Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2138 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4081 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki asıl ve birleşen tapu iptali, tescil, tazminat ve alacak davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davalara yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen 2010/1115 E. sayılı davada davalılar vekilince ve bir kısım davacılar vekilince duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar birleşen dosyada davacılar... Çorapçıoğlu, ...,vekili ..., birleşen dosyada davacı ... Kılıççi vekili Av. le birleşen dosyada davacı ... vekili Av. ...'in gelmiş olmalarıyla, duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacı yüklenici vekili, müvekkili şirketin taraflar arasındaki 29.06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini yerine getirdiğini, ancak davalı arsa sahiplerinin müvekkiline düşen % 63 oranındaki arsa payının tapu devrini yapmadıklarını ileri sürerek, davalılar adına kayıtlı bulunan % 63 oranındaki arsa payının tapu kaydının iptali ile davacı şirket adına tescilini talep ve dava etmiştir.Birleşen 2012/467 E. sayılı davada davacı arsa sahipleri vekili, davalı yüklenicinin en geç 29.04.2007 tarihinde müvekkillerine düşen bağımsız bölümleri teslim etmesi gerekirken teslimin henüz gerçekleşmediğini ileri sürerek, 29.04.2007 tarihinden 29.03.2009 tarihine kadarki dönem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL gecikme tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini, davacı ..., Müjgan Çorapçıoğlu ve Fatma Şükran Bayrakta yönünden ayrı ayrı 12.520,00 TL'ye, Kemal Çorapcoğlu yönünden 102.000,00 TL'ye artırmış, birleşen 2010/1796 E. sayılı davada, 29.03.2009 tarihinden 10.12.2010 tarihine kadarki dönem için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL gecikme tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 156.867,00 TL'ye artırmış ve birleşen 2010/1846 E. sayılı davada ise, inşatta sözleşmeye ve projeye aykırılıkları bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL nesafet bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen 2010/1115 E sayılı davada davacı ... vekili, müvekkilinin davalı yüklenici şirketten 21.06.2010 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile bir dükkan ve iki adet daire satın aldığını, davalı yüklenicinin diğer davalı arsa sahiplerine karşı edimlerini büyük oranda yerine getirdiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal ile müvekkili adına tescilini, olmazsa taşınmazların satış bedeli olarak ödediği 200.000,00 TL'nin avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Birleşen 2009/32 E sayılı davada davacı ... vekili, müvekkilinin davalı yüklenici şirketten 17.09.2008 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile dört adet dükkan satın aldığını, davalı yüklenicinin diğer davalı arsa sahiplerine karşı edimlerini büyük oranda yerine getirdiğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptal ile müvekkili adına tescilini, olmazsa taşınmazların satış bedeli olarak ödediği 100.000,00 TL'nin avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davalarda davalılar vekilleri, davaların reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, asıl davada davacı-birleşen davalarda davalı yüklenicinin, inşaatı sözleşmeye, projesine ve imar mevzuatına uygun yapmadığı, yargılama sırasında verilen yetki ve sürelere rağmen inşaatı yasal hale getirmediği ve bu nedenle arsa payına hak kazanmadığı, birleşen 2010/1846 E., 2010/1796 E., ve 2012/467 E. sayılı davalarda davacı arsa sahiplerinin inşaatın yasal hale getirilmesi yönünden bir çaba sarfetmedikleri, tadilat ruhsatını idari yargıya başvurarak iptal ettirmekle inşaatın yasal hale getirilmesine karşı çıktıkları, imar mevzuatına aykırı binalar yasal hale getirilmedikçe eksik ve ayıplı işler nedeniyle tazminata hükmedilemeyeceği, esasen karşı edimleri olan arsa payını devretmeye de yanaşmadıklarından yükleniciden karşı edim talep etmelerinin de mümkün olmadığı, bu haliyle tazminat taleplerinin yerinde olmadığı, birleşen 2010/1115 E. sayılı dava