MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin ileriye etkili feshi ve tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacılar vekili, müvekkillerinin de aralarında bulunduğu arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında imzalanan 18.08.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, davalı yüklenicinin edimini tam olarak yerine getirmediğini, taşınmazın ortak alanlarında birçok eksik imalat bulunduğunu ileri sürerek, sözleşmenin ileriye etkili feshi ile eksik imalat bedeli olarak şimdilik 70.000,00 TL'nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacıların da aralarında bulunduğu arsa sahipleri arasında her ne kadar anılan sözleşme imzalanmış ise de, sözleşmenin fiilen uygulanmadığını, arsa sahiplerinin müvekkiline yer teslimi yapmadığını ve taşınmazı üçüncü kişilere devrettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; inşaatın seviyesinin % 90 oranında olduğunun belirtilmesi sebebiyle sözleşmenin feshi talebinin kabul görmediği, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca yüklenici davalı tarafından inşa edilen binanın ortak alanlarında 53.174,00 TL eksik imalat bulunduğu, davacıların sözleşme uyarınca sahibi oldukları 1/15'er hisseye karşılık 3.544,93'er TL talep edebilecekleri gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, her bir davacı için 3.544,93'er TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle ileri sürülen temyiz nedenlerine göre, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dava, temyiz kapsamına göre, eksik iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir.6100 sayılı HMK'nın 266/1. (1086 sayılı HUMK'nın m. 275. ) maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir.Aynı Kanun'un 282. (1086 Sayılı HUMK’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmü, HMK'nın 281. (HUMK'nın 283.) madde hükmü uyarınca bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği .../...S.2veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişi incelemesine karar verildikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, somut uyuşmazlık çözümünde bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.Davalı vekilince 22.05.2013 tarihli dilekçeyle, bilirkişi raporunda eksik iş olarak belirtilen birkısım kalemlerin projede bulunmadığı bildirilerek bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de, mahkemece sadece davacıların payına düşen tutarın belirlenmesi için ek rapor alınmış olup, davalının raporda teknik nitelikteki itirazları cevaplandırılmamıştır.Bu durumda, mahkemece, mahallinde keşif ve inceleme yapılarak, sözleşme ve proje değerlendirilmek suretiyle davalı tarafın bilirkişi raporuna itirazlarını cevaplandırır nitelikte ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Öte yandan, davacılarca, 70.000,00 TL'lik eksik iş bedelinin tazmini istenmiş olup, davacılar vekilinden açıklama alınarak, her bir davacı yönünden ne miktar talepte bulunulduğu belirlendikten sonra davanın reddine karar verilen kısım üzerinden davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacılardan alınmasına, davalıdan alınan peşin harcın istek halinde iadesine, davalı yönünden karar düzeltme yolu kapalı, davacılar yönünden kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.