Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2214 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4932 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVALILAR : 1- ...2- . ...Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiştir. Temyize konu karar niteliği gereği duruşmaya tâbi olmadığından duruşma isteminin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı borçlu ... sayılı dosya ile kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattıklarını, bu takip ile borçlu adına kayıtlı ... plakalı araca haciz konulduğunu, diğer davalı şirketin ise bu araç üzerine... sayılı dosyası üzerinden 02.08.2012 tarihinde haciz koyduğunu, davalıya ait takipte borçlu ile anlaşarak sürelerden feragat edilerek takibin kesinleştirildiğini, davalı alacağının gerçek olmadığını ileri sürerek, davalıya ayrılan payın müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün davalı alacaklıda olduğu ve muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarihin önem taşıdığı, sıra cetvelinde alacağı 1. sırada bulunan davalının 02.08.2012 tarihinde icra takibi yaptığı, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulduğu, ispat yükü kendisinde olan davalı şirketin ticari defterleri incelendiğinde aralarında borç ilişkisinin bulunduğu, davacının 26.11.2012 tarihinde borçlu aleyhine takip başlattığı, 18.12.2012 tarihinde haciz yapıldığı, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşımadığı, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir. Muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında iddia, kural olarak, borçlu ile davalı alacaklının anlaşmalı (muvazaalı) biçimde borç ilişkisi oluşturarak, diğer alacaklılardan mal kaçırma amacı güttükleri noktasındadır. Bunun için muvazaalı muamelenin borçlandırıcı işleme göre yapıldığı tarih önem taşır. Muvazaadan söz edilebilmesi için, kural olarak, muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekir. Takip işlemlerinin hızlandırılması, İİK’nın 20. maddesi uyarınca sürelerden feragat ve haczin borçlunun beyanı üzerine konulması, tek başına muvazaayı gösteren vakıalar değildir. .../...S.2Muvazaa hukuki nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükü, davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, alacağının, gerçek bir alacak olduğunu, birbirini teyit eden ve takipten önce düzenlenmiş usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Somut olayda, davalılardan .... tarafından.... sayılı dosyasından 02.08.2012 tarihinde 108.000,00 TL alacak için ilamsız icra takibi başlatmış olup, aynı gün diğer davalı borçlunun sürelerden feragat sonucunda borçluya ait ... plakalı araca haciz işlemi uygulanmıştır. Davalı yan, yargılama esnasında alacağın dayanağı olarak .... Noterliği'nin 02.08.2012 tarih ve ....yevmiye nolu araç satış sözleşmesini göstermiş ve borçluya araç satışı sonucu bedelin tahsil edilemediğini ileri sürmüş ise de, resmi senet mahiyetindeki araç satış sözleşmesinde,.... plakalı aracın satış bedeli olan 108.000,00 TL'yi tamamen aldığını belirtmiş ve bu durum satış sözleşmesine de dercedilmiştir. Diğer yandan, davacının alacaklısı olduğu .... sayılı takip dosyasında ise, 28.10.2012 keşide tarihli 8412218 numaralı 32.500,00 TL bedelli çeke dayalı olarak 26.11.2012 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatılmış, borçluya ait ....plakalı araca 18.12.2012 tarihinde haciz işlemi uygulanmıştır. Takibin dayanağı olan çekteki ciro silsilesinin incelenmesinde, davacının cirosundan sonra ..... tarafından düşülen kayıtta,.... esas sayılı dosyası üzerinden 15.06.2012 tarihli kararı ile ödeme yasağı konulduğu belirtilmiştir. Buna göre, kambiyo senedi en geç 15.06.2012 tarihinden önce dolaşıma girmiş olup, mahkemenin davalı alacağının daha önce doğduğu noktasındaki tespiti yerinde olmamıştır. Ayrıca, davalı defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı hususu göz önüne alındığında, defterlerde bulunan araç satışına ait kayıtlar ve ibraz edilen faturanın tek taraflı olarak her zaman düzenlenmesi mümkün olup, alacağın varlığını tek başına kanıtlamaz. Bu itibarla, mahkemece davalının resmi senet mahiyetindeki araç satış sözleşmesinde bedeli aldığını belirtmesi ve davacının takibe dayanak çekinin en geç 15.06.2012 tarihinden önce dolaşımda olduğu gözetilerek davalının alacağının muvazaalı olması sebebiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.2- Kabule göre de, İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre, cetvel suretinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir. Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, davacı alacaklıdan sıra itibariyle önce olan alacaklıları ifade eder. İtiraz davası kural olarak davacıya göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara yöneltilmelidir. Dolayısıyla borçlunun pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Somut olayda, davacı, borçlu... taraf göstererek sıra cetveline itiraz etmiş olduğundan, bu davalı yönünden pasif husumet ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu husus üzerinde durulmadan karar verilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) no'lu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.