davacı ...'nin taşınmaz satış vaadi ile yüklenici şirketten bağımsız bölüm satın aldığı, ancak yüklenici şirket arsa sahilerine karşı edimlerini yerine getirmediğinden, adı geçen davacının tapu iptal ve tescil isteminde bulunamayacağı, ancak yüklenici şirkete ödediği bedelinin tahsilini isteyebileceği, birleşen 2009/32 E. sayılı davada davacı ...'un davayı takip etmeyeceğini bildirdiği, davalı arsa sahiplerinin ise davayı takip edeceklerini beyan ettikleri, yüklenici arsa sahiplerine karşı edimlerini yerine getirmediğinden, adı geçen davacının davalı arsa sahiplerine yönelik tapu iptal ve tescil isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleşen 2010/1846 E., 2010/1796 E., ve 2012/467 E. sayılı davaların reddine, birleşen 2010/1115 E. sayılı davada davacı ...'nin arsa sahiplerine yönelik tapu iptal ve tescil davasının reddine, davalı yüklenici şirkete yönelik davasının kabulü ile 200.000,00 TL'nin davalı şirketten tahsiline, birleşen 2009/32 E. sayılı davada davacı ...'un davalı arsa sahiplerine yönelik davasının reddine, davalı şirkete yönelik davasını takip etmeyeceğini beyan ettiğinden, bu davaın eldeki davadan tefrik edilmesine karar verilmiştir. Kararı, birleşen 2010/1846, 2010/1796 ve 2012/467 E. sayılı davalarda davacı arsa sahipleri d. vekili ve birleşen 2010/1115 E sayılı davada davacı ... Kılıçci vekili temyiz etmiştir. 1-Birleşen 2010/1846, 2010/1796 ve 2012/467 E. sayılı davalarda davacı arsa sahipleri ... vd. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, birleşen 2010/1846 davada verilen hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. b) Birleşen 2010/1796 E. ve 2012/467 E. sayılı davalarda verilen hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince; Birleşen 2010/1796 E. ve 2012/467 E. sayılı davalar, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan gecikme tazminatının tahsili istemlerine ilişkindir. Davacı arsa sahipleri birleşen 2012/467 E. sayılı davada, 29.04.2007 tarihinden 29.03.2009 tarihine, birleşen 2010/1796 E. sayılı davada 29.03.2009 tarihinden 10.12.2010 tarihine kadarki dönem için gecikme tazminatı isteminde bulunmuşlar, mahkemece yazılı gerekçeyle istemlerin reddine karar verilmiştir. Gecikme tazminatı kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden, (teslim edilmesi gereken tarihten) eserin eksiksiz ve ayıpsız olarak sözleşmeye uygun biçimde fiilen teslim edildiği tarihe kadar ya da iş sahibinin bağımsız bölümü fiilen kullanmaya başladığı veya üçüncü kişiye oturulabilir şekilde kiraya verdiği ya da (teslim edilmesi gereken tarihten sonra) sattığı tarihe kadar istenebilir..../...S.4Taraflar arasındaki 29.06.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 6. maddesinde sözleşme tarihinden itibaren 2 ay içerisinde inşaat ruhsatı alınacağı, 10. maddesinde, inşaat süresinin ruhsat tarihinden itibaren 8 ay olduğu, bu süre içerisinde inşaat bitirilmediği takdirde, arsa sahiplerinin yüklenici şirkete 1 ay ek süre verebileceği, ayrıca bu tarihte inşaat bitirilmezse arsa sahiplerine her daire için rayiç kira bedeli ödeneceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece, davacı arsa sahiplerinin, inşaatın yasal hale getirilmesi yönünden bir çaba sarfetmedikleri, tadilat ruhsatını idari yargıya başvurarak iptal ettirmekle inşaatın yasal hale getirilmesine karşı çıktıkları, karşı edimleri olan arsa paylarını süresinde devretmedikleri gerekçesiyle, gecikme tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş ise de, sözleşmeye göre yapı ruhsatı alma ve inşaatı sözleşme ve ekleri ile tasdikli proje ve inşaat ruhsatı ile kamu düzeninden olan imar mevzuatı ve bu doğrultuda çıkartılan Deprem Yönetmeliği hükümlerine uygun olarak tamamlayıp, arsa sahiplerine teslim etme yükümlülüğü yükleniciye ait olup, arsa sahiplerince sözleşme kapsamındaki tüm iş ve işlemlerin yerine getirilmesi amacıyla yükleniciye gerekli vekaletnamelerin verilmiş olduğu, ayrıca, yargılama sırasında mahkemece verilen yetki ve izne rağmen, yüklenicinin inşaatı yasal hale getiremediği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında, inşaatın yasal hale