MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Şikayetçi vekili, borçluya ait taşınmazın satışı sonrası.... 13. İcra Müdürlüğü'nün 2009/1747 E. sayılı dosyasında düzenlenen 10.04.2015 tarihli sıra cetvelinde müvekkilinin haczinin dikkate alınmamasının usulsüz olduğunu ileri sürerek, anılan sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; şikayetçinin itrazının alacağın esas ve miktarına ilişkin olduğundan görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.1-Şikayetçi tarafça, dava konusu sıra cetvelinde kendileri tarafından açılan tasarrufun iptali davasında konulan ihtiyati haczin dikkate alınmadığı ileri sürülerek sıra cetveline itiraz edilmiştir. Sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem esas ve miktarına, hem de sıraya yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede ( İİK’nın mad.142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK’nın mad. 142/son) ileri sürülmelidir. Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığının ve miktarının incelenmesi gerekir.Somut olayda şikayetçinin itirazı, şikayet olunanların alacağının hiç doğmadığına ya da gösterilen miktarda bulunmadığına yönelik olmayıp, sıra cetvelinde kendi hacizlerinin dikkate alınmamasına yöneliktir. Bu itiraz takip hukuku kuralları çercevesinde icra müdürlüğünce yapılması gereken hesaplamaya, diğer anlatımla alacağın sırasına yönelik olup, İcra Mahkemeleri görevlidir.Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın esası incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Kabule göre, HMK'nın 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan ve göreve ilişkin dava şartı öngörmeyen HUMK'nın 7 ve 27. maddelerine uygun olarak gerekçede “dava dilekçesinin görev yönünden reddi” ve hüküm fıkrasında "Mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin görev yönünden reddine" ibarelerine yer verilmesi, öte yandan mahkemece yetki ile ilgili gerekçede bir tartışma ve değerlendirme yapılmamış olmasına ve esasen yetki hususunun görevli mahkemece karara bağlanması gerekmesine rağmen hüküm fıkrasında “yetkili ve" ibarelerine yer verilmesi de doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.