MAHKEMESİ : Kastamonu 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2013/126-2013/371Taraflar arasındaki aynen ifa davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkili ve diğer arsa sahipleri ile davalı arasında arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi düzenlendiğini, müvekkilinin kendisine düşen bağımsız bölümü 25.08.2005 tarihinde itirazi kayıtla teslim aldığını, davalının bildirilmesine rağmen eksiklikleri tamamlamadığını, binaların çatılarının akmaya başladığını ileri sürerek, sözleşmeden doğan eksik işlerden olan istinat duvarının, çevre düzenlemesinin, merdiven korkuluklarının küpeştelerinin yapılması ile sözleşmeye konu her iki binanın çatılarındaki gizli ayıpların giderilmesi ve bu çatıların mimari projeye uygun hale getirilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, çatının projeden farklı ve daha iyi şekilde yapıldığını, binanın arka tarafında oluşan kot farkı ve hafriyat sebebiyle, binayı korumak amaçlı olarak çatı şeklinin değiştirildiğini, çatının teknik şartlara ve standartlara uygun yapıldığını, güneş enerjisi sistemi veya anten kurulması nedeniyle kiremitlerin kırıldığını ve çatının hasara uğradığını, bu durumda müvekkilinin sorumlu olamayacağını, sözleşmede binaya çevre duvarı ve merdiven korkulukları için küpeşte yapılması hususunda bir hüküm bulunmadığını, imalat standardı bakımından da böyle bir zorunluluğun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 22.03.2012 tarih, 2011/1063 E., 2012/1847 K. sayılı ilamı ile; dosyada bulunan her iki bilirkişi raporunda da merdiven korkulukları üzerinde küpeştenin bulunduğu, bu konuda bir eksikliğin söz konusu olmadığının açıklandığı, bu istemin reddine karar verilmesi gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede istinat duvarı yapılmasına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, bilirkişi raporlarında binaların kenarından geçen ve henüz açılmamış olan imar yolu dikkate alındığında istinat duvarının yapılmasının zorunlu olduğunun belirtildiği, bilirkişi raporları değerlendirildiğinde mahkemece yapılmasına karar verilen istinat duvarının binaların yanından geçen ve henüz açılmamış olan imar yoluna yapılması gerektiğinin anlaşıldığı, bilirkişiler tarafından istinat duvarının yapılması gereken yer tam olarak açıklanmadığı gibi, bu konuda ilgili Belediye'den görüş alınmadığı, istinat duvarının yapılmasına izin verilip verilmeyeceği ve bunun yapılacağı yer imar yolu olduğu için bu yükümlülüğün kime ait olduğunun araştırılmadığı, infazda tereddüt yaratacak şekilde davalı yüklenicinin istinat duvarı yapmasına karar verilmesinin hatalı olduğu, istinat duvarının yapılması gereken yerin tam olarak belirlenmesinden sonra Belediye'ye yazı yazılarak henüz açılmamış olan imar yoluna yapılacak istinat duvarına izin verilip verilmediğinin ve bu konuda yükümlülüğün kime ait olduğunun araştırılmasından sonra karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuş olup, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, istinat duvarının yargılama sırasında Belediye tarafından yapılmış olduğu, davaya konu binaların çevre düzenlemesi ve binaların çatılarındaki ayıpların giderilmesine ilişkin kararın bozma kapsamı dışında kaldığından kesinleşmiş olduğu gerekçesiyle, merdiven korkuluk küpeşteleri yönünden davanın reddine, istinat duvarının yargılama sırasında yapılması nedeniyle davanın konusuz kaldığı ve diğer istemlerle ilgili de karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı aynen ifa istemine ilişkindir.Taraflar arasındaki sözleşmede, istinat duvarının davalı yüklenici tarafından yapılacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır. Bozma ilamı uyarınca yapılan araştırma üzerine dosya arasına alınan Belediye Başkanlığı'nın 10.06.2013 tarihli yazısında, istinat duvarının belediye tarafından yapılmış olduğu belirtilmiştir. Bu durumda mahkemece, istinat duvarı yapımına ilişkin talebin de reddine karar verilmesi, buna göre vekalet ücreti ile yargılama giderleri tespit edilerek, hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.