MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Davacı vekili, müvekkilinin davalı Kooperatif'in 2007 yılından itibaren yönetim kurulu başkanı ve üyesi iken 09.09.2010 tarihinde hem üyelikten hem de başkanlıktan istifa ettiğini, müvekkilinin davalıdan, 30.846,00 TL aidat iade ve 12.150,00 TL huzur hakkı alacağı olduğunu, 2010 yılı genel kurulunun 26.06.2011 tarihinde yapılmasına rağmen çıkma payı alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine icra takibi yaptıklarını, ancak davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili Kooperatif'in 07.05.2006 tarihli genel kurulda, çıkan ortakların alacaklarının ödenmesinin 3 yıl ertelenmesi yönünde karar alındığını, bu nedenle 09.09.2010 yılında çıkan davacının alacağının henüz muaccel olmadığını, yapılan ödemelerden genel giderin çıkarılması gerektiğini ve alacağın likid olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; 07.05.2006 yılında yapılan davalı kooperatifin genel kurul toplantısında alınan erteleme kararının 4 yıl sonra istifa eden davacı yönünden hüküm ifade etmeyeceği, davacının 09.09.2010 tarihinde istifa etmiş olması nedeniyle 2010 yılı bilançosunun kabul edildiği tarihten bir ay sonrası olan 27.07.2011 tarihinde davacının alacağının muaccel olduğu, davacının toplam aidat ödemesi ve huzur hakkı alacağından 2010 yılı bilançosuna göre belirlenen üye başına düşen genel giderin düşülmesinden sonra davacının alacağının 37.584,72 TL ve alacağın muaccel olduğu tarihten icra takip tarihine kadar oluşan yasal faiz miktarının 2.121,19 TL olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile takibin bu miktarlar yönünden devamına ve davacı lehine toplam alacağın %40'ı oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özellikle ileri sürülen temyiz nedenlerine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2) Dava, çıkma payı ve huzur hakkı alacağı ve bu alacağa işletilen faizle ilgili başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile takibin, kabul edilen kısım yönünden devamına karar verilmesi sonucunda, toplam alacak yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir. Ancak Dairemizin yerleşik uygulamaları ve HGK'nın 4.6.2003 tarih ve 2003/15-404 E. - 2003/381 K. sayılı kararında belirtildiği üzere 2004 sayılı İİK'nın 67. maddesi uyarınca davacı lehine sadece asıl alacak üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, hüküm altına alınan asıl alacak ve işlemiş faizin toplamı üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.