Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1851 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 8573 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Gaziantep 1. Asliye Ticaret MahkemesiTARİHİ : 04/06/2013NUMARASI : 2011/241-2013/943Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin 1985 yılından beri davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatiften çıkarıldığı duyumları alması üzerine bilgi almak amacıyla davalı kooperatifin adresine gittiğinde adresin sürekli kapalı olması nedeniyle çıkarma kararı olup olmadığını öğrenemediğini, müvekkiline üyelikten çıkartıldığına dair hiçbir tebligat yapılmadığını, kooperatif üyeliğinden çıkarılmış ise bunun usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitini, üyelikten çıkarmaya ilişkin bir karar varsa bu kararın iptali ile müvekkilinin kooperatif üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının 04.12.2008 tarihinden itibaren kooperatif hesabına belirli bir süre ve bir miktar para yatırması üzerine, yatırılan paraların kooperatifçe alınmadığı ve iadesi için bankaya yazı yazıldığı, kooperatif yönetim kurulunca 31.08.1994 tarihinde alınan ihraç kararının karar defterine kayıt edildiği, ancak davacının usulüne uygun kooperatif ortağı olduğuna ilişkin bir belgeye ulaşılamadığından davacının davalı kooperatifin üyesi olmadığı, bu nedenle üye olmayan bir kimsenin usulsüz olarak kooperatiften çıkarma işleminin de geçersiz olacağı, alınan karar ve yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğu, kooperatif tarafından bir belge ve yazı olmadan kooperatif hesabına para yatırarak üyelik iddiasında bulunmanın yasalarda düzenlenen iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkin olup, 30.05.2011 tarihinde açılmıştır.Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının kooperatif üyeliğinin oluşup oluşmadığı incelenerek, 1985 yılında üyelik için başvuru yapan davacının üyeliğinin kesinleştiğine ve kooperatifin ortaklık senedine ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, dolayısıyla üye sayılmayan bir kişinin çıkarılmasına dair karar alınmasının üye olduğunu göstermeyeceği ve üye sayılmayan bir kişinin de çıkarılamayacağı, 1994 yılından itibaren incelenebilen genel kurul çağrı listelerinde adının geçmediği, davacının 1985 yılından 04.12.2008 para yatırma tarihine kadar kooperatif ile ilişkisini kestiği görüşü bildirilmiştir.Davalı kooperatifin 31.08.1994 tarihli yönetim kurulu kararında davacının da isminin bulunduğu 141 üyenin ihraç işlemlerinin kesinleştirilmesine karar verilmiş olup, bu karar ile davacı kooperatifçe listede adı geçenlerin üye olarak benimsendiği ve sonrasında ihraç kararı verildiğinin anlaşılmasına göre mahkemece, davacının üyeliğinin oluşup oluşmadığının araştırılmasına gerek olmadığı gibi, davacının kooperatifin üyesi olmadığı ve üye olmayan kimse hakkında alınan çıkarma kararının geçersiz olduğu görüşünde de isabet bulunmamaktadır. Bu durumda, davacının ihraç kararı öncesinde davalı kooperatifin üyesi olduğunun kabulü gerekir. Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK'nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir. Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgelerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise Ticaret Sicil Memurluğundan, mümkün olmazsa kooperatif anasözleşmesinin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden, kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, 1994 yılından 2011 yılına kadar tüm genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri celbedilip kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, genel kurul kararları ile aidat alınmasına ilişkin karar alınıp alınmadığı ve üyelerin varsa kooperatifin banka hesabına aidat yatırıp yatırmadıkları, diğer anlatımla kooperatifin aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığı, davacının varsa ödeme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, davalının davacıyı genel kurul toplantılarına çağırıp çağırmadığı, hazirun listelerinde isminin yer alıp almadığı, diğer anlatımla davacının ihraç kararının alındığı 31.08.1994 tarihinden, davacının kooperatif banka hesabına gönderdiği, ancak davalının iade edilmesi için bankaya yazı yazması suretiyle benimsemediği bir miktar ödemenin yapıldığı 2008 yılına kadar kooperatif ile ilişkisini devam ettirip ettirmediği hususunda rapor alınıp, anasözleşme ya da alınan bir genel kurul kararı uyarınca ortağın kooperatife uğramasını zorunlu kılan başka bir yükümlülüğü varsa, bunun üzerinde de durularak, sonuç olarak davacının irtibatını kestiği belirlenebilen tarih ile dava tarihi arasında geçen süre itibariyle davanın TMK'nın 2. maddesine uygun olup olmadığının ve davanın bu nedenle reddi gerekip gerekmediğinin yeterince tartışılması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönden eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.