Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 170 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5300 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili Av. ... ile davacılar vekili Av. ...ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, taraflar arasında 05.08.2003 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin düzenlendiğini, daha sonra taraflar arasında ek sözleşmeler imzalandığını, 11.10.2004 tarihli sözleşme gereğince arsa sahiplerine bırakılan iş yeri alanlarının büyüklüğünün düzenlenmediğini, bu sözleşmeden sonra davalı tarafın tadilat projesi yaparak iş yeri alanını kendi lehine büyüttüğünü, meydana gelen artıştan davacı arsa sahiplerine pay verilmediğini ileri sürerek, iş yeri alanlarındaki artış sebebiyle davacıların payları oranında tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde arsa payları oranında tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı tarafa ilk sözleşmeyle verilmesi taahhüt edilen toplam alanda tadilat projelerinden sonra 17,77 m² artış olduğunu, davacıların kendilerine isabet eden yeri ihtilafsız teslim aldıkları halde bir yıl sonra dava açmakta kötüniyetli olduklarını savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, davacı arsa sahipleri vekilinin temyiz istemi üzerine karar Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 03.11.2011 günlü ilamı ile “106,44 m² fazla imalattan davacı arsa sahiplerinin payına düşen 37,18 m² iş yerinin dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin davalı yüklenicilerden tahsil edilerek davacılara ödenmesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesi ile bozulmuştur. Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile 27.885,00 TL alacağın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.Karar, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Dava dilekçesinde dava konusu alacağa faiz yürütülmesi talebi bulunmamaktadır. Hal böyle iken mahkemece HMK'nın 26. (HUMK'nın 74.) maddesine aykırı şekilde talebin aşılarak tahsiline karar verilen miktara faiz yürütülmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 990,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara ödenmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.