Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1882 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4464 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Şikayetçi vekili, iflas idaresi tarafından düzenlenen pay cetvelinin müvekkiline tebliğ edilmediği için henüz kesinleşmediğini, kesinleşmeyen pay cetveline göre paraların dağıtılamayacağını, pay cetvelinin müvekkili bankaya ipotekli bulunan taşınmazların mütemmim cüz ve teferruatlarının satış bedelinin paylaştırılmasına ilişkin olduğunu, sıra cetvelinde müvekkili bankanın alacağının 3.092.130.000.000(E)TL’si ipotekli kabul edildiğine ve pay cetvelinde bu tutarın altında paylaştırma yapıldığına göre pay cetvelindeki tutarın tamamının müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin dava ettiği alacakları için pay ayrılmadan pay cetveli düzenlenemeyeceğini, sıra cetvelinde yer almayan kişilere pay ayrılmasının yanlış olduğunu ileri sürerek, geçici pay cetvelinin iptalini talep etmiştir.Şikayet olunan iflas idaresi vekili, İİK'nın 252. maddesi uyarınca geçici dağıtım yapılmasının mümkün olduğunu, kesinleşen sıra cetveline göre, şikayetçiye isabet eden bir meblağın bulunmadığını, şikayetçi banka, ipotekli taşınmazı müflis şirketten satın alarak kendi adına tescil ettirdiğinden, ipoteğin iflas tarihinden önce hukuken sona erdiğini, ayrıca, ipotekli taşınmazın teferruatı olma vasfını yitirmiş taşınırların satış bedelinden şikayetçi bankaya pay ayrılamayacağını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, geçici dağıtım pay cetvelinin tebliğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, gerekli ilanın yapılarak pay cetvelinde adı bulunanlara tebligatların yapıldığı, şikayetçi bankaya kesinleşen sıra cetveline göre herhangi bir payın isabet etmediği, itirazlı paylara isabet eden paranın da ayrıldığı gerekçesiyle, şikayetin reddine dair verilen 07.12.2004 tarihli ilk karar, şikayetçi banka vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 23.02.2006 tarih ve 230 E., 1755 K. sayılı ilamıyla, şikayetçi vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile şikayetçi banka vekilince, bedeli paylaşıma konu taşınırların, lehlerine tesis edilen 20.02.1995 tarihli ipoteğin kapsamı içinde olduğu ve bu bedel üzerinde rüçhan hakları bulunduğunun ileri sürüldüğü, bu durumda, HUMK'nın 338/son maddesi hükmü gözden kaçırılarak bu istem hakkında bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı belirtilerek bozulmuştur.Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; hacizli taşınırların satılıp yerlerinde mevcut olmaması nedeniyle daha önce iflas dosyasında taşınırlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapan elektrik mühendislerinin tanık sıfatıyla alınan beyanlarından makinelerin çoğunun arızalı ve hurda olduğu, zamanla sökülüp tahrip edildiği, götürüldüğü, bu nedenle taşınırların ipotek kapsamında olup olmadığının tespitinin mümkün olmadığı belirtilerek şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçi vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 06.10.2009 tarih ve 7327 E., 8925 K. sayılı ilamıyla, somut olayda, şikâyetçi banka vekili tarafından paylaşıma konu satış bedelinin, ipotek kapsamında bulunan ve eklenti niteliğinde olan taşınırların satışından elde edilmesi nedeniyle öncelikle ipotek hakkına sahip olan müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğinin iddia edildiği, bu iddiaya ilişkin olarak .... 1. İcra Mahkemesi'nin 2001/9 E. sayılı istihkak davası dosyası, satış şartnamesi, kıymet takdir tutanakları, satış ilanı, ipotek akit tablosunun eklentilere ilişkin listesi gibi delillerin toplanması ve bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edildiği, diğer yandan, şikâyet olunan tarafça da, satışı yapılan taşınırların eklenti niteliğini yitirdiği, ipoteğin terkin edilerek tapu sicilinden silindiği, satışı yapılan taşınırların ipotek kapsamında olmadığı, tapudaki beyanlar hanesinde şerh edilmediği, .