Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2188 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10493 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın redine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, taraflar arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, davalı yüklenicinin süresinde inşaatı bitirip teslim etmediğini ileri sürerek, sözleşmenin ileriye etkili feshini, sözleşmede belirlenen kira bedelinin ve cezai şartın tahsilini; birleşen davada davacı yüklenici vekili, tapu devrinin geç yapılması nedeniyle davacının uğradığı zarar, gereksiz yere ödenen kira bedeli, davalı arsa sahipleri adına yapılan ödemelerin tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, gecikmeden arsa sahiplerinin kusurlu olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, inşaatın seviyesinin % 85 olduğu, davacıların ileriye etkili fesih istediği, davalının edimlerini süresinde yerine getirmediği gerekçesiyle, sözleşmenin karar tarihinden itibaren ileriye etkili feshine, kira tazminatının kısmen kabulüne,fazla taleplerin reddine; birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Karar, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.1) Davacılar-birleşen davada davalılar vekili kararı katılma yolu ile temyiz etmiş isede davalı vekilinin temyiz dilekçesi 01.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 10 günlük yasal süresinden sonra 15.10.2014 tariinde temyiz dilekçesi verdiği ve temyiz harcı yatırmadığı anlaşıldığından davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin temyiz isteminin süreden reddine karar vermek gerekmiştir2)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı- birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.3)Mahkemece, taraflar arasında 19.03.2008 günlü arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin karar tarihi itibariyle ileriye etkili olacak şekilde feshine karar verilmiştir. Ne var ki, her dava ilke olarak dava tarihindeki şartlara göre değerlendirileceğinden ve eldeki davada da sözleşme konusu inşaatın fiziki gerçekleşme oranı dava tarihi itibariyle .../...S.2.belirlendiğinden ileriye etkili feshe de dava tarihi itibariyle karar verilmesi gerekirken karar tarihinden itibaren ileriye etkili feshe karar verilmesi doğru olmamıştır.Bunun yanında, tarafların mahkemece verilen ileri etkili fesih kararını benimsedikleri anlaşılmaktadır. Bu tür bir karar verilmesi halinde kural olarak, mahkemece tasfiyenin de yapılması gerekmektedir. Hatta davalı da yargılama sırasında ileri etkili fesih kararına göre tasfiyenin yapılmasını talep etmiştir.Bu durumda, mahkemece, yüklenicinin gerçekleştirdiği ve davacı yanca temyiz edilmeyerek kabul edilen % 85 fiziki gerçekleşme oranı esas alınarak, bu oran dahilinde; yüklenicinin sözleşmeye göre alması gereken bağımsız bölüm adedinden, indirim yapılmak suretiyle hakettiği bağımsız bölümlerin adet ve yerlerinin saptanarak varsa alması gereken bağımsız bölümlerin yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerekirken, bu hususun da nazara alınmaması hatalı olmuştur.İzah edilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar-birleşen davada davalılar vekilinin temyiz isteminin süreden reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı – birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (3.) bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının BOZULMASINA, asıl davada davalı-birleşen davada davacıdan peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.