Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 175 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5647 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi İflasın ertelenmesi davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, tekstil sektöründe faaliyet gösteren müvekkili şirketin 2006 tarihinden itibaren yatırıma ve üretime yönelik faaliyetlerine ağırlık verdiğini, ancak ..nın Türk mallarına uyguladığı ambargo nedeni ile satışlarının düştüğünü, ayrıca maliyeti düşük ucuz ..malları ile rekabet zorunluluğu gibi nedenlerle şirketin ekonomik krize girdiğini, küresel krizin etkisiyle şirketin aktif pasif dengelerinin bozulduğunu, ancak sundukları iyileştirme projesi ile borca batıklıktan kurtulabileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir Mahkemece, yargılama sonunda iflas erteleme talebinin reddi ile şirketin iflasına dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.08.2010 tarih ve 2010/814 Esas, 2012/3012 Karar sayılı ilamı ile “borca batıklığın karar anında mevcut olması gerektiği ve karar tarihi itibari ile davacının borca batık olup olmadığının incelenmesi” yönünden bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda şirketin borca batıklığının devam ettiği, ortada bir iyileştirme projesinin bulunmadığı, ticari faaliyetin olmadığı gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddine davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması ve mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerekir. Bu nedenle iflas erteleme talebinde bulunan şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı tespit edilmelidir. İflas erteleme talebinde bulunan şirket borca batık durumda değilse iflas erteleme talebi reddedilmelidir. Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra alınan bilirkişi raporunda, şirketin borca batık durumda olduğu belirtilmiş olmakla birlikte söz konusu bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. Bu durumda, mahkemece yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak borca batıklığın tespitinde şirket varlıklarının uzman teknik bilirkişi heyetince rayiç değerleri belirlenmeli, şirket borçları da tespit edildikten sonra borca batık durumda olup olmadığı, tereddüte mahal vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Şirket borca batık durumda ise mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunup bulunmadığı üzerinde durularak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.