Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2140 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1896 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı, davalı kooperatifin 31.05.2014 tarihli genel kurulunda yapılan seçimlerde usulsüzlükler yapıldığını, seçim görevlisi ...'in bu usulsüzlüklere göz yumduğunu, seçim sandığının saat 16.05'te kapatıldığını, bu sırada hazır bulunan 3 kişiye oy kullandırılmadığını, dışarıda araçta bekleyen 4 kişinin daha olduğunu söylemelerine rağmen bu kişilere de oy kullandırılmadığını, seçimde oy kullanan bazı kişilerin kooperatife üye olmadığını, bazı kişilerin ölen babaları yerine üye kaydedilerek oy kullandırıldığını ve anasözleşmeye göre genel kurul toplantısının 15 gün önceden ilan edilmesi gerekirken usulüne göre ilan edilmediğini ileri sürerek, 31.05.2014 tarihli genel kurulda yapılan seçimin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı Kooperatif temsilcileri, davacı ...'ın kooperatif üyesi olmadığını, üye olmayanlara oy kullandırıldığına ilişkin iddialarının asılsız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; iptali istenen genel kurula 264 üyeden 164'ünün katıldığı, 84 üyenin oyunu alan...'ün başkan seçildiği, davacı ...'ın 79 oy aldığı, kooperatif üye kayıt defterlerinde davacının babası ...'ın kooperatif üyesi olarak kayıtlı olduğu, davacının genel kuruldan birgün önceki tarihli dilekçe ile kooperatif başkanlığına başvurarak babasına ait üyelik hakkının, kendisine devrini istediği, 19.06.2014 tarihli yazı ile bu talebinin babasının üç defa genel kurula katılmadığı gerekçesiyle anasözleşmenin 21/c maddesi uyarınca üyeliğinin düşürüldüğü belirtilerek reddedildiği, bu kararın kendisine 30.06.2014 tarihinde tebliğ edildiğini beyan ve kabul eden davacının bu karara karşı dava açmadığı, davacının babasının üyelik hakkının mirasçılar tarafından davacıya anasözleşmenin 19. maddesi uyarınca devredildiğine ilişkin bir belge bulunmadığı, davacının bu yönde bir iddiasının da bulunmadığı, davacının kooperatife üye olmadığı, davacının 31.05.2014 tarihli kooperatif genel kuruluna katılmış olmasının bu durumu değiştirmeyeceği, kooperatif üye kayıt defterinde kooperatif üyelik kaydı bulunmayan davacının kooperatif genel kurul kararının iptalini talep etmekte hukuki yararının olmadığı, kooperatif ortağı olmayıp, bakanlık temsilcisi olan diğer davalı ...'in ise pasif dava husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir. 1-Dava, genel kurul kararının iptali istemine ilişkindir.Somut olayda, davacı taraf temyiz dilekçesinde 2,5 yıl davalı kooperatifin yönetim kurulu üyeliği yaptığını, dava konusu genel kurula başkan adayı olarak seçime girdiğini ve bu genel kurula ait hazirun cetvelinde isminin bulunduğunu ileri sürmüştür. Dosyada mevcut hazirun cetveli fotokopisinde, başkan yardımcısı olarak "..." ibaresine yer Verilmiş, genel kurulda aynı kişi yedek üye seçilmiştir. Mahkemece, davalı kooperatifin üye kayıt defterinin incelenmesi ile yetinilerek davacının kooperatif ortağı olmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece davacının babasının kooperatif üyesi iken öldüğü, daha sonra üyeliğinin düşürüldüğü, davacının bu karara karşı dava açmadığı, davacının mirasçısı olarak üyeliği devir aldığına ilişkin bir belge bulunmadığı, davacının üye olmadığı gerekçesine dayanılmıştır.