Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2318 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 29 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı, ortağı olduğu davalı kooperatifin 22.01.2012 tarihinli genel kurul toplantısında alınan kararların 09.02.2012 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanarak geçerlilik kazandığını, toplantı nisabı aranmaksızın genel kurulun yapıldığını, alınan bazı kararlarla yönetim kurulu ve denetçilerin ibra edildiğini, bilançonun onaylandığını, kooperatif üyelerine ek aidat yükümlülüğü getirildiğini, bu kararların tasfiye amacının dışında olduğunu ve 25 üye ile toplanılan genel kurulda alınan kararların mutlak butlan ile batıl olduğunu ileri sürerek, 22.01.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan 6,7 ve 8 numaralı kararların mutlak butlanla batıl olduğunun tesbitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, ayrıca davalı kooperatif tasfiye halinde olduğundan toplantı nisabı aranmaksızın toplanılıp kararların oy çokluğu ile alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın bir aylık hak düşürücü sürenin geçmesinden sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, davacı tarafça davalı kooperatifin 22.01.2012 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların yoklukla malul olduğu iddiasıyla dava açılmış olduğundan, mahkemece davalı kooperatifin anasözleşmesi getirtilerek, dava konusu genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olup olmadığı yönünde değerlendirme yapılması ve genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olması halinde iptal davası açılmasındaki bir aylık hak düşürücü sürenin aranmadığı hususunun dikkate alınması gerekirken, kooperatif genel kurul kararlarının iptalini düzenleyen 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca değerlendirme yapılıp hak düşürücü süre yönünden davanın reddi doğru görülmediğinden, bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası mahkemece yapılan yargılama sonucu, kooperatif genel kurulunda alınan 5 numaralı, yönetici ve denetçilerin ibrası ile bilançonun onaylanmasına ilişkin kararların yokluk veya butlan sebeplerini taşımadığı, kararın iptali talebi için ise davanın açıldığı tarih itibarıyla 1 aylık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, 6 numaralı, üyelere ek aidat yükümlülüğünü getiren kararın, kooperatifin tasfiye amacıyla sınırlı ehliyetinin dışında kaldığı, bu sebeple kararın alındığı, andan itibaren kendiliğinden kesin hükümsüz (batıl) olduğu, 8 numaralı, 55.000,00-TL.lık tüketici kredisinin kooperatifçe onaylanmasına ilişkin kararın, kooperatifin pasifine yeni bir borç eklendiğinden kooperatifin tasfiye amacıyla sınırlı ehliyetinin dışında kaldığı, bu sebeple kararın alındığı andan itibaren kendiliğinden kesin hükümsüz (batıl) olduğu gerekçesi ile 22.01.2012 tarihli genel kurul toplantısındaki 6 ve 8 numaralı kararların iptaline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava 22.01.2012 tarihinde alınan genel kurul kararlarından 5., 6. ve 8. maddelerinin mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine ilişkindir. 6. maddede üyelerden ek aidat toplanmasına, 8. maddede ferdi mülkiyete geçmek için çekilen tüketici kredisinin onaylanmasına ilişkin olduğu anlaşılmakla, kooperatifçe tasfiye kararı alınmış ise de kooperatifin tüm organları faaliyette olup, alınmış olan kararlar kooperatifin tasfiyesi ile ilgili yapılacak olan giderlere yönelik olması, mahiyeti itibari ile kamu düzenini ilgilendiren hususlardan olmaması ve iptal edilebilir nitelikte bulunmaları nedeni ile davanın 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 53. maddesi uyarınca 1 aylık yasal süre içerisinde açılması gerektiğinden bu husus üzerinde durulmadan yanlış değerlendirme ve yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.