MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki asıl, ihraç kararının iptali, tapu iptali, tazminat ve birleşen tapu iptali, tescil davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl ve birleşen davada taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R -Asıl davada davacı vekili, davalı kooperatif üyesi olan ve ödemelerini düzenli olarak yapan müvekkiline kur'a sonucu isabet eden dairenin anahtarının verildiğini, ancak elektrik ve su bağlanmadığı için davalı kooperatif tarafından yerleşmeye izin verilmediğini, aradan bir süre geçtikten sonra bağımsız bölümü teslim almak için kooperatife gittiğinde ilişkisinin kesildiğini ve hiçbir tebligat yapılmadan ortaklıktan çıkarıldığını şifahen öğrendiğini ileri sürerek, usulüne uygun olmayan ihraç kararının iptali ile müvekkilinin ortak olduğunun tespitini ve müvekkiline tahsis edilen 7 no'lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptali ile tescilini, mümkün olmazsa bağımsız bölümün değerine karşılık şimdilik 60.000,00 TL tazminatın ve 13.050,00 TL kira alacağının davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiştir.Asıl davada davalı kooperatif vekili, davacının 15 yıldır kooperatife hiçbir başvuruda bulunmadığını ve ortaklık vecibelerini hiçbir şekilde yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili, müvekkili hakkında verilen ihraç kararı tebliğ edilmeden ve kesinleşme işlemi yapılmadan müvekkiline kur'a sonucu isabet eden taşınmazın ... adına tescil edildiğini ileri sürerek, davalının müdahalesinin men'ini ve tapuda müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.Birleşen davada davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, davalı kooperatif tarafından üyelere sunulan ve blok numaralarını belirten proje ile belediye numaratajının karıştırılıp tapuya yanlış aktarılmış olduğunu, bunun sonucunda 7 nolu blok olarak kur'a çekimi yapılan tüm üyelerin 1 nolu bloğa yerleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; içerik ve usulsüz tebliğ nedeniyle geçersiz olan birinci ve ikinci ihtarnamelere dayanarak davacı hakkında alınan ve tebliğ edilmeyen 28.06.2003 tarihli genel kurul ihraç kararının anasözleşme ve kanuna aykırı olduğu, davalı kooperatif bünyesinde davacıya kesin olarak tahsis edilebilecek bir konutun bulunmadığı, dava tarihi itibariyle bir ortağın yerine getirmesi gereken parasal yükümlülüklerin 14.634,00 TL olması gerekirken, davacı tarafından 3.545,00 TL ödeme yapılması karşısında davacının genel kurul kararları uyarınca yerine getirmesi gereken parasal yükümlülükleri tam olarak yerine getirmediği, bu nedenle kur'ada kendisine isabet eden konutun kendi adına tescili ve yoksun kalınan kira gelirlerini talep etme hakkının bulunmadığı, ancak konut tahsisi imkânsızlığı sebebiyle 25.568,38 TL tazminat talep etme hakkı olduğu gerekçesiyle, asıl davada ihraç kararının iptali ile ortaklığın devam ettiğinin tespitine,kooperatif aleyhine açılan tapu iptal ve tescil talebinin reddine, kooperatif hakkındaki tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.568,38 TL'nin davalı kooperatiften tahsiline, kira tazminatı talebinin reddine, birleşen davada ise; davalı kooperatif tarafından gerçekleştirilen ferdileşme işlemleri sırasında tapu sicil müdürlüğüne ibraz edilen ferdileşme listesi ile kur'a tutanağının birbiri ile uyumsuz olduğu, davacıya kur'a da isabet eden 21981 ada, 1 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan 1. Blok, 2. Kat, 7 numaralı bağımsız bölümün ferdileşme listesine göre 21981 ada, 1 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan 4. Blok, 2. kat, 7 numaralı bağımsız bölüm olduğu, birleşen davanın davalısı ...'ün kur'a tutanağına göre davacıya isabet eden dava konusu 21981 ada, 1 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan 1. Blok, 2. Kat, 7 numaralı bağımsız bölüm üzerinde ferdileşme listesine göre hak sahibi olduğu, diğer ortaklarla aynı şekilde hareket ettiği, bu sebeple davalıya karşı herhangi bir talepte bulunulamayacağı, tapu kaydına göre 21981 ada, 1 parsel nolu taşınmaz üzerinde bulunan 4. Blok, 2. Kat, 7 numaralı bağımsız bölümün 06.08.2003 tarihinde dava dışı ... isimli kişi adına ferdileştirildiği daha sonra 30.04.2004 tarihinde ... tarafından dava dışı... isimli kişiye satıldığı ve halen Nermin Keskin adına kayıtlı olduğu gerekçesiyle, birleşen davanın reddine, davalı lehine 