Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1698 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10771 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davacının talebi bakımından bir karar verilmesine yer olmadığıan yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkililnin davalı birliğin 25.03.2007 günü yapılan genel kurul toplantısında birlik başkanı seçildiğini, yine aynı gün alınan karar ile Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyelerine huzur hakkı ve yolluk ödenmesinin genel kurulda kabul edildiğini, ancak müvekkiline 2010 yılının tamamı ile 2011 yılının 4. ayının sonuna kadar hiç huzur hakkı ve yolluk ödenmediğini, genel merkezin ve tüm diğer birliklerin anasözleşmelerinde birliğin Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri için huzur hakkı ve yolluk ödenmesi öngörüldüğünü, bu ücretlerin miktarı ve ödeme şeklini belirleme yetkisinin ise birliklerin genel kuruluna bırakıldığını, anasözleşme ve genel kurul kararına aykırı davranıldığını, toplam 5.242,80 TL alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini ve %40 kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; takibe ve davaya konu alacağın davalı tarafça 17.10.2012 tarihinde icra dosyasına ödendiği, bu bağlamda davanın konusuz kaldığı, davalının icra takibine haksız olarak itiraz ettiği ve dava açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle, karar verilmesine yer olmadığına, asıl alacağın %20 'si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. İİK'nın 67/2. maddesinde düzenlenen tazminat miktarı, 6352 sayılı Kanun'un 11. maddesi ile %20 olarak değiştirilmiş ve 6352 sayılı Kanun'un 38. maddesi ile 2004 sayılı İİK'na eklenen geçici 10. maddesi, 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, ''Bu kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edilir.'' hükmünü içermektedir. Mahkemece, somut olayda anılan hüküm yürürlüğe girmeden önce takibin 16.01.2012 tarihinde başlatıldığı ve davacı vekilinin % 40 icra inkâr tazminatına asıl alacak üzerinden hükmedilmesine yönelik temyiz dilekçesindeki istemi de gözetilerek, asıl alacak üzerinden %40 icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekirken, asıl alacak üzerinden %20 oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan, mahkemece, HMK'nın 332/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin dökümü yapılarak aynı Kanun'un 297/2. maddesi uyarınca denetime elverişli hüküm kurulması gerekirken, 45,70 TL yargılama giderinin dökümünün yapılmaması ve davacı tarafından yatırılan 77,90 TL peşin harcın bu kapsamda yargılama gideri arasına eklenmemesi suretiyle karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.