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 14. maddesinin 1. ve 2. fıkrasında "Ortağın ölümü ile ortaklık sıfatı sona erer. Anasözleşmede gösterilecek şartlarla, ölen ortağın mirasçılarının kooperatifte ortak olarak kalmaları sağlanabilir." hükmüne; kooperatif anasözleşmesinin 19. maddesinde ise, "Ortağın ölümü halinde ortaklık kanuni mirasçılara geçer. Mirasçılar aralarında anlaşarak paylarını içlerinden birine veya birkaçına 9. maddedeki şartları taşımak kaydıyla devrini isteyebilir. Bu durumda ölen ortakların mali hakları da aynen devredilmiş olur. Miras yoluyla ortaklık haklarını devir alan ortak, eski ortağın tüm hak ve vecibelerinden yararlanır. Ölen ortakların mirasçıları ayrılmak istedikleri zaman, hesaplaşmada ödeme önceliğinden faydalanırlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, anılan yasa ve anasözleşme hükümleri ile getirilen düzenlemenin amacı ve özü gözetildiğinde, ölen ortağın mirasçılarının ortaklığa devam edip etmeyecekleri konusunda uyarılmaları gerektiğinden, mirasçıların kendiliklerinden harekete geçmedikleri gerekçesiyle, ortaklık sıfatının düştüğü kabul edilemez. O halde anılan Yasa ve anasözleşme ile getirilen düzenlemenin amacı ve özü gözetildiğinde, kooperatifçe, ortağın öldüğünün tespiti halinde, ölen ortağın mirasçısı ya da birden fazla mirasçısı varsa mirasçıları ve adresleri ayrı ayrı belirlenip anasözleşmenin 19. maddesi uyarınca hangi mirasçı ya da mirasçıların kendisine ya da kendilerine murisin üyeliğinin devrini istedikleri hususundaki tercihlerini bildirmeleri için uyarılmaları gerekmektedir. Mirasçıların kendiliklerinden harekete geçmedikleri gerekçesiyle, ortaklık sıfatının düştüğü kabul edilemez. Dairemizin 14.02.2013 tarih ve 2012/6615 E, 2013/818 K; 28.11.2014 tarih ve 2243 E., 7665 K. sayılı ilamı bu yöndedir. Oysa, davalı kooperatifin dosyada mevcut 19.06.2014 tarihli yazı ile davacıya babasının 1998 tarihinde ölümünden sonra üç kez üst üste genel kurula katılmadığı için üyelikten düşürüldüğü, bu nedenle de babasının üyeliğinin devrinin mümkün olmadığı bildirilmiş olup, bu uygulama anılan yasa ve anasözleşme hükmüne aykırıdır.Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin kayıt ve belgelerinin genel kurul kararlarının davalı kooperatifin istenmesi, ibraz edilmezse davalı kooperatifin adresinde keşif yapılarak incelenmesi, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise anasözleşmenin 67. maddesi uyarınca davalı kooperatifin bağlı bulunduğu birlikten ya da ... Müdürlüğü'nden getirildikten sonra, kooperatifler konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak, davacının babasının ölümünden sonra, davalı kooperatifçe mirasçılarının ortaklığa devam edip etmeyecekleri hususunda uyarılıp uyarılmadıkları, muris ya da mirasçılar hakkında usulüne uygun olarak ihraç kararı alınıp alınmadığı, alınmış ise ihraç kararının murise ya da mirasçılarına usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği, buna göre ihraç kararının kesinleşip kesinleşmediği, ihraç kararının 1998 yılında ölen murisin sağlığında iken kesinleşip kesinleşmediği, anılan Kanun'un 55. maddesi uyarınca kooperatif üyesi olanlar yönetim kurulu asıl ya da yedek üyesi olabileceğinden davacının yönetim kurulu üyesi olduğu iddiasının doğru olup olmadığı, davacı kooperatif üyesi ise bu üyeliğinin sona erip ermediği hususlarında rapor alınıp, davacının üyelik sıfatı kesin olarak belirlendikten sonra, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.2- Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.3-Kabule göre; mahkemece, hükmün gerekçe bölümünde kooperatif ortağı olmayan davacının genel kurul kararının iptalini istemekte hukuki yararı olmadığından, davanın .../...HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği kabul edildiği halde, bu husus hüküm fıkrasına yansıtılmaksızın davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.