Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1707 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 5722 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Asıl davada davacı-karşı davada davalı vekili, asıl davada davalı-karşı davada davacının müvekkilinin üyesi olduğunu, 24.06.2006 ve 12.05.2007 tarihli genel kurullarda alınan kararlar uyarınca aidat borcunu ödemediğini, bu nedenle girişilen takibe davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı-karşı davada davacı vekili, müvekkilinin 19.08.2006 tarihli genel kurul kararı uyarınca peşin ödeme seçeneğini tercih edip 31.500,00 TL ödeme yaptığını, kendinden bir daha ödeme istenemeyeceğini, ancak icra tehdidi altında ihtirazi kayıtla ödeme yaptığını savunarak, asıl davanın reddine, kendinden haksız tahsil edilen 3.802,00 TL'nin avans faizi ile tahsilini istemiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş, hükmün asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 14.02.2012 gün ve 2011/2084 E., 2012/983 K. sayılı ilamı ile asıl dava yönünden temyiz itirazlarının kesinlik sınırı altında kalması nedeni ile reddine, karşı dava yönünden ise hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Mahkemece Dairemizin bozma kararına uyularak bilirkişiden ek rapor alınmış ve kooperatif anasözleşmesinin 21,23/6, 61 ve 63. maddeleri uyarınca ortakların yaptıkları ödemelerin avans niteliğinde olduğu, asıl davada davalı-karşı davada davacının ödediği miktarın avans niteliğinde olup kesin maliyetin bulunmasından sonra hesaplama yapılacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı asıl davada davalı-karşı davacı davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.