MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı temsilcileri, davacı kooperatifin konut inşa etmek amacı ile satın aldığı taşınmaz üzerine, üyelerinin aidat ödemelerini teşvik amacı ile 5-6 adet örnek konut yaparak kat irtifak tapularının üyelerine verildiğini, ancak üyelerin kat irtifak tapularının verilmesinden sonra aidat ödemelerini kestiklerini ve irtifak tapu hisselerini de üçüncü kişilere devretmeye başladıklarını, alınan inşaat ruhsat süresinin dolması üzerine yenilenmesi için yapılan başvuruya cevaben tüm hissedarların muvafakatı veya tapular kooperatife intikal etmeden ruhsatın yenilenemeyeceğinin bildirilmesi üzerine, bir kısım üyelerin tapularını davacı kooperatife iade ettiğini, ancak davalıların tapu devri yapmadıklarını, oysa davalılardan ...'e ait tapunun önceki maliki ...'in kooperatifteki üyelik sıfatı sona erdiğinden bu davalıya yapılan devrin geçersiz olduğunu, davalı ...'ın hissesini devraldığı ...'ın önce üyelikten istifa ettiğini, daha sonra aidatlarını ödememesi nedeniyle üyelikten ihracına karar verildiğinden adı geçen davalıya yapılan devrin geçerli olmayacağını, davalı ...'nun taşınmazı devraldığı ...nun ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğinden üyelikten ihraç edildiğini ve ihraç kararı kesinleştiğinden adı geçen davalıya yapılan devrin geçersiz olacağını, davalı ... 'nin devraldığı tapu Nevzat Karaaslan adına çıkartılmış ise de esasen üyeliğin 1/2'sinin ..., 1/2'sinin ...'ye ait olduğunu, yarı hisselere sahip şahıslar bu hisse üzerinde hak sahibi olamayacaklarından davalı ...'ye yapılan devrin de geçerli olmayacağını, tapu devri ile kooperatif üyesi olma hakları olmadığını ileri sürerek, tüm davalılar adına kayıtlı bulunan tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescilini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, müvekkillerinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduklarını, taşınmaz pay devirlerinden itibaren 10 yılllık zamanaşımı süresinin dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalılar vekillerince temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesi'nin 24.06.2008 tarih ve 2890 E., 4605 K. sayılı ilamıyla, davalılardan ..., ..., ... ve ...'nun kooperatif üyesi olmadıklarını savundukları, yapı kooperatiflerinde, kooperatif tarafından yaptırılan ve müstakil tapu ile üye adına tescil edilen taşınmazın üye tarafından üçüncü kişilere satışı halinde, üyelik payının da kendiliğinden satın alana geçmeyeceği, payın ayrıca devredilmesi gerektiği, üyelik payı devredilmedikçe, kooperatif karşısında taşınmazı satan üyenin üyelik, sıfatı ve sorumluluğu devam edeceğinden bu hususun mahkemece araştırılması gerektiği belirtilerek bu davalılara yönelik hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda dosya kapsamına göre; davalılardan ...'na 23.09.1992 yılında tapu hissesini satan ...'nun 30.06.2001 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyelikten ihraç edildiği, davalı ...'e 26.07.1995 tarihinde tapu hissesini satan...'in 30.06.2001 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyelikten ihraç edildiği, davalı ...'a 14.01.1994 tarihinde tapu hissesini satan ...ın 30.06.2001 tarihli yönetim kurulu kararı ile ihraç edildiği, davalı ...'ye 15.10.1993 tarihinde taşınmazını satan ...'ın ise; 30.06.1987 tarihli ibraname ekli dilekçesi ile üyelikten istifa ettiği, 28.06.1987 tarihli yönetim kurulu kararı ile üyeliğinin sona erdiği, davalılara taşınmaz hissesi devreden üyelerin devir tarihleri itibariyle üyeliklerinin devam ettiği, daha sonraki tarihlerde üyeliklerinin sona erdiği, ayrıca müstakil tapu ile üye adına tescil edilen taşınmazın üye tarafından üçüncü kişilere satışı yapılırken, üyelik payının devrinin yapılmadığı, kooperatif üyesi olmayan davalılar ..., ..., ... ve ... adına kayıtlı bulunan ancak bağımsız bölüm niteliği kazanmayan taşınmazların davalılar adına tapuya tescil edilip ferdi ilişkiye geçilmesinin mümkün olmayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.1-Dava, kooperatif üyeliğine dayalı olarak oluşan tapu kaydının kooperatif üyeliğinin sona ermesi nedeniyle iptali ve davacı kooperatif adına tescil istemine ilişkindir....'nın 1022. maddesinde; "Ayni haklar kütüğe tescil ile doğar" denildikten sonra aynı Yasa'nın 705. maddesinde de tescilden önce mülkiyetin kazanılabileceği haller "Miras, Mahkeme Kararı, Cebri icra, İşgal, Kamulaştırma halleri ile Kanunda öngörülen diğer haller" olarak belirtilmiştir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanun'unda, kooperatif üyelerine mülkiyetin, kur'a çekimi ile geçeceğine dair bir düzenleme olmadığı gibi, olayda ...'nın 705. maddesinde öngörülen diğer istisnai haller (tescilsiz iktisap) de bulunmadığından, konut yapı kooperatiflerinde kur'a çekimi ile mülkiyetin kooperatif üyesine tescilsiz geçeceğinin kabulü mümkün değildir. Kooperatifçe bir dairenin geçerli