MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl davada davacılar-birleşen davada davalılar vekilince duruşmasız, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili Av. ... gelmiş, davacılar tarafından gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Taraflar arasındaki asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi nedeniyle arsa sahipleri tarafından açılan geç teslim nedeniyle kira ve eksik, ayıplı işlerden kaynaklanan tazminat, birleşen dava ise yüklenici tarafından açılan cezai şart ile fazla yapılan imalat bedelinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi kurulu raporları ve tüm dosya içeriğine göre; taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaatın teslim tarihinin 23.10.2001 olduğu, ancak asıl davada davacı-birleşen davada davalı arsa sahipleri tarafından keşide edilen 23.05.2003 tarihli ihtarnamede teslim tarihinin Haziran 2002 olarak kabul edildiği, bu nedenle teslim tarihinin 18.06.2002 olduğunun kabulünün gerektiği, ayrıca C Blok için sözleşmede bir teslim süresinin öngörülmediği ve arsa sahiplerinin ihtarnamesi olmadığı için bu blokla ilgili olarak arsa sahiplerince kira talebinde bulunulamayacağı, ayrıca beş bağımsız bölümün arsa sahiplerince kira talep edilen tarihten önce satıldığı, bu taşınmazlar içinde kira talebinin yerinde olmadığı, bu nedenle arsa sahiplerinin kira alacaklarının 135.085,93 TL olduğu, asıl davada davalı-birleşen davada davacı yüklenicinin fazladan yaptığı imalat bedelinin ise 19.321,91 TL olduğu, yüklenicinin mahsup talebinde bulunması nedeniyle bu miktarın mahsubu ile davacıların kira kaybının 115.764,02 TL olduğu, davalı yüklenicinin eksik imalat bedelinin ise 1.500,00 TL olduğu, ayıplı imalat hususunda arsa sahiplerinin ihtarı bulunmadığı, bu nedenle buna ilişkin taleplerinin de yersiz olduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden davanın kısmen kabulü ile asıl davada davacı-birleşen davada davalılar arsa sahiplerinin kira kaybı olarak 115.764,02 TL, eksik imalat bedeli olarak da 1.500,00 TL olmak üzere toplam 117.264,02 TL'nin yasal faizi ile asıl davada davalı-birleşen davada davacı yükleniciden tahsiline, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2-Taraflar arasındaki 23.12.1996 gün 41671 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin 30. maddesi uyarınca inşa edilecek bloklardan B ve D blok için teslim süresi öngörülmüş, ancak arsa sahiplerine verilecek diğer bir kısım dairenin bulunduğu C blok için teslim hususunda herhangi bir vade tayin edilmemiştir. Her ne kadar, C blok için teslim hususunda bir süre belirlenmemiş ise de, bu durum yükleniciye işi istediği zaman tamamlama ve teslim etme yetkisi vermez. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca herkes haklarını kullanırken ve bunları yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olup, bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Nitekim Yargıtay'ın Yerleşik İçtihatlarıyla bu husus vurgulanmış, yüklenicinin bu gibi hallerde inşaatı istediği zamanda tamamlama ve teslim etme hakkının bulunmadığı benimsenmiştir. Hal böyle olunca, bu gibi durumlarda benzer inşaatların tamamlanıp teslim edilebileceği makul sürenin bilirkişi marifeti ile saptanıp ancak bu tarihten sonra gecikilen dönem için gecikme tazminatının talep edilebileceğinin kubulü gerekir. (818 sayılı BK'. 106/1, 6098 sayılı TBK. 125/1)Birleşen davaya gelince, bu davada yüklenici tarafından harcı yatırılmak sureti ile yapıldığı ileri sürülen fazla imalatın bedeli ile cezai şart alacağının tahsili istenmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu fazla yapılan iş bedeli tespit edildiği taktirde ve bu konuda açılan müstakil dava bulunduğu için birleşen davada hüküm altına alınması gerekirken, asıl davadaki alacak üzerinden mahsup cihetine gidilmesi yerinde görülmemiştir. Keza Yargıtay'ın istikrarlı içtihatlarıyla benimsendiği üzere ortak alanlarda ve tüm bağımsız bölümlerde yapılan fazla işlerin tüm taraflar yararına olacağı için buna ilişkin bedel talebi söz konusu olamaz. Nitekim imalat kalemleri arasında yer alan otopark alanının geniş yapılması ve bloklar arasına daha kaliteli malzeme döşemesi ortak alanlarda yapılan inşa işi olup fazla imalat bedeli olarak talebi mümkün değildir. Diğer yandan, sözleşmenin 22. maddesine göre arsa sahiplerinin dairelerinin %30'luk kısmına çatıya kadar günısı sisteminin yapılacağı, diğer dairelere de orta boy ve belirlenen markada elektrikli termosifon konulacağı kararlaştırılmıştır. ... sisteminin fazla imalat olup olmadığı hususunda ilgili maddeye göre değerlendirme yapılması gerekirken, güneş enerjisi sisteminin fazla imalat bedeli olarak kabulü doğru değildir. Ayrıca yukarıda açıklanan ilke uyarınca sözleşmenin 8. maddesi uyarınca daire giriş kapılarının ahşap yerine çelik kapı yapılması 14. madde uyarınca sadece misafir odasına karton piyer yapılması gerekirken, tüm odalara karton piyer yapılmasından bahisle fazla imalat bedeli hesaplanmış ise de, bu imalatların sadece arsa sahiplerine ait bölümlere yapılıp yapılmadığı hususu hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarından anlaşılamamaktadır. Son olarak mahkemece ayıp ihbarı yapılmadığından bahisle ayıplı işler bedeli hüküm altına alınmamış ise de, sözleşmenin 35. maddesinde ifade edildiği üzere genel iskân alma yükümlülüğü yükleniciye ait olup, bu yükümlülük yerine getirilmeden hukuki anlamda teslimin yapıldığından sözedilemez.Dosya kapsamındaki genel iskân ruhsatının 19.12.2006 tarihinde alındığı, arsa sahiplerinin bu tarihten önce 16.11.2005 tarihinde ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/118 D. İş dosyası ile delil tespiti yaptırdığı, ayrıca arsa sahipleri tarafından keşide edilen ihtarnamelerde ayıplı işlerin de ihbarının yapıldığı görülmüştür.Hal böyle olunca, ayıplı işler bedelinin mahkemece reddinde isabet görülmemiş olup, mahkeme kararını bozulması gerekmiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davacılar-birleşen davada davalılardan alınarak asıl davada davalı-birleşen davada davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.