MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekili ve süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili ile davalı koooperatif arasında imzalanan 17.09.1999 tarihli arsa tahsis protokolü ile davalıya 46491 ada 1 parselde 56 konutluk arsa tahsisi yapıldığını, davalı tarafından ayrıca 12.08.2000 tarihli taahhütname verildiğini, müvekkilinin davalıdan arsa bedeli, proje bedeli, ruhsat harç bedeli, genel gider katılım payı, elektrik ... (Memur Maaş Artışı Katsayısı) farkı, gecikme zamları ve genel alt yapı katılım payları karşılığı toplam 1.735.215,05 TL alacağı bulunduğunu ileri sürerek, bu miktarın genel kurul kararları uyarınca aylık %5 gecikme faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, uyuşmazlığın 1999 tarihli protokolden kaynaklandığını, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının taleplerinin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; alacak kalemlerinin her birinin ödenmeyen kısımlarına ilişkin olarak, davanın devamı sırasında yürürlüğe giren 6098 sayılı ...'nın 120/2. maddesi hükmü ile bu hükmün uygulanmasına ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 28.11.2012 tarih ve 11-493 Esas 902 Karar sayılı emsal kararı çerçevesinde, protokol ve davacı ...'un genel kurul kararlarına dayalı olarak uygulanan gecikme zammı oranları uygulanmak suretiyle, her bir taksit miktarının tek başına ödeme gününden dava tarihine kadar geçen süre için bilirkişi kurulu tarafından yıllara göre değişen oranlarda yapılan hesaplamaya göre dava tarihine kadar işlemiş gecikme faizi miktarının 1.278.273,07 TL olarak tespit edildiği, bu alacak kaleminin her bir taksitin ödeme gününden itibaren dava tarihine kadar hesaplanmış gecikme faizi olması nedeniyle faiz alacağına faiz işletilmemesi gerektiği belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, 1.137.682,00 TL alacağın, 456.941,98 TL 'lik kısmına dava tarihinden itibaren yıllık %18 faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Davalı vekilinin temyiz dilekçesi, davacı vekiline 07.03.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince HMUK'nın 433. maddesindeki 10 günlük yasal katılma yoluyla temyiz süresi geçirildikten sonra 18.03.2014 tarihinde temyiz isteminde bulunulduğundan, davacı vekilinin süresinde olmayan temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; a) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.b)Dava taraflar arasındaki arsa tahsis protokolü ve taahhütnameye dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir6100 sayılı...'nın 266/1. (1086 sayılı HUMK'nın 275.) maddesi "Mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" hükmünü içermektedir. Aynı Kanun'un 282. (1086 Sayılı ...’nın 286.) maddesinde belirtilen bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı ve hakimin bilirkişi raporunu serbestçe takdir edeceği hükmü, ...'nın 281. (HUMK'nın 283.) madde hükmü uyarınca bilirkişi raporunu yeter derecede kanaat verici bulmazsa bilirkişiden ek rapor ya da sözlü açıklama alabileceği veya yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırabileceği şeklinde anlaşılmalıdır. Yoksa, hakimin bir kez bilirkişi incelemesine karar verildikten sonra bundan dönerek uyuşmazlığın çözümünün hakimlik mesleğinin gerektirdiği hukuki ve mesleki bilgi ile çözümlenebileceği kabul edilemez. Kaldı ki, somut uyuşmazlık çözümünde bilirkişinin rey ve mütalaasına başvurulmasını zorunlu kılar niteliktedir.Davalı tarafça, 27.03.2013 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporuna teknik nitelikte itirazlar ileri sürülmüş olup, bilirkişi kurulunca ek raporda davalı vekilinin itirazları özetlenmesine rağmen itirazlar cevaplandırılmamıştır.Bu durumda mahkemece, kooperatif uygulamaları, mali hesap ve inşaat konularında uzman üç kişilik bilirkişi kurulundan taraflar arasındaki arsa tahsis protokolü, 2/A ve 2/C başlıklı ek protokoller ve taahhütname hükümlerine göre varsa davacının alacağını belirleyen davalı vekilinin teknik nitelikte itirazlarını cevaplayan ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.3. Kabule göre; Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporunda, alacağın, işlemiş gecikme faizinden oluşan bölümü 680,739.72 TL olarak hesaplanmasına ve mahkemece ek rapor doğrultusunda hüküm kurulmasına rağmen, hükmün gerekçe kısmında kök rapordaki işlemiş faiz miktarının yazılmış olması hatalı olmuştur. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin süreden reddine, (2-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.