getirilmediği, mevcut durumuyla iskan alınmasının mümkün olmadığının bildirildiği, arsa sahiplerince idari yargıda açılan dava sonucunda, hukuka aykırı olduğu tespit edilen tadilat ruhsatının iptal edilmiş olmasının, inşaatın yasal hale getirilmesine karşı çıkmak olarak değerlendirilemeyeceği, diğer taraftan, yine sözleşme uyarınca, arsa sahiplerinin, yükleniciye tapu devri edimini yerine getirme borcunun inşaatın bitiminden sonra doğacağı, bu hususta arsa sahiplerinin temerrüdünün bulunmadığı, bu haliyle, eseri teslim borcun yerine getirmeyen yüklenicinin gecikme tazminatından sorumlu olduğu anlaşılmış olup, mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece, birleşen 2010/1796 ve 2012/467 E. sayılı davalarda, davacı arsa sahiplerinin gecikme tazminatı istemleri ile ilgili, gerekirse bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, hesap edilecek gecikme tazminatı miktarının hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. 2-Birleşen 2010/1115 E. sayılı davada davacı ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince; a) Birleşen 2010/1115 E. dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil, olmazsa tazminat istemine ilişkindir. İddia şekline göre tescili istenen bağımsız bölümlerden biri dükkan, iki adeti daire niteliğindedir.Dava tarihinde yürürlükte bulunan, 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın tanımlar başlıklı 3. maddesinin (e) bendinde “tüketici” bir mal veya hizmeti ticari ve mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişi, aynı maddenin (f) bendinde ise “satıcı” kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişi olarak tarif edilmiş, anılan yasanın 23.maddesi ile (c) bendinde sözü edilen konut amaçlı taşınmaz malların satımından kaynaklanan uyuşmazlıklar tüketici mahkemelerinin görev alınına alınmıştır. (28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 3. ve 73. maddeleri)Somut olayda tescili istenen bağımsız bölümler arasında konutun yanında işyeri niteliğinde dükkan da vardır. “İşyeri” gibi ticari nitelikli taşınmazların alım satımından kaynaklanan çekişmeler tüketici yasası kapsamında değil ise de; dava da aynı sözleşmenin aynı tarafları arasında uyuşmazlık söz konusudur. Bu nedenle talepler arasında bağlantı vardır. Davacı ..., 21.06.2010 tarihli satış vaadi sözleşmesiyle dava konusu konutları ve işyerini almıştır. Konut alım satımından çıkan uyuşmazlıklar az yukarıda açıklandığı gibi Tüketici yasası kapsamındadır. Tüketici Mahkemesi özel bir mahkemedir ve özel mahkemelerin görevi genel mahkemelerin görevinden önce gelir. Talepler arasında bağlantı bulunması halinde taleplerin tamamı için özel mahkeme durumdaki Tüketici Mahkemesi görevlidir. H.G.K'nın 14.12.2005 tarih 2005/13-637. 2005/731 sayılı kararı da aynı doğrultudadır.Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, karar tarihinde yürürlükte bulunan, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince, birleşen 2010/1115 E. sayılı davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus gözden kaçırılarak, işin esası hakkında yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.b) Bozma nedenine göre, birleşen 2010/1115 E. sayılı davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı arsa sahipleri ...vd. vekilinin, birleşen 2010/1846 davada verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2010/1796 ve 2012/467 E. sayılı davalarda verilen hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, bu davalarda davacı arsa sahipleri yararına, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle re'sen BOZULMASINA, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen 2010/1115 E. sayılı davada davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunan birleşen 2010/1796 ve 2012/467 E. sayılı davalarda davacı arsa sahipleri Kemal Çorapçıoğlu vd. yararına takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davalıdan alınarak adı geçen davacılara verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde Sinan Kılıçci'ye iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzetme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.