bir tahsis işlemiyle bir ortağa tahsisi halinde, tahsis edilen ortağın rızası olmaksızın, ortaklığı devam ettiği sürece konutun başka bir ortağa tahsisi mümkün değildir. Kooperatif tarafından taşınmazın ortağa tahsisi, mülkiyeti geçiren bir işlem olmayıp, kooperatifle olan iç ilişkide bir hak bahşeden ve koşulları oluştuğunda kooperatife karşı tapu iptal ve tescil talebinde bulunma hakkı yanında ortağa, tahsis hakkına karşı yapılan haksız saldırılarda üçüncü kişilere karşı müdahalenin men'i ve ecrimisil davası açmaya izin veren bir haktır. Taşınmaz tapusunun ortak üzerine geçirilmesine kadar da taşınmaz kooperatif mülkiyetinde olacağından ve bu tescil yolsuz tescil olmadığından, üye olmayan 3. kişilerin koooperatifin maliki olduğu taşınmazı, genel kurulun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 42/6 ve anasözleşmenin 23/9. madde hükmüne uygun satış kararı vermesi üzerine satın alması mümkün ve geçerli olup, alıcının ... 1023 ve 1024. madde hükümleri uyarınca iyiniyetle taşınmazı satın aldığının kabulü gerekir.Somut olayda, dosya kapsamından, davalı ...'nin ... isimli üyeden 1993 yılında taşınmazını tapuda devraldığı,...'ın 28.06.1987 yılında üyelikten istifa etmiş olduğu ve kooperatife 30.06.1987 tarihli ibranameyi verdiği; davalı ...'ın 14.01.1994 yılında taşınmazını ...'dan tapuda devraldığı, ...'ın 30.06.1993 tarihinde üyelikten istifa ettiği anlaşılmıştır..../...S.3Adı geçen iki davalının, tapularının iptali istenilen taşınmazlarını, davacı kooperatiften değil, üyelikten istifa eden üyeler adına yapılan tahsis sonrasındaki ferdileşme sonucu oluşan tapu kaydına dayalı olarak ve istifa tarihlerinden sonra tapuda devraldıkları sabit olup, öncesinde taşınmazların malikinin kooperatif olduğunu bildikleri ya da bilmeleri gerektiğinden, TMK'nın 1023 ve 1024. maddelerinde düzenlenen tapuya güven ilkesinden yararlanamayacaklarından, iyiniyetle taşınmazlarını iktisap ettiklerinden söz edilemez. Mahkemece adı geçen davalılar yönünden bu yönde bir tartışma ve değerlendirme yapılmamış ise de, verilen karar sonucu itibariyle doğru olmuştur.Davalı ...'nun ise, davaya konu taşınmazının 23.09.1992 tarihinde kooperatifçe ''tahsis'' nedeniyle adına tescil edildiği, adı geçen davalının, davacı kooperatifin üyesi iken 30.06.2001 tarihli yönetim kurulu kararıyla üyelikten ihraç edildiği anlaşılmış olup, ihraç edilme ile davalının tahsis nedeni olan üyelik sona erdiğinden tahsis edilen taşınmazını ve tapusunu davacı kooperatife iade ile yükümlü olduğu sabittir. Adı geçen davalı yönünden verilen hükmün gerekçesi hatalı ise de, karar sonucu itibariyle doğru olmuştur.Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalılar ..., ..., ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Dosya kapsamından, davaya konu 48 numaralı bağımsız bölümün kooperatif üyesi ...'e tahsis edildiği, adı geçenin 12.12.1994 tarihinde üyelikten istifa ettiği ve kooperatifçe 28.01.2001 tarihinde üyelikten ihracına karar verildiği, ancak bu arada 26.07.1995 tarihinde söz konusu taşınmazın ... davalı ...'e satılarak devredildiği anlaşılmıştır.Dosyada 48 numaralı bağımsız bölümün tedavüllü tapu kaydı olmadığından taşınmazın ... eline ne şekilde geçtiği anlaşılamadığı gibi, mahkemece ...'ın kooperatif üyesi olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme de yapılmamıştır.Bu durumda mahkemece, davaya konu 48 numaralı bağımsız bölümün ilk tesis tarihinden itibaren tedavüllü tapu kayıtları ve dayanakları getirtilerek, davalı ...'e 48 numaralı bağımsız bölümü devreden ...'ın kooperatif üyesi olup olmadığı araştırılarak, 48 numaralı bağımsız bölümün tapusunun bir önceki malik... tarafından kooperatif üyeliğinden istifasından sonra (şayet üye ise üye) ...'a devri yapılmış ise bu kişiden satın alan bu davalının da ...'nın 1023 ve 1024. maddelerindeki tapuya güven ve iyiniyetle iktisap ilkelerinden faydalanamayacağının kabulü ile davanın şimdiki gibi kabulüne; kooperatif üyesi ...'nin istifasından sonra 48 numaralı bağımsız bölümün tapusu (şayet üye değilse, üye olmayan) ...'a tapuda devredilmiş ise bu kişinin da davalı ...'e devrettiği anlaşıldığından, tapuya güven ilkesine göre taşınmazı devralan davalının iktisabının korunması gerektiğinin kabülü ile adı geçen davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu olasılıklar üzerinde durulmadan, eksik incelemeye dayalı olarak bu davalı yönünden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.Öte yandan, 29.12.2003 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında, 01.04.2010 olarak yazılmış olması da hatalı olmuştur.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ..., ..., ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün adı geçen davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz eden ... alınmasına, davalı ...'den peşin alınan 6.07 TL harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.