Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2030 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3295 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Av....'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Davacı arsa sahibi vekili, taraflar arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri ile inşaat sürelerinin belirlenerek, süresinde bitirilip teslim edilmemesi halinde cezai şart, maktu tazminat ve kira tazminatı öngörüldüğünü, ihtara rağmen yüklenicinin binayı süresinde teslim edemeyip, yapının iskan ruhsatını alamadığından yüklenicinin temerrüde düştüğünü, BK'nın 97. maddesi gereğince borcun ifa edilmemesi halinde masrafı borçluya ait olmak üzere ifaya izin verilmesi ve gecikilen süre için kira kaybının ödenmesi gerektiğini, ileri sürerek, eksik ve kusurların giderilerek yapının iskan ruhsatı alınması masrafları yükleniciye ait olmak üzere, yüklenici nam ve hesabına davacı tarafından yaptırılmasına izin verilmesine, masrafların davacının sahibi bulunduğu, .... Mahallesi 88 ada 19 parseldeki 15 no'lu bağımsız bölüm ile .... Mahallesi 166 ada 50 parsel A blok 6 no'lu bağımsız bölümün satışından karşılanması hususunda yetki verilmesine, .... Noterliği'nin 18.04.2003 gün ve 13303 yevmiye no'lu sözleşme gereği cezai şarttan şimdilik 10.000,00 TL'nin, gecikilen süre için kira kaybı yönünden şimdilik 1.000,00 TL'nin,... 3. Noterliği'nin 24.06.2004 gün ve 24846 yevmiye nolu sözleşme gereği cezai şarttan şimdilik 5.000,00 TL'nin, gecikilen süre için kira kaybı yönünden şimdilik 1.000,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah dilekçesi ile, cezai şart miktarını 20.000,00 TL artırarak 35.000,00 TL olarak ıslah ettiklerini belirtmiştir.Davalı yüklenici vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, teslim anında itirazi kayıt ileri sürülmediğinden yüklenicinin sorumluluktan kurtulacağını, taşınmazların sözleşmeye tamamen uygun olarak tamamlandığını, davacıya ait çatı kat dubleks dairelerin kapalı dubleks olması gerekirken, davacının talebi, rızası ve karşılıklı muvafakat ile açık dubleks şeklinde yapılması nedeniyle iskan alınamadığını, buna rağmen bu hususun dava konusu yapılmasının TMK'nın 2. maddesindeki iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, aslında proje tadilatı ile iskan ruhsatının alınması mümkün olmasına rağmen, noterden muvafakat vermeyerek iskan alınmasına davacı engel olduğundan kendi kusuruna dayanarak hak talep edemeyeceğini, davacıya ait dairelerin teslim alınarak fiilen kullanılmakta ve kiraya verilmekte olduğunu, kira talebinin sebepsiz zenginleşmeye neden olacağından reddi gerektiğini, daha önce dayanılmayan muvafakatnamenin delil olarak kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının nama ifa isteğinin kabulü ile;... 88 ada, 18 ve 19 parseldeki onaylı projesine ve imar mevzuatına aykırılıkların yüklenici nam ve hesabına giderilmesi için davacılara izin ve yetki verilmesine, yüklenicinin... Belediyesinde mevcut bulunan 24.750,00 TL borçları ile ....'ya olan 38.869,91 TL borçları ve tadilatların proje bedeli ile tadilatların yapılması bedelleri toplamı 18.000,00 TL'nin avansı olarak davalı yükleniciye ait... 88 ada 19 parseldeki 15 nolu bağımsız bölümün 240.000,00 TL bedelden aşağı olmamak üzere satışından karşılanmasına, artan satış bedelinin davalıya iadesine, davacının cezai şarttan alacağının ıslah dilekçesi de nazara alınmak sureti ile hesaplanan 35.000,00 TL'nin dava tarihi olan 07.06.2010 tarihinden yürüyen yasal faizi ile davalıdan tahsiline, davacının gecikme tazminatı isteğinin reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan nama ifaya izin, cezai şart, kira tazminatı alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:Yapma borcu, borçlu tarafından ifa edilmediği taktirde alacaklı (arsa sahibi) masrafı borçluya ait olmak üzere edimin kendisi veya başkası tarafından ifasına izin verilmesini isteyebilir. İstemin hukuki dayanağını 818 sayılı BK'nın 97. maddesi oluşturmaktadır. Sözü edilen maddeye göre bir şeyin yapılmasına müteallik borç, borçlu tarafından ifa edilmediği takdirde alacaklı masrafı borçluya ait olmak üzere borcun kendisi tarafından ifasına izin verilmesini talep edebilir. Yasa hükmüne göre nama ifaya izin verilebilmesi için sözleşmenin feshedilmemiş, yani yürürlükte olması, borçlunun edimin ifasında temerrüde düşmesi ve borcun “yapma borcu"na ilişkin bulunması gerekir. Hakim bu talep üzerine konusunda uzman bilirkişi yardımı ile keşif yaparak eksik bırakılan ve ayıplı yapılmış olan iş kalemlerini ve bunların tamamlanması ve giderilmesi masraflarını, imalatın metraj, yöntem ve takribi bedellerini, diğer kurumlara olan borçları ve iskan masraflarını tahminen saptayarak izin kararını verir. İzin kararının hüküm fıkrasında da eksik ve ayıplı iş kalemleri ve diğer borç ve masrafların her birinin tahmini masrafları tek tek gösterilir. Genel nitelikli yetki ve izin verilemez. Bu durumda mahkemece; infazda tereddüde mahal bırakmamak için nama ifasına izin ve yetki verilen iş ve işlemleri hüküm fıkrasında tek tek belirtilip gösterilmek veya bu nitelikte olduğu denetim sonucu anlaşılacak bilirkişi raporunu kararın eki yapmak suretiyle, infazı mümkün hüküm kurulması ve nama ifa için belirlenen giderlerin ne suretle karşılanacağının gösterilmesi gerekirken, HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olarak, infazda tereddüte yer verecek şekilde genel ifadelerle nama ifaya izin verilmesi doğru olmamıştır. 3- Bunun dışında, mahkemece kira tazminatının reddine karar verilmiştir. Reddedilen miktar yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta karar verilmemesi de hatalı olmuştur. Hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentler uyarınca kabulü ile, hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında vekil ile temsil edilen davalıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.