MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki kayıt kabul davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, davalı müflis şirketin, müvekkili ...'ye devredilen...'den kullandığı kredi nedeniyle iflas tarihi itibariyle 23.669.915,66 TL borcu bulunduğu, bu alacağın iflas idaresince kabul edilerek sıra cetveline dahil edildiğini, ancak iflas müdürlüğünün şikayeti üzerine icra mahkemesince alacağın sıra cetvelinden çıkarılmasına hükmedildiğini, söz konusu kredinin borcun nakli yoluyla bir başka şirkete yükletildiği iddia edilmiş ise de, usulsüz ve muvazaalı olduğu tespit edilen borcun nakli sözleşmesinin fon kurulunca hükümsüz kılındığını ileri sürerek, 23.669.915,66 TL tutarındaki fon alacağının imtiyazlı alacak olarak 3. sırada iflas masasına kayıt ve kabulünü talep ve dava etmiştir. Davalı iflas idaresi memurları, dava konusu alacağın daha önce iflas idaresince kabul edildiğini, ancak iflas müdürlüğünün bu kabul kararına yönelik şikayeti üzerine, icra mahkemesince, kayıt başvurusu sırasında hesap kat ihtarnamesi ibraz edilmediğine dikkat çekilerek sıra cetvelinin iptal edildiğini, bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, alacağın bir belgeye dayanmadığını, borcun nakli sözleşmesi ile söz konusu kredi borcunun bir başka şirket tarafından üstlenildiğini, fon kurulunun bu sözleşmeyi hükümsüz saymasının dayanağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, icra hukuk mahkemesince verilen kararların kesin hüküm teşkil etmeyeceği, fon kurulunca borcun nakli sözleşmesinin hükümsüz sayılmasına ilişkin alınan kararın, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun geçici 11. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen 4389 Sayılı ... Kanunu'nun 15/7-b maddesi uyarınca alınmış bir karar olduğu ve aleyhinde idari yargı yoluna başvurulup aksine karar alınmadığı sürece söz konusu karar gereğince işlem yapılması gerektiği, bu karar aleyhine idari yargıya başvurulmadığı, davalı müflis şirketin, 30.09.1996 tarihinde kullandığı 210.000,00 TL, 31.10.1997 tarihinde kullandığı 550.000,00 TL olmak ...'ye toplam 760.000,00 TL kredi borcu bulunduğu, iflas tarihi itibariyle 7.458.000,50 TL gecikme zammı ile birlikte toplam borcun 8.218.000,50 TL olduğu, fazlaya ilişkin istemin davacı tarafça belgelenemediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 8.218.000,50 TL alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, 5411 sayılı ...Kanunu'nun geçici 11/1. maddesi gereğince uygulanmasına devam edilen 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 15/7-b maddesinin, fon alacaklarına zararın ve/veya alacağın doğmasına sebebiyet veren haksız işlemin yapıldığı tarihten itibaren 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 51. maddesinde belirtilen oranda gecikme zammı uygulanacağına ilişkin hükmü uyarınca, gecikme faizi hesabı yapılmış olup, anılan düzenlemede akdi faiz ve temerrüt faizi ayrımı yapılmadığından, somut olayda, hesabın kat edilmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmamakta, genel kredi sözleşmesindeki faiz oranları ile sözleşmenin 19/3. maddesindeki dönemsel bileşik faizin uygulanması da gerekmemektedir.Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.