Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2032 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8125 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Çorlu 1. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 15/11/2012NUMARASI : 2010/461-2012/734Taraflar arasında görülen tazminat davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 21.05.2013 gün ve 1185 Esas, 3366 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:- KARAR -Davacılar vekili, müvekkillerinden şirketin yüklenici, diğer müvekkillerinin ise, arsa sahiplerinden bir kısmı olduğunu, müvekkili şirket ile davalıların da arasında bulunduğu arsa sahipleri arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, yüklenicinin edimlerini yerine getirmesine rağmen, davalıların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediklerini, sözleşme uyarınca arsa sahiplerine ait olan 4 bloktaki toplam 80 adet dairenin tamamlanmasına rağmen, davalıların, dairelerin kur'alarının çekilerek kime ait olduğunun belirlenmesini engellediklerini, yüklenicinin zararına neden olduklarından sözleşmenin 15. maddesinde kararlaştırılan cezai şartın ödenmesi gerektiğini, arsa maliki müvekkillerinin de dairelerini alamamaları nedeniyle kira kaybına uğradıklarını ileri sürerek, müvekkili şirket için 10.000,00 TL, diğer müvekkilleri için ayrı ayrı 10.000,00 TL'nin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 21.05.2013 tarih ve 1185 Esas, 3366 Karar sayılı ilamıyla, davacı yüklenicinin, davadan sonraki 04.11.2011 tarihli “alacağın temliki sözleşmesi” ile dava konusu 23.01.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan, doğmuş ve doğacak tüm hak ve alacaklarını dava dışı S... Müh. İnş. Taah. Tic. ve San. Ltd. Şti.'ne temlik ettiği, temlik alanın da, arsa maliklerine keşide ettiği 17.04.2012 tarihli ihtarla arsa sahiplerinden sözleşmeye dayalı taleplerde bulunduğu, HMK'nın 125/2. maddesine göre, davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davaya kaldığı yerden devam edeceği ve mahkemece, anılan yön üzerinde durulmadan, sözleşmeden kaynaklanan tüm haklarını temlik eden davacının davasının esası hakkında karar verilmesinin doğru görülmediği belirtilerek diğer temyiz itirazları incelenmeksizin bozulmuştur.Davacı şirket vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.Dava, davacı yüklenici yönünden arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan cezai şartın ve arsa sahibi davacılar bakımından ise kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davacı yüklenicinin, dava tarihinden sonra düzenlenen 04.11.2011 tarihli “alacağın temliki sözleşmesi” ile dava konusu 23.01.2006 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde tanımlanan 214 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ifrazıyla oluşan 2490 ada 2 parsele ilişkin doğmuş ve doğacak tüm haklarını BK'nın 162 vd. maddeleri gereğince dava dışı S.. Müh. İnş. Taah. Tic. ve Ltd. Şti.'ne temlik ettiği, keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ve krokide dava konusu blokların 2491 ada 1 parsel sayılı arsa üzerine yapıldığının tespit edildiği, sonrasında 2490 ada 1 parsel sayılı taşınmazın aynı ada 2, 3, 4 ve 5 parsel numaralarına ifraz edildiği, bozma ilamında belirtilen temliğin ve temlik alan tarafından arsa maliklerine keşide edilen 17.04.2012 tarihli ihtarın, inşaatın yapılmadığı 2490 ada 2 parselle ilgili olduğu anlaşılmıştır. Dairemizce, temliknamenin arsanın tamamına, diğer anlatımla dava konusu talebe ilişkin olmadığı hususunun gözden kaçırılması doğru olmamıştır. Öte yandan, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yüklenici sıfatıyla davacı E... İnş. ve Tur. San. ve Tic. Ltd. Şti. ve dava dışı İrem İnşaat Yapı Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. tarafından imzalanmış olup, sözleşmede yükleniciler ile ilgili ayrı ayrı yükümlülükler düzenlenmediğine göre adi ortaklık niteliğiyle sözleşmenin imzalandığının kabulü gerekir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK'nın 520. vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın ayrı bir tüzel kişiliği bulunmamakta olup, adi ortaklığın davacı olduğu hallerde adi ortaklığı oluşturan ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, davanın ortaklar tarafından birlikte açılması, sadece biri tarafından açılan davanın hemen reddedilmemesi, diğer ortağın HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri gözetilerek, davaya dahil edilmesi için davacı yana önel verilerek taraf teşkili sağlanması gerekirken, davacı yüklenici şirketin talebi yönünden taraf teşkiline ilişkin bu yön üzerinde durulmadan esasa girilmesi de hatalı olmuştur. Davacı şirketin talebi bakımından hükmün taraf teşkili bakımından bozulması gerekirken, şirket yönünden yazılı gerekçe ile hükmün bozulması doğru olmadığından, davacı şirket vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile bozma ilamının (1) nolu bendi kaldırılarak, mahkeme hükmünün davacı şirket bakımından değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı şirket vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 21.05.2013 tarih ve 1185 Esas, 3366 K. sayılı bozma ilamının 1 nolu bendinin kaldırılarak, kararın davacı şirket bakımından değişik gerekçe ile BOZULMASINA, peşin alınan harcının istek halinde karar düzeltme isteyenlere iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.