MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki kooperatifin dağılması istemli davanın yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı, davalı kooperatif tarafından yapılan evde oturduğunu, evlerin elektrik aboneliğinin ...'e bağlı, su aboneliğinin ve kanalizasyon sisteminin ise ... Başkanlığı'na bağlı olduğunu, evlerin müstakil olduğunu ve kat mülkiyetine geçildiğini, evlerinin önünden geçen cadde ve sokakların belediyeye ait kamusal alan olduğunu, istifanamesini vermesine rağmen kendisinden aylık 30,00 TL aidatın istendiğini, kooperatif başkanı ve yönetim kurulunun görevlerini gereği gibi ifa etmediklerini, kooperatifin artık tasfiyesinin gerektiğini ileri sürerek, kooperatifin tasfiye edilme şartının belirlenmesi için bakanlık tarafından incelenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kooperatifin dağılması istemine ilişkin olduğu, kooperatif anasözleşmesi'nin 84. ve 85. maddeleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesinde kooperatifin dağılma ve tasfiye nedenlerinin açıklanmış olduğu, davacının kooperatifin amacına ulaşma imkânının bulunmadığına yönelik tasfiye isteminde bulunmuş olduğu, davacı tarafça ileri sürülen hususların kooperatifin dağılmasını gerektirecek hususlardan olmadığı, bu nedenle kooperatifin dağılmasını gerektirecek şartların oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 81. maddesinde kooperatifin feshini isteyebilecek olanlar arasında ortaklar sayılmadığından, davacının üyesi bulunduğu kooperatifin feshini isteyebilmesi yasal olarak mümkün değilse de, ortaklara 6102 sayılı ...'nın 530. (...'nın 435.) maddede yazılı hal dışında fesih davası açma hakkı tanınmayan anonim şirketlerde ortakların şirketin 6102 sayılı ...'nın 529. (...'nın 434.) maddesinde yazılı hallerden birinin gerçekleşmesi nedeniyle münfesih olduğunun tespitine ilişkin dava açma hakkı bulunduğu ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 98. maddesinin yaptığı atıf gereğince 6102 sayılı ...'nın 529. (...'nın 434.) maddesinin kooperatifler hakkında da uygulanması gerektiği, ortaklardan birinin kooperatifin anılan maddede yazılı nedenlerle dağıldığının tespitini isteyebileceği doktrinde (Bkz: Çamoğlu/Poroy/Tekinalp, Ortaklıklar ve Kooperatifler Hukuku, 2009, İstanbul, sh, 836) ve Yargıtay'ın yerleşik uygulamasında (Y.11.HD, 07.06.1982 tarih ve 2820 E., 2734 28.10.1982 tarih 4054 E., 4223 K; 22.06.2009 tarih ve 2008/3525 E., 2009/7560 K; Dairemizin 01.02.2012 tarih ve 2011/1723 E., 2012/602 K, ve 08.11.2013 tarih ve 5414 E. 6949 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere) kabul edilmektedir. Somut olayda davacı tarafça, davalı kooperatifin anılan 81. maddesinin 2. fıkrasının ilk cümlesi ve 6102 sayılı ...nın 529/1-b (...'nın 434/1-2.) bendi uyarınca feshine karar verilmesi istenmiş ise de, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince kooperatifin anılan nedenle dağıldığının tespitini istediğinin kabulü gerekir. Ne var ki, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 13. maddesinde ortağın anasözleşmeye uygun olarak istifa etmesine rağmen kooperatifin istifayı kabulden kaçınması halinde ortağın çıkma dileğini noter aracılığı ile kooperatife bildirmesi halinde çıkmanın gerçekleşeceği düzenlenmiş olup, davalı kooperatif anasözleşmesinin 13. maddesinde de bu hükme paralel bir düzenleme yer almıştır. Ortağın istifa bildirimi yenilik doğurucu nitelikte olup, kooperatife ulaştığı anda sonuç doğurur. Yukarıda anılan 13. maddenin yazılış biçimi ortağın istifasının kooperatifçe kabulünü gerekli kıldığı izlenimi yaratmakla beraber noter aracılığı ile yapılan bildirime özel önem verilmek suretiyle, noter aracılığı ile yapılan bildirimin kabulünün gerekli bulunmadığı vurgulanmıştır. Bu durumda ortağın yenilik doğurucu nitelikteki istifa iradesini ilk olarak noter vasıtasıyla kooperatife duyurması ortaklıktan çıkmanın gerçekleşmesi için yeterlidir. Somut olayda, davacının... Noterliği'nin 06.09.2012 tarih ve 12660 yevmiye sayılı "İstifaname" başlıklı bildirimi ile kooperatif ortaklığından istifa ettiği, dosyada bulunan örnekte tebliğ şerhi bulunmamakta ise de, davalı kooperatifçe bu belgeye 20.09.2012 tarihli ihtarname ile cevap verilmiş olup, istifanın ulaştığı anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece, davacının ortaklığı sona erdiğinden, kooperatifin dağılması istemli işbu davada hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle ...'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve davanın esastan reddi doğru olmamış ise de karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, ...'nın 438/son maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, ...'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davacının temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın gerekçesi değiştirilerek ve (HÜKÜM) bölümünün 1. paragrafındaki “Davanın” ibaresinden sonra "...'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden” ibaresinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.