Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 173 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5626 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki iflas ertelenmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde müdahil ... A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirketin endüstri makineleri, otomotiv yedek parça, gaz regülatörler makine ve yedek parça, pnömati ve hidrolik elemanlar üretimi, satımı, pazarlaması, ithalat ve ihracatı işini yaptığını, ancak son zamanlardaki ülke ekonomisinde yaşanan genel durgunluk, faiz yükü, tahsil edilemeyen alacaklar nedeniyle iş pazarında daralmalar yaşandığını, bu olumsuzluklar nedeniyle müvekkili şirketin borca batık hale geldiğini, ancak sundukları iyileştirme projesi ile borca batıklıktan kurtulabileceğini ve mali durumunu düzeltebileceğini ileri sürerek, iflasın bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Müdahil vekilleri, yasal şartları oluşmayan iflas erteleme talebinin reddini istemişlerdir.Mahkemece, iddia, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin borca batık olduğu, iyileştirme projesinin inandırıcı olduğu, iflasın ertelenmesi halinde işletmenin devamının sağlanabileceği ve şirketin mali durumunun düzeltilebileceği, sermaye artırımını da yapmış olması gerekçesiyle davan??n kabulüne, davacı şirketin iflasının 10.05.2011 tarihinden itibaren bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir.Karar, müdahil ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir. İflasın ertelenmesine karar verilebilmesi için iflas erteleme talebinde bulunan şirketin borca batık durumda olması ve mali durumunu iyileştirme ümidinin bulunması gerekir. Bu nedenle iflas erteleme talebinde bulunan şirketin öncelikle borca batık durumda olup olmadığı tespit edilmelidir. İflas erteleme talebinde bulunan şirket borca batık durumda değilse iflas erteleme talebi reddedilmelidir. Bilirkişi heyetinin 3. ek raporunda kök raporlarında hesaplamış oldukları “kaydi ve rayiç değerli öz varlık dikkate alındığında davacı şirketin öz varlıklarının halen borca batık olduğu söylenebilir” denilmiş, şirketin borca batık olup olmadığı konusu net bir şekilde açıklanmamıştır. Bu durumda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve denetime elverişli değildir. İflas erteleme kararı verilebilmesi için davacı şirketin dava tarihinde borca batık olması yetmez. Aynı zamanda karar tarihinde de davacı şirketin borca batık olması gerekir. Bunun için şirket varlıklarının rayiç değerlerinin son durumları itibariyle konusunda uzman bilirkişi heyetince belirlenip, şirket aktiflerinin şirket borçlarını karşılamaya yeterli olup olmadığı tereddüte yer vermeyecek şekilde açık ve net bir şekilde müdahil vekillerinin itirazları da gözetilerek belirlenmeli, şirketin borca batık olduğu tespit edildiği takdirde, iyileştirme projesinin somut ve inandırıcı olup olmadığı noktasında inceleme yapılmalıdır. Mahkemece oluşturulacak yeni bilirkişi heyetinden yukarıdaki ilkeler doğrultusunda rapor alınarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, müdahil ... A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.