Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 188 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3906 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Şikayetçi vekili, şikayet dışı borçlu ... adına kayıtlı bulunan taşınmazların ...'nün 2011/1045 Esas sayılı dosyasında yapılan ihale sonucunda satıldığını, icra müdürlüğü tarafından tanzim edilen 11.12.2013 tarihli sıra cetvelinin 1. sırasında müvekkili şikayetçi ...'nın yer aldığını, ... tarafından tanzim edilen sıra cetvelinin haciz sırası uygulamaları ile uygulanan garameten taksim bakımından müvekkili kurum aleyhine hatalı olduğunu, ihalesi yapılan taşınmazların tutarının toplam borcu karşılamadığını, kamu kurumu olan davacının alacağının amme alacağı olduğunu, sıra cetvelinin ilk sırasında müvekkilinin alacaklı olduğunu, yasa gereğince paranın tamamının ilk alacaklı olan kuruma ödenmesi gerektiğini, diğer kurumların garameye girmesinin mümkün olmadığını, icra dosyasında hesap edilen vekalet ücretinin de ödenecek miktardan düşülmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını ileri sürerek, ...'nün 2011/1045 Esas sayılı dosyasından tanzim edilen 11.12.2013 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vergi dairesi, şikayete cevap vermemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, ... tarafından düzenlenen 11.12.2013 tarihli sıra ve garameten paylaştırma cetvellerinin yasa ve mevzuata uygun olmadığı, masraf, harç, vergi v.s gibi düşülmesi gereken tutarların düşülmesinden sonra bakiye kalan 51.320,04 TL nin ilk haciz sahibi konumundaki davacı ... Başkanlığı'na ödenmesi gerektiği gerekçesiyle, şikayetin kabulü ile cetvelin iptaline karar verilmiştir.Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.1-Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir. İİK'nın 142/1. maddesi "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmünü içermekte olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir. Hak düşürücü süreye uyulmadan şikayette bulunulduğu iddiası, şikayetin her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece re'sen dikkate alınması gerekir.Dosya kapsamından, şikayetçiye sıra cetvelinin 02.01.2014 tarihinde tebliğ edildiği, şikayetçi vekilince tebliğin usulsüz olduğu hususunda herhangi bir iddia ileri sürülmediği, 10.01.2014 tarihinde şikayette bulunulduğu anlaşılmıştır. HMK'nın 115/1 maddesi "Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar, dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler." hükmünü içermektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 20.12.2013 tarih, 4-2247 Esas, 1667 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, taraf teşkili yapılmadan, tensip ile birlikte dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddedilmesinde HMK'nın 30. maddesine göre de bir isabetsizlik bulunmadığı kabul edilmiştir. Dairemizin 26.05.2015 tarih ve 2014/7272 E., 2015/3936 K. sayılı ilamında da, HMK'nın 30. ve 115/1. madde hükmü uyarınca, davanın her aşamasında, somut olayda henüz taraf teşkili yapılmadan da tensip aşamasında HMK'nın 114 ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilebileceği belirtilmiştir.Bu durumda mahkemece, sıra cetveline karşı hak düşürücü süre içinde şikayette bulunulmadığı gerekçesiyle, süreye ilişkin şikayet şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır. Öte yandan, 10.01.2014 olan şikayet tarihinin, gerekçeli karar başlığında 20.01.2014 olarak yazılması da hatalı olmuştur.2-Bozma nedenine göre, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.3-Kabule göre, İİK'nın 142/1. maddesi hükmüne göre, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olup, pay ayrılan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer anlatımla kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir. Şikayette hasım gösterilmemesi ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesi talebin reddini gerektirmez. Bu durumda mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde kendisinden önce gelen ve pay ayrılan alacaklılara husumet tevcihi yönünde HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca kesin süre verilip bu alacaklıların da davaya dahil edilmesi, şikayet dilekçesinin tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delilleri değerlendirilerek şikayetin incelenmesi gerekir.Şikayetçi vekilince şikayet dilekçesinde, sıra cetvelinde yazıldığı şekilde kendisine pay ayrılan “...'nün 2011/1045 Esas sayılı dosyası alacaklısı” na husumet yöneltilerek şikayette bulunulduğuna göre, mahkemece anılan dosyanın alacaklısı belirlenip, şikayet dilekçesi tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, kendisine husumet yöneltilmeyen icra müdürlüğüne tebligat yapılarak yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.