1.320,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmiştir.Kararı, asıl ve birleşen davada taraf vekilleri temyiz etmiştir.1-Asıl davada davalı kooperatif vekilinin ihraç kararının iptali istemine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazları yönünden;Mahkemece, 28.06.2003 tarihli genel kurulda davacının ihracına ilişkin hükme yönelik verilen kararın usulüne uygun olmayan ihtarnamelere dayalı olarak verildiği gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.Ancak, aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK'nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir.28.02.2013 havale tarihli ek raporda, davacının en son 03.01.2003 tarihinde aidat ödemesi yaptığı belirtilerek davacının taleplerinin ...'nın 2. maddesine uygun olup olmadığının değerlendirilmesinin mahkemeye ait olduğu bildirilmesine rağmen, mahkemece, bu yönde herhangi bir tartışma ve inceleme yapılmaksızın salt ihtarlara dayalı olarak hüküm kurulmuştur.Bu durumda, mahkemece, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgelerinin öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise anasözleşmenin 40. maddesi uyarınca Ticaret Sicil Memurluğu'ndan, mümkün olmazsa anasözleşmenin 41. maddesi uyarınca ...'nden kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri celbedilip kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, genel kurul kararları ile aidat alınmasına ilişkin karar alınıp alınmadığı, üyelerin kooperatifin varsa banka hesabına aidat yatırıp yatırmadıkları, diğer anlatımla kooperatifin aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığı, davacının varsa ödeme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, davalının davacıyı genel kurul toplantılarına çağırıp çağırmadığı, hazirun listelerinde isminin yer alıp almadığı, davacının 03.01.2003 tarihinde yaptığı son ödemeden itibaren işbu dava tarihine kadar anılan şekillerde kooperatif ile ilişkisini devam ettirip ettirmediği hususunda rapor alınıp, anasözleşme ya da alınan bir genel kurul kararı uyarınca ortağın kooperatifine uğramasını zorunlu kılan başka bir yükümlülüğü varsa, bunun üzerinde de durularak, sonuç olarak son ödeme tarihi ile dava tarihi arasında geçen süre itibariyle davacının talebinin TMK'nın 2. maddesine uygun olup olmadığının ve davanın bu nedenle reddi gerekip gerekmediğinin yeterince tartışılması ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.2-Somut olayda olduğu gibi, ortaklık hak ve sıfatına bağlı olarak dava açan kişinin, şayet yargılama sırasında bu sıfatı sona erecek olursa artık davayı takip ve sonuçlandırmakta hukuki yararı kalmaz. Zira, bu husus dava koşulu olup, davacının bu sıfatının yargılama sonuna ve hükmün kesinleşmesine kadar devam etmesi zorunludur ve bu yön mahkemece re'sen gözönünde bulundurulmalıdır. Mahkemece, asıl davadaki tazminat ve asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil davası yönünden ayırma kararı verilerek asıl davadaki tazminat istemi ve asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil davası bakımından ihraç kararının iptali davasının bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre davacının üyelik durumu belirlenip buna göre asıl davadaki tazminat talebi ile asıl ve birleşen tapu iptali ve tescil davasında davacının hukuki yararının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekirken, tüm istemlerin birlikte incelenerek karar verilmesi doğru olmamıştır.Öte yandan, davalı kooperatifin unvanının ticaret sicil kaydına uygun yazılmaması ve tasfiye halinde girmesine rağmen dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı ...'nın 439/son (6102 sayılı TTK'nın 533/son) fıkrası uyarınca eklenmesi gereken ''Tasfiye halinde'' ibaresinin gerekçeli karar başlığında eklenmemesi,...'nın 297/1-b maddesi hükmüne uygun düşmemiştir.3-Bozma nedenine göre, taraf vekillerinin asıl davada tazminat istemi ve asıl ve birleşen birleşen tapu iptali tescil davasında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davalı vekilinin ihraç kararının iptali istemine ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, asıl davada davalı yararına, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle, re'sen BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada taraf vekillerinin asıl davada tazminata, asıl ve birleşen davada tapu iptali ve tescile yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.