Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1831 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9148 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Sincan 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/07/2013NUMARASI : 2009/701-2013/245Taraflar arasındaki tazminat, tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - KARAR -Asıl davada davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 22.06.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye göre davalıya dört adet daire bir adet dükkan hissesinin verilmesinin kararlaştırıldığını, davalının 09.11.2004 tarihli protokol ile bodrum katlarda bulunan iki adet daire hissesinden 5 nolu daire karşılığında vazgeçtiğini, inşaatın tamamlanmasına rağmen 15, 16 ve 17 nolu bağımsız bölüm tapularının verilmediğini ileri sürerek, 15 ve 17 nolu bağımsız bölümler ile 16 nolu bağımsız bölümün 60/90 hissesinin tapularının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davayla ise, müvekkilinin hissesine düşen 1 nolu dairenin davalı tarafından üçüncü kişiye satıldığını ileri sürerek, şimdilik 30.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsili istemiş, ıslahla istemini 120.000,00 TL’ye çıkartmıştır. Asıl ve birleşen davada davalı vekili, asıl davaya ilişkin olarak, eksikliklerin tamamlanıp iskân ruhsatının alınması halinde tapu vermeye hazır olduklarını belirtmiş, birleşen davanın ise reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; sözleşme ile davalıya dört adet daire ve bir adet dükkan hissesinin verilmesinin kararlaştırıldığı, fiilen 5, 6 ve 8 nolu daireler ile 16 nolu dükkanın 30/90 hissesinin verilmesi nazara alındığında, 1 nolu bağımsız bölümün de sözleşme uyarınca davalıya verilen dairelerden olduğu, bu nedenlerle de birleşen davanın reddi gerektiği, 15, 17 ve 16 nolu bağımsız bölümün 60/90’ının davacıya ait olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davalı Nuri’nin davacı aleyhine açtığı eksik işler ve kira tazminatı davasındaki alacağının sonuçsuz kalmaması amacıyla, bu davaya konu 16 nolu bağımsız bölümün 60/90’ının teminat olarak davalı Nuri üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği belirtilerek, asıl davada 15 ve 17 nolu taşınmazların tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, 16 nolu bağımsız bölümün 60/90’ının davalının açtığı davanın teminatı olarak davalı üzerinde bırakılmasına, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir.2)Taraflar arasında düzenlenen 22.06.2001 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile yanlara verilmesi kararlaştırılan bağımsız bölümler tespit edilmiş, bilahare düzenlenen 09.11.2004 tarihli protokol ile davalı arsa sahibine düşen bahçe kat ve bahçe kat üstündeki birer daire olmak üzere 2 adet bağımsız bölümün yerine 5 nolu dairenin davalı N.. K..’ya verilmesi kararlaştırılmıştır. Her ne kadar protokolün bahçe ve bahçe üstü katlardaki daireler yerine 5 nolu dairenin davalıya verileceğine ilişkin son cümlesinin protokole sonradan ilave edilmiş olabileceği adli tıp raporunda ifade edilmiş ise de, protokolden bir gün önce 08.11.2004 tarihinde 5 nolu daire mülkiyetinin tapuda davacı H.. C.. tarafından davalı N.. K..’ya devredildiği ve davalı yanca da hiçbir aşamada bu devre karşı çıkılmayıp benimsendiği anlaşıldığından, protokol hükümlerinin yerine getirildiği ve artık geçersizliğinin ileri sürülmesinin iyiniyet kurallarına uygun olmadığının kabulü gerekmiştir.Bu durumda, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, davacıya aidiyeti tespit edilmiş ve 09.11.2004 tarihli protokolde yapılan değişiklikler kapsamında yer almayan 1 nolu bağımsız bölümün davacı H.. C..’e ait olduğunun kabulü gerekir. Protokolle yapılan değişiklikle, taksim edilen bağımsız bölüm adedi nazara alındığında, rakamsal olarak bir değişiklik gözükse bile, taraflar değer itibariyle kendi serbest irade ve rızalarıyla mevcut taksim şeklini belirlemişlerdir. Şu halde, varılan bu sonuç çerçevesinde birleşen dava konusu 1 nolu bağımsız bölüm bedelinin tahsiline ilişkin talebin esasına girilerek bir sonuca varılması gerekirken, taraf iradelerine aykırı ve dosya kapsamına uygun düşmeyecek şekilde, soyut olarak adet itibariyle davacıya daha fazla sayıda bağımsız bölüm kaldığından bahisle 1 nolu bağımsız bölümün yüklenici davacıya ait olmadığının kabulü ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl ve birleşen davada davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.