Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2312 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 37 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Sakarya 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/10/2013NUMARASI : 2012/336-2013/476Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av. İ.. D..'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı S.. K.. vekili, müvekkilinin de hissedarlarından olduğu S.. İli, A.. İlçesi, 1. B.. B.., E Köyü, K..Mevkiinden kain 2373, 2374, 2375 parsel sayılı olan ve imar düzenlemeleri sonucunda 10502 ve 10503 parsel numarası alan taşınmazlara ilişkin olarak davalı kooperatifle 07.09.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğince müvekkiline 3 adet daire, müvekkilinin murisi olan M. K. 4 adet daire verilmesinin kararlaştırıldığını, miras hakkı ile birlikte toplam 4 adet daireyi hak ettiğini, dairelerin teslim edilmediğini, zamanında teslim edilmeme nedenine dayalı açtıkları ceza-i şart istemli davanın kabul edildiğini, 17.08.1999 tarihli deprem sonrasında binaların yıkıldığını, yeni imar planına göre 10502 parsel sayılı taşınmazın otopark, 10503 parsel sayılı taşınmazın ise Pazar yeri olarak düzenlendiğini, artık inşaat yapılmasının mümkün olmadığını, davacı hissesine düşen daireler teslim edilmediğinden anılan sözleşmenin feshi ve davanın da diğer hissedarlara ihbarı gerektiğini belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ve dava ihbar edilecek diğer arsa malikleri adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında 10502 parsel sayılı taşınmazı ilişkin davanın alacak olarak görülmesi gerektiğini belirtmiştir. Davalı kooperatif vekili, davacı hissesine isabet eden dairelerin deprem öncesinde teslim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşmeye konu 80 adet daire yapılarak 21.06.1999 tarihinde iskân belgesinin alındığı, deprem sonrasında afetzedelere ilişkin olarak düzenlenen tutanakta davalı kooperatifin imal ettiği daire malikleri arasında davacı S.. K..’a ait 3 daire isminin yazılı olduğu, arsa hissedarlarından ihbar edilen E.. K..’nın davacı dairelerinin teslim edildiği ve davacının bu daireleri kiraya verdiğini beyan ettiği, bu saptamalara göre davacının miras yolu ile intikal eden dahil 4 adet daire sahibi olduğu, 4 daire için tapu iptali ve tescili gerektiği, davacı tarafın 28.08.2013 tarihli dilekçe ile 3 daire için tapu iptali ve tescilini istediği, bu dilekçe nazara alındığından 3 daire yönünden tapu iptali ve tesciline karar verilebileceği, dairelerin 10503 parsel sayılı taşınmaz üzerine yapıldığı gerekçesiyle, 10502 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, 10503 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kısmen kabulü ile 3 daire bakımından davalı adına olan 6/160 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dava dilekçesiyle, arsa sahipleri ile davalı arasındaki sözleşmenin feshi ve sözleşme gereği verilen tapuların iadesi istenmiştir. Böyle bir istemin dinlenebilmesi için tüm arsa sahiplerinin TMK'nın 692. maddesi uyarınca davada taraf olarak yer almaları gerekmektedir.Somut olayda, arsa sahipleri M. K., S.. K.., E.. K.., V.. K.. ve N.. K.. ile davalı S.S. G.. Konut Yapı Kooperatifi arasında 07.09.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmıştır. Diğer arsa sahiplerine dava ihbar edilmiş ise de, bunlardan M. K. vefat ettiği, mirasçılarının ise davacı ve diğer arsa sahipleri olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. İhbar olunan arsa sahiplerinden E.. K.. ihbar olunan sıfatı ile davanın reddini istemiş ise de, bu ve diğer arsa sahipleri davanın tarafı olmamışlardır. Bu durumda, mahkemece yapılması gereken iş; davacı tarafa makul bir süre verilerek, diğer arsa sahiplerinin açılan bu davaya muvafakat edip etmedikleri, muvafakat etmemeleri halinde sözleşmenin feshine ilişkin davanın diğer arsa sahiplerine aleyhine de açılması sağlandıktan sonra, açılacak bu davanın eldeki dava ile birleştirilmesinden sonra uygun bir karar verilmesinden ibarettir. Mahkemece, açıklanan hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiş olup, hükmün bozulması gerekmiştir.2)Bozma nedenine göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.