Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1579 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 1397 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Davacı vekili, müvekkili kooperatifin 06/07/2008 tarihli 2007 yılı olağan genel kurul toplantısı ve 08/11/2009 tarihli olağan üstü genel kurul toplantılarında alınan kararlar gereği davalı borçluya ait ödenmeyen üye aidat alacağı sebebiyle ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/18845 no'lu dosyasıyla davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının icra takibine haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazı sebebiyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, üye olduğu varsayılması halinde her sene düzenli olarak olağan ve olağan üstü genel kurul toplantılarına çağrılmasının zorunlu olduğunu, buna rağmen bu zorunluluğun yerine getirilmemesi sebebiyle aidat isteme hakkının doğmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; billirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile asıl alacak miktarı üzerinden % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.2) Mahkemece, asıl alacak ve gecikme faizinden oluşan toplam alacağa takip tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilerek, dava tarihinde yürürlükte bulunan, (818 sayılı...’nın 104/ son) 6098 sayılı ...'nın 121/son maddesine aykırı olarak gecikme faizine faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.3) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu karar tarihinde yürürlükte olup, Türk Borçlar Kanunu'nun Yürürlülüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki 6101 sayılı Kanun'un 7. maddesinde aynen “Türk Borçlar Kanunu'nun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalarda da uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 88. maddesindeki “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının %50 fazlasını aşamaz.” hükmünü içermesinin yanı sıra, temerrüt faizine ilişkin 120. maddesinde de aynen; “Uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faiz oranı birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının %100 fazlasını aşamaz. Akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur.” düzenlemesine yer verilmiştir.Kooperatif genel kurullarında kararlaştırılan faiz Türk Borçlar Kanunu'nun 120. maddede düzenlenen temerrüt faizidir. Kooperatif ile üyesi arasında ticari ilişki bulunmadığından yasal oranda temerrüt faizi uygulanmalıdır. 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine ilişkin Kanun'un 2/1. maddesi gereğince bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu sözleşmeyle aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1. maddede belirlenen yasal faiz oranına göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur. Maddenin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere temerrüt faizinin, yasal faiz oranından fazla alınması taraflarca kararlaştırılabilir. Anılan maddeler birlikte değerlendirildiğinde kooperatif genel kurulunca belirlenen aidatların ödenmesinde gecikme durumunda alınacak temerrüt faizinin yasal temerrüt faiz oranından daha fazla miktarda kararlaştırılabileceği anlamı çıkmaktadır. Ancak taraflar, uygulanacak faiz oranını belirlerken, yukarıdaki belirtilen 6098 sayılı ...'nın 120/2. maddesinde öngörülmüş olan sınırlamayı dikkate almak zorundadır. Davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı ...'nın 120/2. maddesine düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının %100 fazlasını aşamayacaktır. Bu durumda, mahkemece karar tarihinde yürürlükte olan anılan yasal düzenleme bu açıklamalar çerçevesinde somut olay bakımından değerlendirilerek, işlemiş ve işleyecek gecikme faiz oranı ve miktarı bakımından gerektiğinde bilirkişiden denetime elverişli bir rapor alınmak ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz isteminin reddine, (2) ve (3) numaralı bendde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.