MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunu, aidat borçlarını düzenli olarak ödediğini, bir kısım üyelerin kooperatife ait konutlarda oturduğunu, bazı üyelere bitmekte olan konutların tahsis edildiğini ancak müvekkilinin açıkta bırakıldığını, konutların üyelere tahsisi için iki defa kur'a düzenlendiği halde müvekkilinin kur'alara davet edilmediğini, kooperatif yönetiminin daire yapamadığı takdirde daire alırız diyerek müvekkilini oyaladığını, bu nedenle müvekkiline ne zaman bir konut yapılıp teslim ve tahsis edileceğinin meçhul olduğunu, kendilerine ev tahsis edilen üyelerin 30,00 TL kira öderken müvekkilinin 8-10 katı kira ödediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak üzere müvekkiline diğer ortaklara tahsis edilen değerde bir konutun tahsisi ile adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde konutun parasal değerinin ticari faizi ile ödenmesini, çok düşük kira bedeli ile konutlarda oturan üyeler karşısında yaşanan mağduriyet nedeniyle 4.000,00 TL tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının aidatlarını düzenli olarak ödemediğini, kooperatife borcunun bulunduğunu, davacının kooperatiften ayrılma hususunda genel kurulda veya haricen bir beyanı bulunmadığını, bu nedenle açılan davanın haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı kooperatif ortağı olduğu, dava tarihi itibariyle bir kısım üyelere konut tahsisi yapıldığı halde davacıya herhangi bir konut tahsis edilmediği, tahsis edilecek konut da bulunmadığından tescil talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacının dava tarihi itibariyle 59.666,23 TL alacağının bulunduğu gerekçesiyle tescil talebi yönünden davanın reddine, 59.666,23 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, kira bedeli ile ilgili bedelden feragat edildiğinden bu talep yönünden davanın reddine karar verilmiştir.Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.1)Dava, konut verilemeyen ortağının kooperatiften konut tahsisi ve adına tescili, olmaz ise tazminat istemine ilişkindir.Ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu ortaklık sıfatı sona erecek olursa, artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Bu husus dava koşulu olup, mahkemece de re'sen gözönünde bulundurulmalıdır.Somut olayda, yargılama devam ederken davacının 14.03.2012 tarihli yönetim kurulu kararı ile kooperatif üyeliğinden ihraç edildiği anlaşılmaktadır. Davacının konut tahsisi ve tescil, olmaz ise konut karşılığı tazminata ilişkin isteminin dinlenebilmesi için, davacının davalı kooperatifin üyesi olması ve bunun açılan dava boyunca ve kararın kesinleşmesine kadar devam etmesi gerekir. Davacı hakkında alınan ihraç kararının kesinleşmesi halinde üyelik sıfatı sona ereceğinden aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerekir. Bu durumda, mahkemece davacı hakkındaki ihraç prosedürünün sonucunun beklenilmesi, üyelik sıfatının devam ettiğinin belirlenmesi halinde, bundan sonra davanın esasına girilmesi gerekirken, dava tarihi itibariyle üye olduğu gerekçesiyle esasa girilmesi doğru olmamıştır.2)Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.