MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı arsa sahipleri arasında 07.09.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye konu 514 nolu parselin davalı ..., 515 nolu parselin ise davalı ... ile ... ve dava dışı...adına kayıtlı bulunduğunu, sözleşmede parseller tevhid edildikten sonra oluşacak yeni parsel üzerinde imar durumuna göre inşaat yapılacağının kararlaştırıldığını, bu nedenle davalıların 515 nolu parseldeki hisseli durumun sona erdirilmesi amacıyla, parselde 1/3 paya sahip olan dava dışı ...'na şufa davası açtıklarını, bu dava sonucunda iktisap edecekleri pay için müvekkili şirket yetkilisi ile 30.10.2006 tarihli taşınmaz satış vaaadi sözleşmesini imzaladıklarını ve ayrıca şufa davası haklarını da müvekkili şirket yetkilisine devir ve temlik ettiklerini, şufa davasının harçlarının müvekkili şirket yetkilisi tarafından ödendiğini, müvekkilince bu davanın sonuçlandırılması beklenirken, davalıların sözleşme konusu taşınmazları satışa çıkardıklarını ve şufa davasından feragat ettiklerini, sözleşme hükümlerine bu suretle aykırı davranarak sözleşmenin ifasının imkansız hale gelmesine sebep olan davalıların, sözleşmenin 19. maddesinde kararlaştırılan 100.000 USD ceza-i şart bedelini ödemeleri gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100.000 USD'nin dava tarihindeki kur karşılığı olan 153.760,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, ..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/364 E. sayılı davasında taraflar arasındaki sözleşmenin feshine karar verildiğini, artık bu sözleşmeye dayalı olarak ceza-i şart istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 106.876,00 TL'nin davalılardan tahsiline dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine, Dairemizin 27.05.2013 tarih ve 3199 E., 3533 K. sayılı ilamıyla, 05.04.2012 tarihli duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine "HMK'nın 186. maddesi uyarınca sözlü yargılama için duruşma gününü bildirir davetiye tebliğine" karar verilmiş ise de, duruşmada hazır bulunan taraf vekillerine sözlü olarak bu bildirim yapılmadığı ve bu husus tutanağa geçirilmediği ve altı imzalatılmadığı gibi, kalem notunda bir davetiye gönderildiği belirtilmiş ise de tebligat parçası dosyada bulunmadığından kime gönderildiği ve meşruhatlı olup olmadığının anlaşılamadığı, bu durumda, sözlü yargılama için taraflara duruşma günü verilmesine ve duruşma gününün tebliğine ilişkin ara karar gerekleri HMK'nın 186. maddesine uygun olarak yerine getirilmeden, yargılamaya devam edilip karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek bozulmuş, bozma ilamına ..../....S.2uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamında belirtilen usuli eksiklik giderilerek, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, 515 nolu parselin 1/3 hissesi için açılan şufa davası kabul edildiği halde, temyiz aşamasında davadan feragat edildiği, bu nedenle dava dışı Yusuf Koyuncuoğlu taşınmazda hissedar olarak kalmaya devam ettiğinden taraflar arasındaki sözleşmenin uygulanamaz hale geldiği, davalı tarafın kusuruyla sözleşmeyi kasten ve bilerek uygulanamaz hale getirdiği, sözleşmenin 19. maddesinde taraflardan birinin sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi veya herhangi bir tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde diğer tarafa 100.000 USD ceza-i şart ödeyeceğinin kararlaştırıldığını, davalıların açıklanan nedenlerle kararlaştırılan bu ceza-i şarttan sorumlu oldukları, ancak tacir olmadıklardan BK'nın 161/son maddesi uyarınca fahiş görülen ceza-i şarttan %30 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete uygun olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 106.876,00 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki 07.09.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı ceza-i şart alacağının tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi; "Bu sözleşmenin tarafların birince haksız olarak feshedilmesi veya herhangi bir tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi durumunda ilgili taraf diğer tarafa 100.000 USD ceza-i şart ödemeyi ve cezai şartın fahiş olduğunu iddia etmemeyi peşinen kabul etmiştir. Ceza-i şarta hak kazanan tarafın ayrıca bütün tazminat hakları saklıdır. Şu kadar ki yüklenici inşaat ruhsatı alınana kadar işbu sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih hakkına sahiptir. Bu durumda fesih anına kadar yapılan masraflar tarafların üzerinde kalacak ve tarafların birbirlerinden müspet ve menfi zarar talep hakları olmayacaktır." hükmünü içermektedir.Dosya kapsamından, davalı arsa sahipleri tarafından, 07.05.2012 tarihinde, 07.09.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile 30.10.2006 tarihli düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin feshi istemiyle dava açıldığı, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 10.10.2013 tarih ve 2012/364 E., 2013/879 K. sayılı ilamıyla, anılan sözleşmelerin feshine karar verildiği, hükmün davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18.03.2014 tarih ve 2013/9217 E., 2014/2057 K. sayılı ilamıyla, 515 parselin diğer maliki olan Acar Toker'den payını devir alan Yusuf Koyuncuoğlu ile sözleşme yapılmadığı gibi sözleşmeye katılımı veya muvafakatinin de sağlanmadığı, bu durumda, mahkemece geçersiz olan 07.09.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken feshine karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verildiği, karar düzeltme isteminin de Dairemizin 29.12.2014 tarih ve 6225 E., 8588 K. sayılı ilamıyla reddildiği anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece, Dairemizin 27.05.2013 tarih ve 3199 E., 3533 K. sayılı bozma ilamından sonra, 07.09.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi için açılan diğer davanın, bu davanın sonucunu etkileyeceği gözetilerek, bekletici mesele yapılması ve yukarıda açıklanan sonucuna göre, geçersizliğinin tespitine karar verilen sözleşmeye dayalı olarak ceza-i şart isteminde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 02.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.