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2007/286 E. sayılı dosyasının da dikkate alınması gerektiğinin savunulduğu, bu durumda mahkemece, her iki tarafın da iddialarını kanıtlamak için toplanmasını talep ettikleri deliller dosyaya celp edilip, tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yapılarak, özellikle de ipoteğin sona erip ermediği, bedeli paylaşıma konu taşınırların ipotek kapsamında olup olmadığı üzerinde durulup, varılacak uygun sonuç çerçevesinde şikâyet hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme neticesinde yazılı gerekçe ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; şikayetçi banka lehine 26.05.1995 tarihinde müflis şirkete ait taşınmazlar üzerine 3.092.000,00 TL meblağlı ipotek tesis edildiği, ipoteğe konu 10 ve 766 parsel sayılı taşınmazların iflasın açılmasından önce müflis şirket tarafından şikayetçi bankaya içerisinde bulunan makinalar hariç tutularak satıldığı, malik lehine rehin hakkının mümkün olduğu, tapu kütüğünün, teknik olarak böyle bir durumun oluşmasına ve sürdürülmesine imkân tanıdığı, şikayetçi bankanın 28.06.2004 tarihinde ipotekleri terkin ettirdiği, tapu kütüğünün beyanlar hanesinde yer alan teferruatların dava dışı ....A.Ş. tarafından verilen listelere dayalı olarak 1984 yılında şerh edilmiş olduğu, bu tarihten teferruatların satışının yapıldığı 2003 yılına kadar geçen yaklaşık 19 yıllık süre zarfında mutat kullanımdan kaynaklanan yıpranmalar değerlendirildiğinde, teferruatların fiilen işe yarayacak durumda bulunmadıkları ve mevcut olmadıklarının değerlendiridiği, taşınırlar mevcut olmadığından, kıymet takdiri ve satışı yapılan taşınırlar ile beyanlar hanesinde yazılı tefarruatların ayrıştırılmasının mümkün olmadığı, şikayetçi bankanın 1998 yılında ipotekli taşınmazı satın alması ile de ipoteğin kendiliğinden ortadan kaldığı, ayrıca ipoteğin 2004 yılında da tapudan terkin edildiği, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi ile rehnin hakkının sona erdiği, teferruatlar ipotek kapsamında kalsa bile ipotek hukuken sona erdiğinden teferruatlar bakımından yapılacak bir şey kalmadığı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.Şikayet, şikayetçi bankanın ipoteği kapsamında bulunan ve eklenti niteliğinde olduğu ileri sürülen taşınırların 03.09.2003 tarihli satışından elde edilen bedelin, pay cetvelinde ipotek hakkına sahip şikayetçiye ayrılmaması nedeniyle pay cetvelini şikayete ilişkindir.20.02.1995 tarihli ipotek senedine göre, şikayet konusu .... köyü 766 ve 10 nolu parsel sayılı taşınmazlar üzerinde müştemilat, mütemmim cüz ve teferruatları ile birlikte, şikayetçi banka lehine ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Her kadar, şikayetçi vekilince sunulan 08.11.2004 havale tarihli şikayet dilekçesinde, şikayet olunan olarak Müflis ...... Ticaret A.Ş. gösterilmiş ve şikayet konusunun .... 1. İcra ve İflas Müdürlüğü'nün 2000/4754 E. sayılı dosyasında düzenlenen pay dağıtım cetvelinin iptali olduğu belirtilmiş ise de, 02.02.2005 tarihli dilekçesinde, dosyada şikayet olunanın esas itibariyle Müflis .....t A.Ş. ve iflas dosyasının ise .... 1. İcra İflas Müdürlüğü'nün 2000/4756 E. sayılı dosyası olduğu açıklanmıştır. Mahkemenin 07.12.2004 tarihli ilk kararında ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 23.02.2016 tarihli ilk bozma ilamının karar başlığında da şikayet olunan olarak Müflis .....t A.Ş. gösterilmiştir. Raporu hükme esas alınan bilirkişi kurulunca, bu durum dikkate alınarak, Müflis .....t A.Ş. ile ilgili olan .... 1. İcra İflas Müdürlüğü'nün 2000/4756 E. dosyası incelenerek rapor düzenlenmesi gerekirken, şikayet dışı Müflis ...... Ticaret A.Ş. ilgili .... 1. İcra ve İflas Müdürlüğü'nün 2000/4754 E. sayılı dosyası incelenerek rapor hazırlanması ve mahkemece bu yanlışlık gözden kaçırılarak, şikayet dışı Müflis ...... Ticaret A.Ş. hakkında hüküm kurulması doğru olmamış, gerekçeli karar başlığında dahi Müflis ...... Ticaret A.