MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R-Davacı vekili, davalı kooperatif ile konutun önceki maliki ....arasında peşin satış mukavelesi yolu ile 12.04.2000 tarihli konut satış sözleşmesi yapıldığını, müvekkilinin davalı kooperatifin sattığı konutu, maliki ...'den bedelini peşin vererek satın aldığını, satış sözleşmesi ve dilekçelerden de anlaşılacağı üzere, önceki malik ...nün yaptığı iş veya hizmet karşılığı dairesini peşin olarak aldığını, buna göre dairenin bitmiş olarak tüm bedelinin önceki malik tarafından ödendiğini, önceki malik ....nün konutu yine peşin bedel ile müvekkiline sattığını, satış ile önceki malikin tüm haklarının müvekkiline devredildiğini, konutu satın aldığından beri kooperatifin müvekkilinden sürekli para istediğini, kooperatif yöneticilerini yakından tanıdığı için müvekkilinin de istenilen bedelleri ödediğini, ancak yaptığı araştırma sonucunda 18.250,00 TL fazla ödeme yaptığını anladığını, davalı kooperatifin bu bedel kadar sebepsiz zenginleştiğini, ödenmesi gereken 1.000,00 TL çevre düzenleme bedeli düşüldüğünde 17.250,00 TL'nin müvekkilinden fazladan alındığını, tarafların uzlaşmak için toplandıklarını, davalı kooperatifin müvekkilinden 2.125,00 TL fazla aldığını kabul ettiğini ancak fazla ödeme miktarı konusunda uzlaşma olmadığını ileri sürerek, 17.250,00 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının davacı sıfatı bulunmadığını, davacı ile ... arasındaki ilişkinin kooperatifi bağlamadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu daire için, toprak sahibine ödeme ve aidat alacağı için ödeme yapılacağının düzenlenmediği, davacı daireyi ...'den satın aldığından, aynı daire için mukavele şartlarının davacı için de geçerli olacağı, kooperatif tarafından sonradan ve sözleşmede belirtilmeyen kalemlere ilişkin ödeme talep edilmesinin sözleşme şartlarına ve hakkaniyete uygun olmadığı, davacı tarafça 19.675,00 TL fazla ödeme yapıldığı gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 17.250,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacı kooperatif üyesi tarafından davalı kooperatife yapılan ödemelerin istirdadı istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan inceleme ve hükme esas bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir.1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin aidat ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsemedikçe 1163 sayılı Yasa'nın 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, kooperatifin en yetkili organı genel kuruldur. Genel kurulda hakkaniyetin gerektirdiği ölçüde gerekli kararlar alınabileceği gibi, daha önce alınan ve uygulanan kararların değişen koşullar ve eşitlik ilkesi gerektirdiğinde, değişen koşullarda eşitlik sağlanmak üzere değiştirilmesi mümkün ve geçerli olup, bu durumda kazanılmış hakların ihlalinden sözedilemez. Aksi halde bu ilkelere uyulmadan alınan sonraki genel kurul kararı, kazanılmış hakları ihlal edeceğinden yok hükmündedir. Bu durumda, peşin ödemeli ortakların durumunu ağırlaştırabilecek ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesinde yer alan eşitlik kuralına aykırı olabilecek şekilde alınan bir genel kurul kararı, daha önce oluşan üyelik statüsünün davacı yararına olan sonuçlarını olumsuz olarak etkilediğinden, yok hükmündedir. Yok hükmünde olan kararlar baştan beri hükümsüz olan, sonradan geçerlik olanağı bulunmayan kararlardır. Bu nitelikteki kararların yokluğunun tespiti davası açabilmek için kararlara muhalif olmak gerekmemektedir.Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında mahkece, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları, bilançoları kooperatifler konusunda uzman bir bilirkişi aracılığı ile incelenerek, davacının üyeliği devraldığı ...'nün ya da sonradan davacının bu ilkelere uygun olarak peşin bedelli ortak olup olmadığı üzerinde durularak, davacının peşin bedelli ortak mı, normal statüde ortak mı olduğunun belirlenmesi, üyeliğinin türünün gerektirdiği parasal yükümlülükleri yerine getirip getirmediği, kooperatif tarafından talep edilen ve davacı tarafından ödenen miktarın hangi kısmından davacının sorumlu olduğu, 22.06.2008 tarihli 2007 ve 21.06.2009 tarihli 2008 yılı genel kurullarında peşin bedelli ortaklara arsa sahibine ödenecek miktar yönünden ödeme yükümlülüğü getiren genel kurul kararlarının kesinleşip kesinleşmediği, bu kararların peşin bedelli ortakların kazanılmış haklarını ihlal eder nitelikte olup olmadığı belirlenip, sonuç olarak dava tarihi itibariyle davacının genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğu ve davalının 2.125,00 TL'lik tutarı davacıdan fazla tahsil ettiğini kabul etmiş olduğu da gözönünde bulundurularak davacıya iadesi gereken meblağın belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.