Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1798 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7992 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayet olunanlar ... Ltd. Şti. vekili ile ... ve ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Şikayetçi vekili, ... Ortaklığı'nın vergi borçlarından dolayı 20.12.2012 tarih ve 11679 numaralı 144.326,14 TL bedelli haciz bildirisi ile ... İl Jandarma Komutanlığı'nın 19.12.2012 tarih ve 9200-78079-12/Mly. İşl. yazılarına istinaden yapılacak hak ediş üzerine haciz konulduğunu, ancak alacaklarına karşılık haciz bildirileri olmasına rağmen .... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2012/6098 E. sayılı dosyası ile düzenlenen sıra cetvelinde alacaklı olarak cetvelde bulunmadıklarının anlaşıldığını, şikayetçi vergi dairesi alacağının kamu alacağı olduğundan öncelikli alacak olarak kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek, 13.01.2014 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.Şikayet olunan ..., şikayetçinin borçlu aleyhine başlatılmış yasal bir takibinin olmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir.Şikayet olunan ..... Ltd. Şti. vekili, şikayet konusunun haczedilen bir taşınır veya taşınmaz mal olmayıp, borçlunun, üçüncü kişi nezdinde var olan para alacağı olduğunu, borçlunun bu istihkakına haciz konulmakla bu kadar tutarın haciz alacaklısının hakkı olarak kabul edildiğini ve var olan istihkak tutarı bitene kadar haciz sırasına göre dosyasına gönderilmesi gerektiğini, aynı tutara sonradan başkaca hacizlerin konulması veya başkalarıyla paylaştırılmasının mümkün olmadığını, üçüncü kişinin haczedilen bu parayı alacaklının dosyasına geç göndermesinin hukuki sonucu değiştirmeyeceğini, tevdii mahallinde bulunan paranın dosya üzerinden dağılımının yapılmasının İİK'nın 104. maddesinde belirtilen mahiyette bir sıra cetveli olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, hacze iştirakin, paranın vezneye girişine kadar olduğunu, dosyada haczedilen, satıma konu taşınır veya taşınmaz mal olmadığından kamu alacağının, bir iştirakinin mümkün olmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir.Şikayet olunan ... Ltd. Şti. vekili, şikayetin reddini istemiştir.Şikayet olunan ..., şikayetin reddini istemiştir.Diğer şikayet olunanlar, şikayete cevap vermemişlerdir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, icra dairesinin veznesine giren haciz konusu alacak bulunmadığından Vergi Dairesi'nin hacze iştirakinin mümkün olduğu, icra dairesinin sıra cetveline davacı vergi dairesini de dahil ederek yeniden sıra cetveli düzenlemesi ve bu düzenlemeyi yaparken önceliğin adi ortaklığın borç ve temliklerine verilmesi gerektiği, adi ortaklığın ortaklarının kişisel alacaklılarının, borçlu ortağın şirketteki kar payını ve tasfiye payını haczedebilecekleri (ve daha sonra icra mahkemesinden yetki belgesi alıp adi ortaklığın tasfiyesini talep edebilecekleri) de nazara alınarak sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği belirtilerek, şikayetin kabulü ile 13.01.2014 tarihli sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir.Kararı, şikayet olunanlar .... Ltd. Şti. vekili ile ... ve ... temyiz etmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan .... Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Şikayet olunan ...'ın temyiz itirazlarına gelince;Şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir.İİK'nın 142/1. maddesine göre, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir." Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve pay ayrılan alacaklıları ifade eder. Şikayet, kural olarak şikayet edene göre sıra cetvelinde öncelikli olan ya da aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara, diğer bir deyişle, kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmelidir. Bu durumda mahkemece, şikayete konu sıra cetvelinde şikayet olunan ...'a pay ayrılmadığı gözetilerek, adı geçen yönünden şikayetin, HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından, usulden reddine karar verilmesi gerekirken,...ı'da kapsar şekilde şikayetin kabulü doğru olmamıştır.3-Şikayet olunan ...'in temyiz itirazlarına gelince;Borçlu, alacaklının muvafakati ve icra müdürünün izni olmaksızın (alınmaksızın), hacizli taşınır malları üzerinde tasarruf edemez (İİK. m.86,I). Yani, haciz ile, borçlunun hacizli taşınır malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanmış olur. Haciz ile, borçlunun hacizli taşınır malları üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmasından maksat, borçlunun hacizli taşınır malları üzerinde tasarrufta bulunmasının mutlak olarak yasaklanması değildir. Bundan maksat, borçlunun hacizli taşınır malları üzerindeki izinsiz tasarruflarının, alacaklının o mallar üzerinde haciz nedeniyle kazanmış olduğu haklara zarar verdiği ölçüde geçersiz olmasıdır(m.86,III). Yani, hacizli taşınır mal, hacizden sonra da borçlu tarafından izinsiz olarak başka bir kişiye (üçüncü kişiye) satılabilir ve devredilebilir. Yalnız, bu devir