Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1637 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9974 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı temsilcisi tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalının aidat borcunu ödememesi üzerine toplam 69.447,54 TL'nin tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazının haksız olduğunu, aidat ve gecikme faizi borcunun davalının müvekkili aleyhine açtığı menfi tespit davasında belirlenmesine rağmen aidat ve faiz borcuna itiraz edildiğini ileri sürerek, şimdilik davacının takibin 25.000,00 TL'lik kısmına yaptığı itirazın iptaline ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin davalı kooperatife aidat ve gecikme faizi borcu bulunmadığını, 1999 yılındaki genel kurulda alınan faiz kararının batıl olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, daha önce taraflar arasında görülen menfi tespit davası sonunda verilip kesinleşen kararın kesin hüküm teşkil etmediği, takibe konu 2000 yılının Ocak ayı ile 2002 yılının Temmuz ayı arasındaki dönee ait aidat borcunun kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararlarının da sözleşme niteliğinde olduğu, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı'nın ...’nın 120/2. maddesinde düzenlenen sınırı, buna göre de yıllık temerrüt faiz oranı oluduğu, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı, ayrıca davalının ödemelerinin 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 84. maddesi gereğince öncelikle faizden düşülmesi gerektiği,bu durumda davacının takibinde, 1.915,00 TL ana para ve 6.900,43 TL gecikme faizi talep edebileceği gerekçesi ile itirazın 1.915,00 TL ana para ve 6.900,43 TL faiz yönünden iptaline, bu miktarlar yönünden icra takibinin devamına, davalı aleyhine % 20 icra inkâr tazminatına karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.1) 6100 sayılı ...'nın 297/1-c maddesinde hükmün gerekçe bölümünün, 2. fıkrada ise hükmün sonuç bölümünün kapsayacağı hususlar düzenlenmiştir. Anılan 297/1-c maddesinde, hükmün, iki tarafın iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri de kapsaması gerektiği, 297/2. maddesinde ise, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen .../...hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu öngörülmüştür. Kararın hüküm fıkrası ile gerekçesi birbirine sıkı sıkıya bağlı olup, arasında çelişki bulunmaması gerekmektedir. Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olması, mahkeme kararlarının tereddüt doğurmayacak şekilde açık olması kuralına aykırılık oluşturur.Mahkemece, verilen kararın gerekçe kısmında, davacının 6.900,43 TL gecikme faizi talep edebileceği belirtildiği halde hüküm kısmında bu hususa değinilmemesi ve bu hali ile ...'nın 297/1-c ve 297/2 maddelerine aykırı olarak gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir2) Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu olmak üzere, 16.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.