MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaat bitim süresinin sözleşme tarihinden itibaren 20 ay olarak kararlaştırılmasına rağmen inşaatın vaktinde teslim edilmediğini, sözleşmenin 12. maddesi gereğince, inşaatın süresinde tamamlanmaması halinde davalı tarafın her bir daire için aynı bölgede geçerli rayiç bedel üzerinden kira tazminatı ödemesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihine kadar olan kira mahrumiyet bedeli olarak müvekkillerinden ... ve...TL, ... ve ... için 2.800,00'er TL'nin temerrüt tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı temsilcisi, davacı tarafın daha önce başka bir yüklenici ile imzaladığı sözleşmenin karşılıklı olarak feshedilmesi üzerine taraflar arasında sözleşme yapıldığını, önceki yüklenicinin yapmış olduğu kaba inşaatın yıkılmaması ve arsa sahiplerinden...si nedeniyle vakit kaybedildiğini, davacı tarafça sözleşmeden kaynaklanan borç ve sorumlulukların yerine getirilmediğini, inşaatın değişik aşamalarında kendisine bırakılan bağımsız bölümlerin satışı hususunda problem çıkardıklarını, bu yüzden maddi sıkıntıya düşüldüğünü, taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulamadığını, şu aşamada inşaatın % 99 seviyesinde tamamlandığını, buna rağmen davacı tarafın sorumluluklarını yerine getirmediğini, binanın 01.01.2012 tarihi itibariyle hazır şekilde bekletildiğini, davacıların satış yetkisi vermesi halinde kalan eksikliklerin de on gün içinde tamamlanacağını, binanın geç yapılmasında kendisine atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; taraflar arasındaki 11.01.2008 tarihli sözleşmeye göre inşaat süresinin, sözleşmenin düzenlendiği tarihten itibaren 20 ay olduğu, sözleşmenin 12. maddesi gereğince, inşaatın süresinde tamamlanmaması halinde davalı tarafın her bir daire için aynı bölgede geçerli rayiç bedel üzerinden kira tazminatı ödemesi gerektiği, % 99 oranında tamamlanan bina için yapı kullanma izin belgesi alınmadığı, sözleşmenin 10. maddesi gözönünde tutulduğunda, yapım işinin başlama tarihinin 15.10.2009 olarak kabul edilerek inşaatın bitirilme tarihinin 15.06.2011 tarihi olduğu, davacı tarafın geç teslim nedeniyle dava tarihine kadar yedi aylık süre için kira mahrumiyeti talebinde bulunabileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davacılar ... ve ... için 3.150,00'şer TL'nin, davacı ... için 2.100,00 TL'nin ve davacı ... için 2.275,00 TL'nin, 16.01.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir..../...S.2Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki sözleşmeye göre inşaatın süresi sözleşme tarihinden itibaren 20 ay olup, “Mücbir Sebepler” başlıklı 10. maddesi “Mücbir sebepler savaş hali, tabii afetlerin olması halinde aradan geçen zaman ile arsa sahiplerinin arsası üzerinde çıkması muhtemel ipotek, haciz, borç, ihtiyati tedbir, istimlak gibi yasal engellerin bulunması ve bu engellerin arsa sahipleri tarafından kaldırılıncaya kadarki süreler, müteahhide verilen süreye ilave edilir.” hükmünü; 39. maddesi ise, “Çankaya Belediyesi'ne ait 131 m² hisse, arsa ortaklarından İsmail Çelik tarafından satın alınmıştır. İşbu hisse Ankara Büyükşehir Belediyesi'nce hacizli olup, işbu haciz 30.08.2008 tarihine kadar kaldırılmadığı takdirde 70.000,00 YTL cezai şart ödemeyi kabul eder.” hükmünü içermektedir.Mahkemece, 26.03.2013 tarihli müzekkere ile Tapu Müdürlüğü'nden dava konusu taşınmaza kat irtifakı kurulmadan önce konulan hacizlere esas dayanak belgeler ile hacizlerin kaldırılma tarihlerinin araştırılarak bildirilmesi istenilmiş ise de, dosyada bu müzekkere cevabına rastlanmamıştır.Bu durumda mahkemece, dava konusu taşınmaza konulan tüm hacizlere ilişkin dayanak belgeler, hangi paydaş için hangi tarihte haciz konulduğu ve hacizlerin kaldırılma tarihleri Tapu Müdürlüğü'nden sorularak, hacizlerin sözleşme tarihinden sonra konulmuş olması durumunda sözleşmenin 10. maddesindeki “mücbir sebep” anlamında değerlendirilerek; haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arasındaki süre kadar davalıya süre verilmesi, hacizlerin sözleşmenin 39. maddesinde sözü edilen (sözleşme tarihinde) mevcut hacizle bağlantılı olduğunun tespiti halinde ise “mücbir sebep” kapsamında değerlendirilemeyeceğinin düşünülmesi gerekirken, sözleşme tarihinde inşaat süresinin başladığı gözardı edilerek inşaat süresinin kat irtifakının kurulduğu tarihten başlatılması doğru olmamıştır.Öte yandan, davacı tarafça davacı ...'e isabet eden dairenin 1+1 olmayıp 2+1 olduğu ve rayiç bedel yönünden bilirkişi raporunun doğru olmadığı belirtilerek rapora itiraz edilmiş ise de ek raporda bu itirazlar karşılanmamıştır.HMK'nın 266/1. maddesi "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. HMK'nın 281 ve 282. madde hükümlerinde de hakimin bilirkişi raporunu diğer delillerle birlikte serbestçe takdir edeceği, ancak bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama isteyebileceği gibi, başka bir bilirkişiden rapor alabileceği öngörülmüştür.Bu durumda mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporunun yeterli inceleme içermediği gözönüne alınarak gerekirse uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde keşif ve inceleme yapılarak davacılar vekilinin teknik nitelikteki itirazlarını karşılayan ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir ek ya da yeni bir bilirkişi raporu alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.