makbuzun HMK'nın 189/3. maddesi kapsamında kalan delillerden olmadığı, somut olayda HMK'nın 226. maddesindeki yemine konu olamayacak vakıalardan herhangi birisinin de bulunmadığı, davacı tarafın kendi lehine oluşan karineye rağmen yemin deliline dayanmak istediğini belirterek ispat yükünün kendi üstünde olduğunu benimsediği de gözetilerek, davacıya yemin deliline dayanma hakkı tanınıp taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi de değerlendirilerek, sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.