işlemi, haciz koyduran alacaklının haklarına zarar verdiği ölçüde (yani alacaklıya karşı) geçersizdir; bu alacaklıdan başkasına karşı geçerlidir. Mesela, borcun ödenmiş olması (veya m.110) nedeniyle taşınır mal üzerindeki haciz kalkarsa, o zaman borçlunun hacizden sonraki tasarrufları tamamen geçerli olur; borçlu ve üçüncü kişi, böyle bir tasarrufun geçersiz olduğunu ileri süremez. Burada geçersiz olan, borçlunun tasarruf işlemleridir. Borçlu, izin almadan hacizli taşınır malları hakkında borçlanma işlemleri (iltizamî muameleler) yapabilir; mesela hacizli mallarını satabilir. Bu satış sözleşmesi geçersiz değildir. Bu satış sözleşmesine dayanarak borçlu malı (alıcıya) devretmişse (tasarruf işlemi), işte bu devir işlemi, haciz koydurmuş olan alacaklıya karşı geçersizdir. Hacizli taşınır mal üzerinde, üçüncü kişilerin zilyetlik hükümlerine dayanarak iyiniyetli kazandıkları haklar (MK m. 763, 939, 988-991) saklıdır(m.86,II). Buna karşılık, hacizli mal üzerinde hak kazanan (mesela hacizli taşınır malı devralan ) üçüncü kişi iyiniyetli değilse, yani o malın hacizli olduğunu biliyor idi ise, kazanmış olduğu hak, haciz koyduran alacaklının haklarına zarar verdiği ölçüde -oranda- geçersizdir(m.86,III). İhtiyati haciz, alacaklının devam etmekte olan (veya henüz başlamamış olan) bir takip veya davasının sonunda alacağının ödenmesini güvence altına almak için, borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır. Bu nedenle, ihtiyati haczin kesin (icraî) bir etkisi yoktur. Yani, alacaklı, ihtiyati haciz kesinleşmeden (m.264) önce, ihtiyaten haczedilmiş olan malların satılmasını isteyemez. İhtiyaten haczedilen malların satılamayacağı kuralına, kanun bir istisna koymuştur(m.108,II). Buna göre, ihtiyaten haczedilen malların kıymeti süratle düşmekte veya muhafazası masraflı ise, bu mallar icra dairesi tarafından satılabilir (m.108,II; m.113,II; m.119/4). Borçlunun ihtiyaten haczedilen mallar üzerindeki tasarruf yetkisini, burada da kısıtlanır.(m. 261,II; m.86; m.91). Yani, borçlunun tasarruf yetkisinin kısıtlanması bakımından, ihtiyati haciz ile kesin haciz arasında bir fark yoktur. Bu nedenle, borçlunun taşınmazı üzerine ihtiyati haciz konulduktan sonra, aynı taşınmaz üzerine ipotek konulması halinde, ihtiyati haciz ipotek tarihinden sonra kesin hacze dönüşse bile, ipotek alacaklısı (ihtiyati) haciz alacaklısının taşınmazın satış bedeli üzerindeki hakkından sonra gelir; yani, önce (ihtiyati) haciz alacaklısına ödeme yapılır; misal: 19. HD 25.05.2000 gün ve 2934 E., 3967 K. (Bkz. Prof. Dr. Baki Kuru, İcra Ve İflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, Ankara, sh 432, 433 ve 1060)Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 20.04.2011 tarih ve 2747 E., 5278 K; Dairemizin 14.03.2013 tarih ve 2012/5410 E., 2013/1589 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere; alacağın temliki, bir tasarruf muamelesi olup, temlikle alacaklının para üzerindeki tasarruf yetkisi sona erecektir. İhtiyati veya kesin haciz ise tasarruf yetkisini kısıtlayan bir cebri icra müessesesi olup, haczedilmiş paranın temliki, haciz alacaklısına karşı ileri sürülemez. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 08.02.2008 tarih ve 2007/9527 E., 2008/967 K. sayılı ilamında da açıklandığı üzere temlik, borçlunun muvafakatine tabi değil ise de, İİK'nın 86/3. maddesinde, "İyiniyet kaidelerine aykırı olarak taşınır mahcuz mal üzerinde üçüncü şahsın iktisap ettiği haklar, alacaklının hacizle o mala taallük eden haklarını ihlâl ettiği nispetle batıldır." hükmüne yer verilmiştir. Dosya kapsamından, şikayet olunan ...'in .... 2. Noterliği'nin 27.09.2012 tarih, 23326 yevmiye sayılı temliknamesi ile adi ortaklığın hak ediş alacağından 100.000,00 TL'yi temlik aldığı, temliknamenin hak edişi düzenleyen üçüncü kişi .... İl Jandarma Komutanlığı'na ulaştığı, şikayetçi vergi dairesinin aynı hak ediş üzerindeki haczinin 24.12.2012, şikayet olunan .... Ltd. Şti.'nin haczinin ise 03.10.2012 tarihli olduğu anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece, şikayet olunan ...'in hak ediş alacağının 100.000,00 TL'lik bölümünü şikayetçi vergi dairesi ve diğer şikayet olunanların haczinden önce temlik aldığı, bu temlik nedeniyle temlik edilen miktar üzerinde diğer alacaklıların tasarruf yetkisinin kalmadığı ve bu miktar üzerine haciz koyduramayacakları, şikayetçinin hakediş alacağının 100.00,00 TL'lik bölümü yönünden geçerli bir haciz işleminin bulunmadığı, bu bölüm yönünden de sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayet olunan ... yönünden şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan .... Tic. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ...'ın, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayet olunan ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, adı geçenler yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden şikayet olunan.... Ltd. Şti. alınmasına, peşin alınan harçların istek halinde ... ve ...'e iadelerine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.