Ş.'nin şikayet olunan olarak gösterilmesi HMK'nın 297/1-b maddesi hükmüne aykırı olmuştur.TMK'nın 862/1 maddesi, “Rehin, taşınmazı bütünleyici parçaları ve eklentileri ile birlikte yükümlü kılar.” hükmünü, aynı Kanun'un 686/1-2. fıkraları, “Bir şeye ilişkin tasarruflar, aksi belirtilmedikçe onun eklentisini de kapsar. Eklenti, asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre, işlemesi, korunması veya yarar sağlanması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen ve kullanılmasında birleştirme, takma veya başka bir biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır maldır.” hükmünü içermektedir. Teferruat listesi ipotek esas alınarak değil, taşınmaz esas alınarak tapuya tescil edilir. Taşınmazın beyanlar hanesinde kayıtlı bulunan (veya kayıtlı bulunmasa dahi niteliği gereği taşınmazın teferruatı olan taşınır) bir teferruat yasanın yukarıda alıntı yapılan hükmü gereğince kendiliğinden taşınmaz üzerinde tesis edilen ipoteğin kapsamına girer. Bu nedenle, dava konusu taşınmazlar üzerinde teferruat şerhi varsa, bu şerh kapsamındaki taşınırlar (veya teferruat şerhi bulunmasa dahi niteliği gereği taşınmazın teferruatı olan taşınır) yasa gereği kendiliğinden şikayetçi banka lehine tesis edilen ipoteğin kapsamına girer. İşbu davanın konusu olan taşınırların, şikayetçi banka lehine tesis olunan söz konusu ipoteklerin kapsamında olup olmadığı (şikayetçi bankanın aynı zamanda ipotekli taşınmazların maliki olması nedeniyle) .... İcra Tetkik Mercii Hakimliği'nin 11.04.2002 gün 2001/9 E., 2002/552 K. sayılı kararında tartışılmış ve şikayet konusu taşınırların ipotek kapsamında olduğuna karar verilmiştir. Bu karar, temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 04.07.2002 gün ve 4746 E., 6533 K. sayılı ilamı ile onanmıştır.Buna göre, ipoteğin tesisi sırasında fabrika binası ve sahası üzerindeki eklentilerin ipoteğin kapsamı içinde olduğu, ipotekli taşınmazların eklentileri hariç 20.11.1998 tarihinde alacağına mahsuben şikayetçi banka tarafından satın alındığı ve ana taşınmaz üzerindeki ipoteğin 28.06.2004 tarihinde kaldırılmasının, taşınırlar üzerindeki ipoteği etkilemeyeceği gözetilmelidir.Bu durumda mahkemenin, şikayetçi bankanın ipotekli taşınmazı satın alırken alacaklı ve borçlu sıfatının birleştiği (818 sayılı BK. madde 116) ve taşınırlar üzerindeki ipoteğin kendiliğinden ortadan kalktığı, satışı yapılan taşınırların eklentiği niteliğinde olmadığı yönündeki gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. 818 sayılı BK'nın 116. maddesinde, taşınmaz rehni istisna olarak sayılmıştır.Öte yandan, 03.09.2003 tarihinde, ipoteğin kapsamı içinde kaldığı anlaşılan bir kısım taşınırların satıldığı, sıra cetvelinin kesinleştiği, bu taşınırların bedelinin de dahil olduğu satış bedeli ile ilgili pay cetveli düzenlendiği, bir başka anlatımla bu taşınırların ekonomik bir değeri olduğu anlaşılmış olup, mahkemenin ipoteğin kapsamında bulunan taşınırların fiilen işe yarayacak durumda olmadıkları ya da mevcut bulunmadıkları gerekçesi, varsayıma dayalı ve dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Bedelli paylaşıma konu taşınırların ipotek kapsamında olup olmadığının üzerinde durulması gerektiği bozma ilamında da belirtilmiş olup, bu taşınırların halen mevcut olup olmaması önemli olmayıp, satış tarihi itibariyle sayı, nitelik ve özellikleri ile değerinin belirlenebilir olması yeterlidir. Nitekim, bozma ilamında da şikayetçi eden banka vekilince paylaşıma konu satış bedelinin ipotek kapsamında bulunan ve eklenti niteliğinde olan taşınırların satışından elde edilmesi nedeniyle öncelikle ipotek hakkına sahip olan müvekkili bankaya ödenmesi gerektiğinin iddia edildiği, bu iddiaya ilişkin olarak .... İcra Mahkemesi'nin 2001/9 E. sayılı istihkak davası dosyası, satış şartnamesi, kıymet takdir tutanakları, satış ilanı, ipotek akit tablosunun eklentilere ilişkin listesi gibi delillerin toplanması ve bilirkişi incelemesi yapılmasının talep edildiği belirtilmiştir.Bu durumda mahkemece, müflis ile ilgili .... 1. İcra Müdürlüğü'nün 2000/4756 E. sayılı dosyası, müflis şirketin ipotek tesis tarihi itibariyle aktifini ve demirbaşlarını gösterir defter, kayıt ve belgeleri getirtilip bu belgelerden de yararlanılarak, makine mühendisi ve mali müşavirin de içinde bulunduğu bilirkişi kurulu aracılığıyla müflisin muhtelif fabrikalarında bulunan makinelerle ilgili kıymet takdir raporu, 03.09.2003 tarihinde satıldığı anlaşılan şikayet konusu taşınırlarla ilgili satış ilanları, satış şartnamesi, istihkak dava dosyası, eklenti listesi de incelenerek,... köyü 766 ve 10 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki fabrika binasının eklentisi niteliğindeki makinelerin, bir başka anlatımla ipoteğin kapsamındaki taşınırların sayı, nitelik ve özelliklerinin tespiti ve bunların 03.09.2003 tarihli satıştaki bedellerinin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.